Edebice Dergisi - Sayı 13 sözleri ve alıntılarını, Edebice Dergisi - Sayı 13 kitap alıntılarını, Edebice Dergisi - Sayı 13 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İlkokula başladığı yıl, herkes gibi onun da hayalleri vardı. Bir gün okula müfettiş gelir ve çocukları sözlü imtihan yapmak ister. Sınıfta oturacak yer yoktur ve bu sebeple Karakoç, sınıfın bir köşesinde ayakta durmaktadır. Müfettiş, çocuklara "Büyüğünüz kimdir?" diye sorar. Farklı kafalardan, farklı sesler çıkmaktadır. "Babam, ağabeyim, dedem hatta ağamız vb." gibi cevaplar sınıfı doldururken, arkalarda olan Karakoç cılız parmağını kaldırarak söz hakkı alır.
Ve koskoca sınıfta "Büyüğümüz Mustafa Kemal Atatürk'tür, efendim." diyen tek öğrencidir. Bu cevabından dolayı ve ailesinin vermiş olduğu sözlü kültürün etkisiyle belirli bir donanıma sahip olan Karakoç, müfettişin emri ile bir üst sınıfa geçirilir. Beş yıllık ilkokulu dört yılda bitirir.
“ O bana mektup yazardı, ben ona yazamazdım. Elin kızının evine mektup mu gönderilir? Ayıptır. Yaşadığı şehirde bir gazete çıkardı, ben o gazeteye şiirler yazardım. Herkes şiir diye okurdu ama Mihriban bilirdi ki kendine mektuptu onlar.”
Sırf Seyrani gibi olmak için yani inancının değerlerini koruyarak, onların gereklerini yerine getirerek halk ve Hak aşığı olabilmek için çalışmalıydım.
Abdurrahim Karakoç
Karakoç, insan hayatını bir kilime benzeterek onun sabırla ilmek ilmek, nakış nakış dokunuşundaki çileli mânâya dikkat çekmiştir.
"Hayat kilim, çile nakış
Dokuyoruz iniş yokuş
Marifet mânâya bakış
Görene canımız kurban."
Sayfa 27 - Suları Islatamadım s. 27/Can kurbanKitabı okudu
Sen bizim dağları bilmezsin gülüm,
Hele boz dumanlar çekilsin de gör.
Her haftası bayram, her günü düğün,
Hele yaylalara çıkılsın da gör.
Bilmezsin ovalar nasıldır bizde;
Kağnılar yollarda, yoncalar dizde...
Saydıklarım damla değil denizde,
Hele bir ekinler ekilsin de gör.
Görmedin sen bizim mavi suları,
Karlar eriyince kırar yuları...
Köpük olur beyaz, sel olur sarı;
Hele taştan taşa dökülsün de gör.
Sen bizim köyleri görmedin ki hiç,
Yolları toz, çamur, evleri kerpiç.
O kirli kabukta, o en temiz iç;
Hele bir yakından bakılsın da gör.
Anlamaz, bilmezsin sen bizim halkı,
Sevgiyi bulasın, yakına gel ki...
Kalıplar gerçeği göstermez belki
Gönül perdeleri sökülsün de gör.
Abdurrahim Karakoç