Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Durun İnecek Var

Yasemin Pforr

Durun İnecek Var Gönderileri

Durun İnecek Var kitaplarını, Durun İnecek Var sözleri ve alıntılarını, Durun İnecek Var yazarlarını, Durun İnecek Var yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tek hatırladığım ben hep "iyi olacağım" derdim.İyi olursam insanlar tarafından sevilecek, iyi olursam insanlar tarafından kabul görecektim.O kadar "iyi" olacaktım ki herkes benim için " o çok iyidir" diyecekti.Kimse bana "kötülük" yapmaya cesaret edemeyecek, kimse kalbimi kırmayacaktı. Çocukluk işte...
158 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
*()* DURUN İNECEK VAR *()* YASEMİN PFORR *()*
*()* DURUN İNECEK VAR *()* YASEMİN PFORR *()* İlk başta kitapta kendimden çok ayrıntı buldum. Bunu söylemeden geçemiyeceğim. Bana çok iyi geldi. Demek ki benim dışımda da birileri bunları yaşıyor hissi beni canlandırdı güç verdi. Yazar “Herkesin sevdiği, takdir ettiği, beğendiği biri olmak zorunda mıyız? “ cümlesi ile sorularına cevap aramış ve
Durun İnecek Var
Durun İnecek VarYasemin Pforr · Cinius Yayınları · 20132 okunma
Reklam
Hiç bir şey yemeden, sadece kahve ve sigarayla kaç gün boş duvarlara bakmak gerekiyor insanın içindeki acıya alışması için? Kaç ay, kaç yıl geçerse yarasını sevmeye başlayabiliyor? Beynimde hiç bir söz, hiç bir anı kendine yer bulamıyor. Sadece acıyla kaplı her kıvrım, başka bir düşünceye yer açmıyor. Üzüntü değil, keder değil, hüzün değil; sadece acı... Duvarlar kadar boş bir acı. Saf, katıksız, yalın... Öfke yok, gözyaşı yok, kırgınlık yok. Hiç bir şey yok. Bomboş... Yaşıyor muyum?
Bir sürü, camın içine çakılmış ölü kelebeklerle dolu bir dünyada yaşıyoruz. Kendi yapay ışıklarımızla kendimize çektiğimiz kelebeklerin bir günlük ömrünü çalıyor, kendi ömrümüze ömür katmaya çalışıyoruz. Ömrümüzü birçok renge boyuyor, çıkan desenlerin içinde kayboluyoruz.
Unutmuyor çocuklar… Bugün yetişkin olmuş çocuklar bile, çocukluklarında ekilmiş anlaşılmazlık tohumları, geçmiş zamana rağmen hala biçilememişse unutmuyorlar.
İki kişilik yatakta koca bir yalnızlık… Bazen gece uyandığımda, o kenara itelenmiş yatak örtüsü ve üzerindeki süs yastıkları, gece karanlığında yalnızlığımın nişanesi gibi dikiliyorlar yanı başımda. Sabahları uyandığımda ise koskoca yatakta ne kadar küçük bir yer kapladığımı görünce şaşırıyorum. Hala ve hala evliliğim süresince yattığım gibi, yatağın en kenarına büzülüp yatıyorum. Dünyadaki yerim bu kadar işte diye geçiyor bazı bazı aklımdan. Neden artık tümüyle bana ait olan yatakta sere serpe yatamıyorum? Neden varlığımı hayata sere serpe seremiyorum?