Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Düşüncenin Canı

Emin Özdemir

Düşüncenin Canı Sözleri ve Alıntıları

Düşüncenin Canı sözleri ve alıntılarını, Düşüncenin Canı kitap alıntılarını, Düşüncenin Canı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir öykünün başarısı ya da başarısızlığı uygun anlatıcı türünün seçilip seçilmediğine bağlıdır büyük ölçüde...
Salâh Birsel’in deyişinde ayrı bir yeri var ikilemelerin. Anlatımı da anlamı da bu yolla pekişiyor. Aynılı ikilemelerden çok, öğelerden birini seçse değişikliğe uğratıyor: “...keçeler ve küçüler, kambur zambur, aba kebe, pık pık, şeker şerbet vızık vızık, dünya donya, kaknem mi kaknem, sıska mı sıska, garklı gurklu, üfürlü ve püfürlü, urplu turplu, dıbır dıbır...” gibi.
Reklam
Dokunduğu her sözcüğe şiirsellik yükleyen, şiirimizin yediveren gülüdür Ahmet Telli...
Okurun sanatçıya da yaratısına da bir inancı vardır uyuşum durumunda. Sanatçının yaşadığını yazdığına, içtenlikten ayrılmadığına inanır genellikle. Yaşamından seçtiği olay ve olgularla söylediğini kanıtlamaya yönelir. Bir de sanatçının inanmadığı şeyleri anlattığını, söylediklerini yaşamıyla çürüttüğünü öğrenirse bu durum okurun o sanatçının yazınsal yaratısından alacağı tadı olumsuz yönde etkiler.
Okuma çok yönlü bir edimdir. Bir bakıma iki kapak arasında ya­ pılan, kendine özgü kuralları, ilkeleri olan bir yolculuktur. Hem de güç bir yolculuk. D.H. Lawrence bir denemesinde şöyle belirtir bunu "Bir kitabın en kötü yanı da kapaklarla örtülü olmasıdır. Kaya­ lara, dikili taşlara yazarken yalan söylemek daha güçtü. Gün ışığı pek keskindi. Ama insan mağaralara, gizli kovuklara, tapınaklara çekildi hemen; kendi ortamını eliyle yaratabileceği, kendi kendine yalanlar söyleyebileceği yerlere. Kitap da bir yer altı kovuğudur,
Sayfa 20 - Eksik Parça yayınları 1kasım 2019Kitabı okudu
Karşılaştırma, yaratıcı düşünme, bulgulama yöntemi olduğu gibi, anlama, ayrıştırma yoludur da. İnsanları, kavramları, durum, olay ve olguları anlamamızı sağlayacak ipuçları veren.
Reklam
Benim gibi seksenli yılların ağırlaşan dünyasını sırtında taşıyan birine, bir tür hava değişimi, içsel bir yolculuğa çıkış oluyor şiir. Yaşamımızdan çekip gitmiş, bir daha geri dönmeyecek şeyler vardır ya; çocukluk gibi, gençlik gibi, ilk aşklar gibi, sevdiğimiz ölüler gibi… Onlarla bir yolculuğa çıkmak, içe kapanışın, yalnızlığın sınırlarını aşmak oluyor.
Kemal Özer; güncelden, gündelik yaşamın her günkü akışından yola çıkarken ayrımına varamadığımız ya da duyumsayamadığımız kimi ışıltılar, kimi ayrıntılar yakalıyor. Bunların şiirini yazıyor işte. İçimizi zaman zaman yoklayan, bir gelip bir giden ama adını koyamadığımız gelgitleri şiirselleştiriyor.
Yazının tadı, yazarının söz evrenine bağlıdır. Salâh Birsel bu bağıntıyı en iyi somutlayan yazarlarımızdan biridir.
Bir romanın yazınsal değeri ya da değersizliği onun satış sayı­ sıyla ölçülür mü? Sık sık tartışılan, güncelliğini yitirmeyen bir so­ rudur bu. Soruy u açanlar, genellikle şu iki noktada yoğunlaşıyor­ lar: Çok satışlı romanların bir bölümü yayımlandığı günlerde yan­ kılar uyandıran, pazar ve piyasa koşullarına göre oluşturulmuş yapıtlardır. Bun l ar, bir süreliğine çok satanlar arasında yer alır, sonra parıltıları söner, unutuluşun külleri altında yitip giderler; ötekilerse yayımlandıklarında satışları sınırlıdır ama yılların akışı içinde satış hızlarını hep sürdürür, yaşarlıklarını korurlar. Bu bağ­ lamda birincilere "çok satan': ikincileri de "çok satar" yapıtlar de­ nebilir mi? Denmeli diye düşünüyorum. Çok satan romanlar, nasıl bir gereksinimle okunuyor?..
Sayfa 144 - Eksik Parça yayınları 1kasım 2019Kitabı okudu
Reklam
Her yeni güne sevdiğim şairlerden birinin şiiriyle başlıyorum. Çevremi kuşatan çiğ gerçekleri, şiirin sağaltıcı soluğuyla yumuşatmak için yapıyorum bunu. Gün güne soğuyup grileşen yaşam ortamımın ısırıcı havasını az da olsa ısıtmak için.
İnsan doğasının bilinmeyen nice varoluşsal özellikleri vardır; bunlar üstüne çalışan ruhbilimciler, şöyle bir ortak noktada birleşiyorlar: İnsan, evreni tanıdığı kadar kendini tanımıyor.
Öykülerde anlatılanlar, gerçek kişilere, olaylara ve durumlara bağlanarak denetlenmez. Bilgiler, düşünceler, duygular bir yaşanmışlığın, bir deneyimin ürünü olarak görülemez öyküde. Gelgelelim, köşeyazıları için böyle değildir bu. Denetlenebilir anlatılanlar; göndergelerinin nesnel karşılıkları vardır. İmgelemin, düşselliğin payı da oldukça sınırlıdır.
Bana göre İkinci Yeni'nin toprağında üretilmesine karşın yine de o şiirin genel havası dışında kalan bir kendindenliği vardır Kemal Özer şiirinin.
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.