Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Edebiyatta Eleştirinin Özeleştirisi

Ayşegül Tözeren

Edebiyatta Eleştirinin Özeleştirisi Gönderileri

Edebiyatta Eleştirinin Özeleştirisi kitaplarını, Edebiyatta Eleştirinin Özeleştirisi sözleri ve alıntılarını, Edebiyatta Eleştirinin Özeleştirisi yazarlarını, Edebiyatta Eleştirinin Özeleştirisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
müebbet edebiyatı, yazan için ölüme karşı yaşamı yerleştirme iddiasıdır.
Doksanlarda, seksenlerin baskı ortamının ardından gelen iktisadi aklın hükümranlığının aside benzer eriticiliğiyle muhalefet çözülürken yeni muhalefet biçimleri de ortaya çıkmıştı: Feminizm ve Ekoloji.
Reklam
Yazarların bir çoğu camın ardından yazmayı tercih ediyordu. Ne sokağın tozunu duyuyor, ne fırtınanın gözüne bakıyor, ne sevgilisinin dudağına yapışabiliyordu metinde. Her şeyin arasında kalın bir cam vardı. Okur metinde o camın tadını hissediyordu. Artık sözcükler evcildi.
Doksanların tam başında salonlara kadar giren naklen savaş görüntüleriyle sakatlanan gerçeklik hissi, edebiyatta da yazarın krizini yaratıyordu. Artık gerçek ve kurmaca arasındaki sınır belirsizleşmiş gibiydi. Kurmaca gerçek neydi, gerçek kurmaca neydi? Dahası vitrindeki yazar bunun neresindeydi?
Iki binlere de taşacak olan dil oyunları yıllar içinde Marx'ın deyişiyle, meta üretimine yapışarak fetiş haline dönüşecek bir özelliğe dönüşürken, dil fetişizmi öyküde yaşansa da bu eleştirilmiyor hatta hikayenin önüne çıktığı, dil oyunlarının yer almadığı metinler nitelik açısından sorgulanıyordu.
yetmişlerde öykünün merkezi Ankara'yken, Ankara da öykünün taşrasına düşüyor, öykünün yeni merkezi İstanbul oluyordu.
Reklam
Aslında öykü, "edebiyat piyasasının" en uzağında yer alan türdü. Edebiyatın "parasız yatılısı"ydı.
Görünmek için yazılan metinler çoğaldıkça, sözcükler edebiyat ormanından çekilip alınarak, steril bir stüdyoda evxilleştirilmiş gibiydi.
90'lar, Körfez savaşı sonrasıKitabı okudu
80 öyküsünde karakterler, genellikle bomboş sokakları seyrederler, "yaşamak bir korkudur" onlar için, gönüllerince gezemezler, hep "başkalarının deneyimini yaşamak" zorunda bırakılmışlardır.
80 öykücülerinde öncesiz bırakılmış bir 80 sonrasının yarattığı zihinsel yarılmanın şizoid bir dil yonelimi yarattığı görülüyor.
42 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.