Selam! 🤓 Bugün 5 farklı türden 5 roman önerisiyle birlikte karşınızdayım.
İlk önerim belki de pek çoğunuzun okuduğu ama yine de okumayan kalmışsa diye önerdiğim
Oblomov kitabı. Kendi eylemsizliklerimizi sorgulayabileceğimiz ve Oblomov ile birlikte 200 sayfa boyunca yataktan kalkmayacağımız bu dünya klasiğini hâlâ okumayan kaldı mı diye
Ekmek Arası
Ünlü bir giyim firmasında çalıştığım yıllarda,
firmanın satılmayan kıyafetleri çöpe attığını fark ettim.
Hemen patrona gidip, "Bu ürünleri çöpe atmak yerine
neden ihtiyaç sahiplerine dağıtmıyoruz?" diye sordum.
Bana şöyle dedi:
"Bizim ürünlerimizi sadece zengin insanlar satın alabiliyor.
Eğer bu kıyafetleri fakirlerin üzerinde görürlerse
rahatsız olurlar. Ayrıca marka değerimiz düşer ve zarar ederiz."
O gün anlamıştım ki; yoksulluk fakirleri doyuramadığımız
için değil, zenginleri doyuramadığımız için bitmiyor.
Charles Bukowski
Ekmek Arası
Kütüphane, gittiğim en kasvetli yerdi. Bir süre sonra okuyacak kitap bulamaz olmuştum. Kalın bir kitap çekip güzel bir kız bulana dek dolanırdım. Bir-iki tane bulunurdu her zaman. Üç-dört iskemle öteye oturup bana asılacağını umardım. Çirkin olduğumu biliyordum, ama yeterince entelektüel görünmeyi başarırsam bir şansım olacağını düşünürdüm. Bir kez bile işe yaramadı.
Charles Bukowski, Ekmek Arası
Ekmek Arası
"Maskeler düşüyor, gerçek yüzler belirmeye başlıyordu: çatlaklar, gerizekalılar, sapıklar, kinciler, sadistler, katiller. Modern toplum kendi türlerini yaratmıştı ve hepsi birbirlerinden besleniyorlardı."
Charles Bukowski
"Herkes sisteme uyup içine girebileceği bir kalıp bulmak zorundaydı. Doktor, avukat, asker ne olduğu mühim değildi. Kalıbını bulduktan sonra ileri doğru gitmeye çalışıyordun. Sussex’de herhangi biri kadar çaresizdi. Ya bir kalıp bulurdun kendine ya da açlıktan ölürdün."
☆☆☆