Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Duyulmayan Anlam Çığlığı

Viktor E. Frankl

En Eski Duyulmayan Anlam Çığlığı Sözleri ve Alıntıları

En Eski Duyulmayan Anlam Çığlığı sözleri ve alıntılarını, en eski Duyulmayan Anlam Çığlığı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ne var ki bir insan olgusu olarak özgürlük, çok insancadır. İnsan özgürlüğü sonlu bir özgürlüktür, insan koşullardan özgür değildir. Ama bu koşullar konusunda tavır almakta özgürdür. Koşullar onu tam anlamıyla şartlandırmaz. Belli sınırlar içinde, koşullara boyun eğerek yenip düşüp düşmeyeceği, ona kalmış bir iştir. Bu koşulların üstüne de çıkabilir ve bunu yaparak insan boyutuna girebilir.
O (Freud), bize nevrotiğin maskesini düşürmeyi, davranışlarının altında yatan gizli, bilinçsiz güdülenimleri (motivasyonları) ortaya çıkarmayı öğretti. Ama bu maske dü­şürme işinin, psikanalistin, artık sadece samimi (otantik) olduğu için maskesi indirilemeyecek bir şeyle karşılaştığı noktada durması gerektiğini hep söylerim. Ancak bazı "maske düşürücü psikologlar" (eskiden psikanalistler kendilerini böyle adlandırıyordu!), otantik şeylerle karşılaştıkları noktada durmadıkları taktirde, yine bir şeylerin maskesini düşürürler. Bu onların kendi gizli güdülenimleridir, insanda samimi (gerçek) olan, gerçekten insanca olan şeyleri değerden düşürme, küçümseme ve aşa­ğılamaya yönelik kendi bilinçsiz arzularıdır.
Reklam
"İnsan potansiyelini en yüksek noktaya çıkarmak istiyorsak, ilk önce bunun varlığına inanmamız gerekir. Aksi taktirde insan "sürüklenecek," yozlaşacaktır, çünkü insanın en kötüsüne yönelik bir potansiyeli de vardır. Potansiyel insanlığa olan inancımı­zın, bizi insancıl insanların bir azınlık olduğu ve belki de hep azınlık olarak kalacağı gerçeğine karşı köreltmesine göz yummamalıyız."
Mutluluğa engel olan şey, "mutluluk arayışı"nın kendisidir.
Psikiyatristin kaderciliği, hastadaki, zaten nevrozun tipik bir özelliği olan kaderciliği pekiştirme eğilimi gösterir. Toptan belirlemecilik (pan-determinizm), bir bahane olarak suç­lunun işine yarar: suçlanan şey onun içindeki mekanizmalardır. Ama bu tarz bir tartışma, kendi sonunu hazırlar. Sanık, suçunu işlediği zaman gerçekten de özgür ve sorumlu olmadığını savunursa, yargıç da cezasını verirken özgür ve sorumlu olmadığını iddia edebilir.
undefinedKitabı okudu
Bilimle tanımlanan dünyada anlam eksiktir. Ama bu, dünyanın anlamdan yoksun olduğu anlamına değil, bilimlerin çoğunun bu anlama karşı kör olduğu anlamına gelir.
Reklam
Kalbin, mantığın bilmediği sebepleri vardır. [ Blaise Pascal ]
Özgür olmak, olgunun tamamının sadece negatif yanıdır; pozitif yanı ise sorumlu olmaktır. (Hürriyeti, "hukukuna mâlikiyettir" şeklinde tanımlayan Elmalılı merhuma rahmet olsun.)
Bilimcilerimizin bilgiden fazlasına ihtiyacı var: bilgeliğe de sahip olmaları gerek. Bense bilgeliği bilgi artı bilginin sınırlarının bilincinde olmak olarak tanımlıyorum.
On beş ya­şımdayken, şu yaşımda bile daha çok inanır olduğum bir tanrı tanımı geliştirmiştim. Şöyleydi: Tanrı, en gizli iç konuşmalarımıza eşlik eden ki­şidir.
Reklam
Cinsel hafiflik, eşin (partner) eşsizliğinin gözardı edilmesi anlamına gelir ve karşılık olarak sevgi ilişkisini engeller. Sadece sevgide gizli olan bir cinsellik gerçekten ödüllendirici ve doyurucu olabildiği için, bu tip bir bireyin cinsel yaşamı zayıftır. Bu durumda elbette bu kalite (nitelik) eksikliğini sayıyla (nicelik olarak) dengelemeye çalışacaktır. Bu da karşılık olarak, sürekli artan ve şiddetlenen bir uyarım gerektirir; örneğin pornografinin sağladığı da budur.
Bugünkü kültürümüzde seks enflasyonu denebilecek bir şeye tanık oluyoruz. Bunu ancak daha kapsamlı olan varoluşsal boşluk temelinde ve ne yapması gerektiği konusunda iç­ güdülerin, geleneklerin veya değerlerin yönlendirmesinden yoksun kalan bireyin, artık çoğu kez ne yapmak istediğini de bilmemesi gerçeği temelinde anlayabiliriz.
Varoluşsal boşluk içinde cinsel libido aşırı gelişir (hipertropi) ve bu aşırı gelişme, seks enflasyonu yaratır. Diğer enflasyon türlerinde (örneğin para piyasalarında) olduğu gibi, cinsel enflasyon da değerden düşmeyi birlikte getirir: cinsellik, insansızlaştığı kadar değerden de düşer. Bireyin kişisel yaşamıyla bütünleşmeyen, sadece haz uğruna yaşanan bir cinsel yaşam sürme eğilimi gözlüyoruz. Cinselliğin bu şekilde kişiliksizleşmesi, varoluşsal engellenmenin bir belirtisidir: insanın anlam arayışının engellenmesi.
undefinedKitabı okudu
Sigmund Freud, "Kişi, yaşamın anlamını veya değerini sorguladığı an, hastadır," demiştir; ama ben insanın bu yolla kendi insanlığını dile getirdiğine inanıyorum. Yaşam için bir anlam aramak, hatta böyle bir anlamın olup olmadığını sorgulamak, insanın bir başarısıdır.
Yaşamı bu kadar ciddiye almayalım. Sorunları­mızla dalga geçelim. Sorunlarımıza dışarıdan bakıp gülebilirsek, anında ortadan kalkarlar!
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.