Arka kapaktan kısa bi alıntıyla başlayalım; "Eşikte durulmaz, eşikte beklenir. Durmak, karar vermektir. Eşik, karar yeri değildir. Orada, verilecek karar beklenir. Eşiğin ötesinden gelecek karar, beklemeyi bilene ansızın gelir. Duran, zaten kararını kendi vermiştir. İnsan her yerde durabilir. Bir parkta, trafik ışığının altında, market kuyruğunda, otobüs durağında. Fakat insan her yerde bekleyemez. Bekleme yapma hakkını kullanacağı en nadide yer eşiktir. Bekleyen, arayandır. "
Peki neyi arıyoruz, hangi eşikte bekliyoruz gece gündüz?
Bizi o eşikte tutan ne? "Muhabbet..." başka söze var mı hacet.
O eşikten uzaklaştıran, gaflete sebep olan neydi? "unutmak bilhassa da ölümü " Soru sormak aklın zekatı ise biz fakirlere çoğu cevabı kapağını aralamak üzere olduğunuz bu eser verecek. Kitap her ne kadar sade bir dille yazılmış olsa da okurken acele etmeyin.