En Beğenilen Edebiyat ve Utanç kitaplarını, en beğenilen Edebiyat ve Utanç sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Edebiyat ve Utanç yazarlarını, en beğenilen Edebiyat ve Utanç yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kargalar,bir tek karganın göğü yok edebileceğini ileri sürer.Ona kuşku yok ; ama göklerin kulağı duymaz böyle bir savı, çünkü gökler kargaların yokluğu demektir.
Bugün suç ve cezadan önce insanların içine utancın yerleştirilmesi gerektiği ortadadır. Şiddet, suçluluk temelinde ele alındığında insanın köken duygusu olan utancın hacminde bir azalma görülmektedir. Fıtraten içimizde var olan utanma duygusu bizi iyiliğe sürükleyecek temel duygu ise onu imha etmemeliyiz.
insanlığın utancından daha yüce hangi duygu olabilir. Alman
Fransız yıllıkları'nda, Rugel'e yazdığı mektupta Karl Max
"İnsanın yaptığı en büyük duygusal devrim, utanma duygusudur." der.
Bana gülerek bakıyor ve soruyorsunuz "Bununla neyi elde
ettik?" Utançtan devrim gerçekleşmez. Cevap veriyorum:
"Utancın kendisi zaten bir devrimdir."
Utancın da diğer duygular gibi bir duygu olduğu bilinirse,
insanların utançtan kaçmalarının, utanmak istemeyişlerinin
anlamsızlığı da ortaya çıkmış olur. insan utançtan kaçamaz.
Utanç varlığımızın derinlerine, içine sokulmuş bir köstebek
gibi çıkacağı zamanı bekler. insan utanmayı erteleyebilir, ar
damarını çatlatabilir, utancı saklamanın yollarında maharet
kazanabilir, farklı davranış biçimleri ile maskelenen ve üzeri
örtülen utancın kaybolmadığı, ancak görmezden gelindiği ve
maskelendiği bilinmelidir. Utancın toplum indinde pek mak-
bul bir duygu olmadığı ve insanların sık sık utançlarını belli
etmeme arzularında olmaları bu duygunun değerinde çok şey
kaybettiğini gösterir bizlere. Normal insan ilişkilerinde yüz
kızarıklığının artık toplum indinde ayıp görüldüğü, utançtan
dolayı kızaran ytiziin, terleyen birinin arik hakir görüldüğü
demlerdeyiz. Utancın yüzlerde saklandığı toplumlarda utanç
eşiğinin düştüğü, artık kaybolduğu, utancın gizli bir vicdan
olarak insana bahşedeceği sayısız iyiliklerin de böylece tehli-
ke altına girdiğini görürüz.