En Eski Eleştirinin Sis Çanı kitaplarını, en eski Eleştirinin Sis Çanı sözleri ve alıntılarını, en eski Eleştirinin Sis Çanı yazarlarını, en eski Eleştirinin Sis Çanı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Övgüler ve yalanlar altında ezilenlere de yardımcı olmak gerekir, yoksa o sözcüklerin altında kamburu alışır, insanın bir de o yüzden yaşayacağı travma bu kez sahte dostlarını da yitirmesine yol açabilir.
Ciddi editörlük çalışmasını benimseyenler çoğaldı, ama bin yayınevinden kaçında sağlam bir editörlük kurumu vardır. Tuhaftır ki, bugün orta ölçekteki bazı yayınevleri her ay 10-15 kitap yayımlıyor. Üstelik, çoğu da çeviri!
Sözü dolandırmayalım: Demek ki o yayınevleri yayımladıkları kitapları doğru dürüst editörlük çalışmasından geçirmeden baskıya gönderiyor. Bir ayda 15 kitap yayımlamak için, yaklaşık 10 editörün çalışması gerekir ki, bazıları iki-üç editörle bu işleri halledebiliyor. Sonunda ben bir okur olarak, o yayınevlerinin yayımladığı çeviri kitapları almayı düşünmem. Çünkü kitaplarının doğru dürüst okunup denetlenmiş olduğu düşünülemez. Bunu kendileri de biliyor elbette, bilmiyorlarsa, yayıncılık yapamazlar, ama asıl kaygıları kitapları doğru dürüst hazırlamak değil, piyasa koşullarının hazırladığı tuzağa düşmeyi göze alıp dolaşıma olabildiğince çok sayıda kitap sokmaktır. Nitelik zayıf, ticaret iyi,buradan pekiyi bir sonuç çıkamayacağı görüldüğünde, bazı yayınevleri kapılarına kilit vurabilir.
Bu ülkede, yazarın kimliksiz ve kişiliksiz olmasından, sıradanlaşmasından, özgür bir birey olmak yerine toplumsal değerlerle kendini özdeşleştirmesinden tedirgin olmadan yaşayabilen pek çok yazar olduğu hiç bu denli açık görülmemişti.
Dilin sokakta ve televizyonda kirlendiği yadsınamaz: bunun tam adı kirlenme’dir elbette.
Hiç kuşku yok ki dilin bu iki iktidar odağına karşı dayanması çok zor. Sokak, kendine yetmeyen, ama dil gibi sonunda kültürün parçası olarak alınması gereken bir kurum karşısında iktidar rolünü hem de hoyratça oynayabilir. Kendi dizginlenemez kargaşasını dile de olduğu gibi yansıtır. Televizyonsa bambaşka; ona da dilin dayanması gitgide zorlaşıyor. Siz tek bir ağızdan konuşup yazarken o milyonlarca ağız dolusu gürültü çıkarıyor.