Çağdaş felsefenin başvuru kitabı olup başta Spinoza gibi filozofların tartışma konusunu oluşturan bu eser, Descartes'ın bir tıp profesörü ve İsveç Kraliçesi ile mektuplaşmaları sonucu oluşmuştur. Oldukça ilgili şekilde bu mektupları takip eden kraliçe Descartes'ı Stockholm'e davet etmiş, bu yolculuk Descartes'ın maalesef son yolculuğu olmuştur.
Kendini birçok bilim dalında geliştiren ve yetkin hale getiren bu filozof, aynı zamanda analitik geometrinin de kurucusudur.
Üç bölümden oluşan kitabın girişi çok ağır ilerliyor çünkü bu kısımda ayrıntılı tıbbi açıklamalarla bir girizgah yapılmış. Biraz ürküp bırakılırsa bu esere yazık olur, bence. Çünkü 2.kısımdan itibaren insan hayatında rol oynayan altı temel duygu irdeleniyor. Açıklamalar bilimsel olgulardan oluşuyor, açık ve anlaşılır. 3.kısımda bu temel duyguların bileşiminden oluşan diğer duygu durumlarına yer verilmiş.
Son olarak, tüm duyguların temelinde iyi olduğu ve korkulması gerekenin bu duygular değil, bu duyguları kontrol edememek olduğuna değinilmiş.
Ufuk açan, insanı kendi içine bakmaya iten sevdiğim kitaplardan biri oldu.