Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Edebiyat Ne İşe Yarar?

Rita Felski

En Eski Edebiyat Ne İşe Yarar? Sözleri ve Alıntıları

En Eski Edebiyat Ne İşe Yarar? sözleri ve alıntılarını, en eski Edebiyat Ne İşe Yarar? kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çoğu okur edebiyat tarihinin ince meselelerine ilgi duymaz; geçmişten bir kitap seçtiklerinde, o kitabın bugün yaşayan insanlar olarak kendilerine hitap edeceği umuduyla yaparlar bunu. Okul ve üniversitelerdeki edebiyat öğretimi ise, son tahlilde, hala bireyin metinle karşılaşması etrafında dönmektedir. Bugün öğrenciler muhtemelen eleştirel tartışmalardan ve edebiyat teorilerinden haberdar olsa da, onlardan, başkalarının yaptığı yorumları papağan gibi tekrar etmeleri değil, edebiyat eserlerinin içine girmek için kendi yollarını bulmaları beklenmektedir. Peki bu karşılaşmanın mahiyeti nedir? İşin içine ne gibi entelektüel veya duygusal tepkiler girer? Edebiyatın değerine ışık tutmaya yönelen her türden çabanın okurların değişen güdülerine mutlaka yer vermesi ve esrarengiz okuma hadisesi üzerine kafa yorması gerekse de, çağdaş teoriler bu gibi sorular konusunda bize pek yol gösteremez.
Sayfa 21 - MetisKitabı okudu
Proust meşhur gözleminde şöyle der: Her okur. okuma esnasında kendi benliğini okur. Yazarın elinden çıkan eser okurun, bu kitap olmasaydı. kendi başına belki de hiç kavrayamayacağı şeyi fark etmesini sağlamak için yazarın okura sunduğu bir çeşit optik araçtan ibarettir. Kitabın söylediği şeyin okur tarafından kendi benliğinde fark edilmesi kitabın doğruluğunun kanıtıdır
Reklam
Bir kitabın gerçekten benim hakkımda olduğunu düşünmek narsisizmin doruk noktası değil midir?
İnsanların kendi arzu veya ilgileri konusunda kendilerini aldattıklarını, tam olarak kim yahut ne olduğumuzu çok defa yanlış değerlendirdiğimizi kim inkar edebilir ki?
Açıkça belirtmek gerekirse, insanların sık sık yaptıkları gibi, bir kitap okuduktan sonra kendimi daha iyi tanıdığımı söylemenin ne anlama geldiği konusuna kafa yoruyorum.
Suzanne Juhasz şöyle der: "Kimsenin benim kim olduğumu anlamadığını düşündüğüm gerçek dünya durumunda ... tek başıma kitap okuyup kitabın beni tanıdığını ve kitap sayesinde kendimi tanıdığımı hissettiğim zamanlardakinden daha yalnızım."
Reklam
Okumak bütünüyle yalnız olmadığımı. benim gibi düşünen veya hisseden başkalarının da olduğunu doğrulayarak. başka hiçbir yerde bulunamayacak bir teselli ve dinginlik sunabilir.
Okumayla edindiğimiz içgörüler daha değersiz olmamakla beraber. bilmeyişin karanlık mıntıkalarıyla kuşatılmış olan güvenilmez, yanılabilir ve noksan aydınlanma anlarıdır
Büyülenme, bu anlamda, eleştirinin antitezi ve düşmanıdır. Büyülenmek, kişinin eleştirel düşünceye kapalı hale gelmesi. aklını fikrini kaybetmesi, gördüğü şeyi ciddi ve aklı başında bir incelemeye tabi tutmak yerine onun ayartısına kapılması anlamına gelir.
İnsanı okumaya yönelten güdülerden biri de, gündelik deneyimlere ve toplumsal hayatın şekline ilişkin daha derinlikli bir algı kazanma umududur. Edebiyatın dünyevi bilgiyle ilişkisi sadece negatif yahut muhalif bir nitelik taşımaz; edebiyatın, şeylerin nasıl olduğuna dair algımızı geliştirme, genişletme veya yeniden düzenleme gücü de vardır.
Reklam
"Önyargılarımızı, inançlarımızı ve varsayımlarımızı yabana atamayız; benlik ile toplum daima birbiriyle kaynaşmış durumdadır; birinin son bulup ötekinin başladığı net bir yer yoktur."
Metis
“Her okur , okuma esnasında kendi benliğini okur.”
"Fenomenoloji dünyanın her zaman bize göründüğü gibi olduğunu, bilincimiz, algımız ve muhakememizden süzülen dünya olduğunu vurgular. Kendi inançlarımızı sorgulamayı öğrenebilir, kendiliğinden görünen tepkilerimizin kültürel baskılar tarafından şekillendirildiğini anlayabilir, kısacası deneyimimizin tarihselliğini kavrayabiliriz. Bununla birlikte, dünyadaki varlığımızın kaçınılmaz ve aşılmaz koşulu olan kendi görüş açımızın dışına çıkamayız."
211 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.