Edebiyatta Eleştirinin Özeleştirisi
Ayşegül TözerenEn Eski Edebiyatta Eleştirinin Özeleştirisi Sözleri ve Alıntıları
En Eski Edebiyatta Eleştirinin Özeleştirisi sözleri ve alıntılarını, en eski Edebiyatta Eleştirinin Özeleştirisi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ancak Türkçe edebiyatta daha önce belirtmiş olduğum gibi, eleştiri bir direniş biçimi değildir; okuru izleyici, hatta cemaat olarak gören bir otorite şeklidir.
özgür düşünceyi öncelemeyen bir eleştiri yazarı, doğru yargıya ulaşmayı da önemsemez.
(Ömer) Lekesiz'in yanlılığın tuzağına düştüğü zamanlar, demokratik muhafazakarlıkla gerici otoriterlik arasındaki ince sınırda, otoriterliğin safına geçtiği döneme denk gelmektedir.
Muhafazakar iktidarlar için liberaller yıkıcı bir işlev görmezler, her zaman düzelticidirler.
Nasıl roman, şiir ya da öykü bir metinden ibaretse, yaşam da tüm içerdikleriyle bir metindir.
Soruyorum, Doğan Hızlan'ın bir edebiyat ürününün nitelikli olduğuna karar verebileceğine ilişkin yaygın inancın altında yatan nedir?
Beğenilerin mutlaklaşmasının oligarşik bir yapı yarattığını bunun eleştiri ve eleştirinin özeleştirisi alanında engelleyici olduğunu biliyorlar mı?
Yoksa edebiyat alanındaki tek hakim ideoloji "daha çok görünmek ve kabul görmek" mi?
Türkiye edebiyatı üzerinde konuşursak, metnin ruhuyla ilgili ne öğrendiysem, o türün iyi yazarlarından öğrendim, eleştiri/değini yazanlardan değil.
dil işçiliği adı altında dil oyunlarını metnin meşruiyet ölçütü olarak gören eleştirmenler, bir anlamda yazarlara da metnin üretim sürecine bu dil oyunlarını 'yapıştırmalarını' dayatmaktadır.
son yıllarda edebiyat, Mustafa Balbay'ın zorlama dil oyunlarıyla Yılmaz Özdil'in kolay yutulan hap cümleleri arası bir şey sanılmaya başlandı.
80 öykücülerinde öncesiz bırakılmış bir 80 sonrasının yarattığı zihinsel yarılmanın şizoid bir dil yonelimi yarattığı görülüyor.
80 öyküsünde karakterler, genellikle bomboş sokakları seyrederler, "yaşamak bir korkudur" onlar için, gönüllerince gezemezler, hep "başkalarının deneyimini yaşamak" zorunda bırakılmışlardır.
Görünmek için yazılan metinler çoğaldıkça, sözcükler edebiyat ormanından çekilip alınarak, steril bir stüdyoda evxilleştirilmiş gibiydi.
90'lar, Körfez savaşı sonrasıKitabı okudu