Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Erasmus ve Deliliğin Zilleri

Claude - Henri Rocquet

Erasmus ve Deliliğin Zilleri Gönderileri

Erasmus ve Deliliğin Zilleri kitaplarını, Erasmus ve Deliliğin Zilleri sözleri ve alıntılarını, Erasmus ve Deliliğin Zilleri yazarlarını, Erasmus ve Deliliğin Zilleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
64 syf.
·
Puan vermedi
Uzun yıllardır Erasmus+ projeleri alanında çalışan biri olduğumdan Metis Yayınları'ndan çıkan Küçük Filozoflar Serisi'ne bu kitapla başladım. En başta gelen gayelerinden biri çok kültürlülüğü takdir etmek olan bu programa ilham veren Erasmus da kimdi? Birkaç yıldır aklımda olan bu soruya bu gürültülü çağda cevap aramaya fırsat
Erasmus ve Deliliğin Zilleri
Erasmus ve Deliliğin ZilleriClaude - Henri Rocquet · Metis Yayıncılık · 201647 okunma
Okullarda çocuklara askeri eğitim veriliyor ve koro halinde söylemeleri için öğretilen şarkılar onları başkalarına kin gütmeye teşvik ediyordu. Her mahalle bir duvarla kuşatılmış, her duvarda sıkı gözetim altına alınmıştı. Öyle ki, bu durum kulenin yükselişini yavaşlatıyor, felaketler, yağmalar, yangınlar baş gösteriyor, gelgelelim kule yükselmeye devam ediyordu.
Reklam
Babil Kulesi'nin Öyküsü
Kulenin tepesindeyken veya inşaata teftişe çıktığı zamanlarda Nemrut, olası her türlü tehlikeye karşı sıkı sıkı koruyordu kendini. Bir kadeh zehir, aniden çekilen bir sustalı çakı, terasların birinden fırlatılan bir tuğla, kim bilebilirdi... İstihbarat ve diktatörlük de işte böyle ortaya çıktı.
Nasıl başına güneş geçerse insanın, tıpkı öyle, başını ay geçmiş denirdi, içkiyi fazla kaçırmış gibi nara atanlara, aşk aklını başından almışlara, ay altında zil zurna sarhoş olanlara...
"'Gölge neye yarar?' diye sormuştu Aziz Pavlus. 'Işığı ortaya çıkarmaya': Gölge ışığı belirginleştirir. Burada felsefeye ve bilgeliğe övgüler düzmek için bulunuyorum. Ama tam aksini yapacağım. Deliliğe övgü düzeceğim! Hatta daha da iyisi: Delilik kendi kendisine övgü düzecek ve biz zavallı insanların birbirimiz üzerindeki gücünü gösterecek! Onun aynasında kendimizi olduğumuz gibi göreceğiz."
Sayfa 52 - Dördüncü Basım: Temmuz 2019 - Metis Yayınları
Kendi kendine şöyle mırıldandı: "Filozofa düşen, elinden geldiğince dünyayı düzeltmeye çalışmak değil midir?" "Kuşkusuz." "Bunun için de, öncelikle insanların birbirlerini daha iyi anlamaları için, sözcükleri ileri geri kullanmaktan kaçınıp tam yerinde kullanması gerekmez mi?" "Kesinlikle."
Sayfa 45 - Dördüncü Basım: Temmuz 2019 - Metis Yayınları
Reklam
"Dünya durdukça, dünyanın efendisi olmak isteyen delilik de, onun peşinden gidip ona kölelik etmek isteyen bir sürü insan da daima var olacak."
Sayfa 41 - Dördüncü Basım: Temmuz 2019 - Metis Yayınları
"Öyleyse Babil'den geriye bir şey kalmadı mı," diye sordu Erasmus, "bu kum ve bana az önce sanki baştan sona kendin yaşamışsın gibi anlattığın o hikâyeden başka bir şey?" "Babil'den geriye kalan şey savaştır, bitmek tükenmek bilmeyen, herkesin herkesle savaşı. Babil'in budalalığı daima ruhumuzda, kalbimizde, damarlarımızda dolaşıyor. İnsanlığın tarihi, savaşların tarihidir. Ve bütün savaşlar kardeş katlidir."
Sayfa 38 - Dördüncü Basım: Temmuz 2019 - Metis Yayınları
"Zavallı delikanlı, kaygılanmakta haksız sayılmazsın. Aydın bir kişi olarak yetişip filozoflar hakkında ahkâm kesmeye hazırlanıyorsun, hem de çok yıllar önce bu dünyadan göçüp gitmiş filozoflar hakkında, sanki onları yakından tanıyormuşsun gibi. Halbuki yanı başındaki komşularından, seninle aynı mahallede oturan insanlardan bile bihabersin. "Belki de kendinden başka kimseyi tanımıyorsun. İkide bir Sokrates'in 'Kendini bil' sözünü tekrar edip durursun, ağzından çıkan sözlerin hepsi kulaktan dolma şeyler. Bir fikri savunacak olsan sözlerin boş teneke gibi tin tin eder. Sahi, dünya hakkında ne biliyorsun, küçük beyefendiciğim? "Bugüne dek hep kafanın içinde yaşadın, burnunu kitaplardan dışarı çıkarmadın. Oysa felsefe yapmadan önce yaşamak gerek! Bilgeliğe varmadan önce bir budala olmalı insan. Düşüncelere dalmadan önce yaşamın içine dalmalısın, hem de balıklama.
Sayfa 22 - Dördüncü Basım: Temmuz 2019 - Metis Yayınları
Ressam belli ki bu dünyanın mantıksızlığını, budalalığını en iyi şekilde göstermek için çizmişti bütün bunları. Başların ayak, ayakların baş olduğu, tepetaklak bir dünya: Söğüt ağacının yansıması suya vuruyor; ya da KİTAP suya düşünce ıslanıp PATİK oluyor, onun gibi... Resmin karşısındaki duvarda asılı duran bir ayna her şeyi aynen yansıtıyor, ama tersyüz ediyor. Resme veya aynaya bakarken nesneleri olduğu gibi görebilmesi için amuda kalkması gerekiyor insanın.
Sayfa 20 - Dördüncü Basım: Temmuz 2019 - Metis Yayınları
Reklam
Durmadan gülüyor herkes. Diz çöküp yakarmaktan çok kahkaha atıyorlar. Çünkü bilmeyen yoktur, insan işi deliliğe vurunca neden güldüğünü unutur, daha da çok güler. Gülmek bulaşıcıdır, hele gülme krizi.
Sayfa 14 - Dördüncü Basım: Temmuz 2019 - Metis Yayınları
Erasmus'un devrinde kafadan çatlak olanlara böyle derlerdi, "ay çarpmış". Nasıl başına güneş geçerse insanın, tıpkı öyle, başına ay geçmiş denirdi, içkiyi fazla kaçırmış gibi nara atanlara, aşk aklını başından almışlara, ay altında zil-zurna sarhoş olanlara...
Sayfa 7 - Dördüncü Basım: Temmuz 2019 - Metis Yayınları
Kibir de bir tür çılgınlık değil mi? İnsanın gerçekte olduğundan daha güçlü olduğuna inanması, deliliğin, ölçüsüzlüğün bir biçimidir. Tıpkı açgözlülük, öfke veya kıskançlık gibi. 
Sayfa 25 - MetisKitabı okudu
İnsan işi deliliğe vurunca neden güldüğünü unutur, daha da çok güler. Gülmek bulaşıcıdır, hele gülme krizi. 
Sayfa 14 - MetisKitabı okudu
47 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.