Erkekliğin Türkiye Halleri

Güler Okman Fişek

En Yeni Erkekliğin Türkiye Halleri Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Erkekliğin Türkiye Halleri sözleri ve alıntılarını, en yeni Erkekliğin Türkiye Halleri kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Trabzon
Trabzon geçmişini arıyor. Çok daha farklı bir şehirdi Trabzon. Daha sosyal, daha kültürel değerlere önem veren bir kentti. Daha doğrusu kentsel yaşam daha etkindi. Şimdi artık beton, köy görünümünde, insan deposu yani. Çok fazla bu kentleşmeye önem verilmiyor. Nasıl bir örnekle bunu tarif edebilirim? insanlar için bugün sosyal yaşam, alışveriş merkezinde alışveriş yapmak, konsept bu. Halbuki insanlar bu ilişkileri tiyatroda, sanat sunumunda, birbiriyle ilişki kurabilir. Şimdi öyle bir şey yok. Sanatsal faaliyet yürütmeye çalışan yerlerde, müzik, folklor derneklerinde, bakıyorsunuz hep aynı yüzler. Çok yaygın değil yani. Onlar uğraş sarf edip, bunun değerine katkıda bulunmaya çalışıyorlar. Gözlemim bu. Daha köylü bir beton yığını. O günkü Trabzon'la bugünkünün farkı o.
Çalışan hisseder. Çalışmayan okur geçer.
Başarılı olmak için fedakarlık yapılması gerektiğinin altını çizmek, güçlü temalardan biri: -Ben çoğunlukla onu yapmaya gayret gösteriyorum. Saat 19.00, 20.00 civarı dükkanımdan çıkıp eve gidiyorum. Gece 24.00'e kadar eşimle ve çocuğumla vakit geçiriyorum, yemeğimi yiyorum, televizyon izliyoruz. Daha sonra uyku saati gelip 24.00'de herkesi yatırdıktan sonra ben ikinci mesaiye gidiyorum. Bazen 02.00'de bitiyor işim, bazen 03.00'te, bazen 06.00'da bittiği bile oluyor. İki, üç saat yatıyorum. Kahvaltımı yapıp, tekrar işe gidiyorum. Bazen böyle olması gerekiyor. Çok da az değil, bazen ayda en azından beş, altı kez bu cereyan edebiliyor.
Sayfa 162
Reklam
Türkiye 221 'incisi olmuştum ben. Yerleşemedim, yerleşemememe şaşırdım. Kesin yerleşmem lazım benim o puanla. İyi bir puan almıştım, 85.543 kişi giriyordu, hala rakamı hatırlıyorum, 241 'inci oldum. O dönem 1.200 kadar memur alınıyordu. Yerleşemedik, 2001 yılında. Ardından ticarete girdik ve bir süre farklı işlerde çalıştım. Bir akrabamız vardı, harita mühendisliğinde. Belli bir süre köylümün yanında çalıştım. Sonra 2003-4 yılında perde sektörüne girdik. Perdecilik yapıyoruz esnaf olarak. Dar kazançla devam ettiriyoruz.
-Sınava üç ay var, coğrafya hocam dershanede şunu söyledi, "Sen boşuna geliyorsun" dedi, "Niye hocam" dedim, "Sen uyuyorsun" dedi. Gerçekten de uyuyorum ben. inşaattan gelmişim, soğuk, içerisi sıcak, ben anca bir saatte kendime geliyorum. Coğrafyacı beni hep uyuyor görüyor, ben ikinci ders biraz daha açılıyorum, üçüncü ders kendime geliyorum. Kazandığımı dershaneye verdiğim için, bazen yol parası olmuyordu, arkadaşlarla dolmuş durağına kadar geliyordum, bana "Sen niye gelmiyorsun" diyorlardı. Ben "Bir sigara yakayım da ondan sonra" diyordum, herkesin gittiğinden emin olduktan sonra yürüyordum. Önce yürüyerek gitsem, beni görecekler, o yüzden sonra gidiyordum. Yürüyerek giderken de işlediğimiz konuları düşünüyordum.
Gerçekler.
- 11 kardeşiz. inşaat işi adamıyım, ilkokul mezunuyum. Diyarbakır'a göç ederken, maddi durum olmadığı için okulu bırakmak zorunda kaldık. Bazı insanlar inşaatçı insana değer veriyorlar. Bazı insanlar var, "İnşaatçı adamdan ne çıkar" ama böyle olmaması lazım. Biz ekmek peşine düşmüşüz. Bir ekmek kazanmak için buradan İstanbul'a, Ankara'ya, Antalya'ya gidiyorum. Türkiye'nin her tarafını geziyorum. Kriz olmadığı zaman, belki kışın gelirdim bir iki ay evde dururdum. Hep dışarıda o zaman. Ben de istiyorum evimde oturayım, çocuklarımın yanında oturayım, eşimle oturayım. Evim sıcak olsun, temiz olayım. inşaatlara giriyorsun, mecbur olmasan inşaatlara girer misin, valla benim yevmiyem çıksın da ne olursa olsun, kimseye muhtaç olmayayım, başımı kimseye eğmeyeyim de ne olursa olsun, ben her işi yaparım.
-Diyarbakır gibi bir yerde, işsizlik sorunu çoktur. Fabrika yok, bir şey yok. Hep inşaat sektörü, hep inşaat ... - Diyarbakır' da bir kişi çalışır, 3-4 kişi de yer. Diyarbakır'da iş ortamı olmadığından, eşleri de onlara baskı yapar. Evin erkeğisin, eve para getiremediğin için eşinin dili sana uzun olur, bu böyledir. Neticede sen ailene bakamıyorsun, hayat standartlarını onlara veremiyorsun, onun için baskı altına girersin. Baba çalışamayınca, bu sefer kendi çocuklarına yüklenirler, çocuk ne yapar, eline bir tatlı alıp satmaya çalışır.
Sayfa 149
Reklam
83 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.