“Bir hayvanı boğazladığınızda yüreğinizde ona deyin:
‘Seni katleden aynı kuvvet tarafından ben de katledileceğim ve ben de tüketileceğim. Zira seni benim elime teslim eden kanun beni daha kudretli bir ele teslim edecek’. “
Özgürlük’e Dair
“ Ve yüreğim içime kanadı; zira sizler, özgürlük arayışı tutkusu sizin için bu bir koşum haline geldiğinde ve özgürlükten bir hedef ve tatmin olarak bahsetmeye son verdiğinizde ancak özgür olabilirsiniz.”
Hayatı çalışmak yoluyla sevmek hayatın en derin sırrına ermek demektir.
Fakat eğer ıstırap çekerken, doğduğunuz güne lanet edip bedeninizin yükünü taşımayı alnınızın kara yazısı sayıyorsanız, o zaman size cevabım şudur: Yazılanı silecek olan yalnızca alın terinizdir.
“Yasa koymaktan haz alıyorsunuz. Ama onları çiğnemekten aldığınız haz daha fazla. Okyanus kıyısında oynayan, durmaksızın kumdan kaleler yapıp, sonra da kahkahalar atarak onları yıkan çocuklar gibi.“
Beraber doğdunuz ve sonsuza dek beraber olacaksınız. Ölümün beyaz kanatları günlerinizi savurduğunda beraber olacaksınız. Evet . Tanrının sessiz hafızasında bile beraber olacaksınız. Fakat mesafeler bulunsun beraberliğinizde ve göğün rüzgarları dans etsin aranızda. Birbirinizi sevin fakat aşkı pranga eylemeyin. Ruhlarınızın sahilleri arasında dalgalanan bir deniz olsun aşk. Birbirinizin tası olun fakat aynı tastan içmeyin. Birbirinize ekmeğinizden verin ama aynı ekmekten yemeyin. Şarkı söyleyin ve dans edin birlikte ve eğlenin ama tek başınıza olun ikinizde . Tıpkı bir lavtanın Titreşen ama ayrı ayrı duran telleri gibi. Kalplerinizi verin ama teslim etmeyin birbirinizin eline. Çünkü yalnızca hayat avucunda tutabilir kalplerinizi . Ve beraber durun ama çok yakın değil. Çünkü ayrı durur tapınak sütunları. Ve birbirinin gölgesinde büyümez meşe ile servi.