Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eskiçağ'da İstanbul

Oğuz Tekin

Eskiçağ'da İstanbul Sözleri ve Alıntıları

Eskiçağ'da İstanbul sözleri ve alıntılarını, Eskiçağ'da İstanbul kitap alıntılarını, Eskiçağ'da İstanbul en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bugünkü Türk bayrağında yer alan hilal ve yıldız motifi de, neredeyse günümüzden 2000 yıl öncesinde Byzantion sikkelerinde severek kullanılmıştı. Bu motif de olasılıkla Megaralılar aracılığıyla Byzantion'a getiril­mişti.
Nümizmatik Önemli
Byzantion'un ilk gümüş sikkelerinde yer alan sığır da, kentin sığır yetiştirdiğine bir kanıttır. Ayrıca, Hellenistik ve Roma Dönemi sikkelerinde tarım ve bereket tanrıçası Demeter, elinde bereket boynuzu ile betimlenmiştir. Sikkelerde üzüm salkımı ve buğday ölçeğinin yer alması bağcılık ve buğday ekiminin önemine işaret eder.
Reklam
Strabon, akıntının palamutları Kalkhe­don tarafından Byzantion tarafına sürüklediğini söylemektedir. Strabon dışında başka antik yazarlar da Boğaz'daki balık bolluğundan söz etmektedir.
Ksenophon'un liderliğinde İ.Ö. 400'de Byzantion'a varan Hellen paralı askerlerin buradaki maceraları ve olaylar hakkında Ksenophon'un Anabasis (Onbinlerin Dönüşü) adlı eserinde ayrıntılı bilgi mevcuttur.
Sikkeler
Byzantion, kuruluşundan ancak yaklaşık 250 yıl sonra sikke basmaya başlamıştır.Geç basmasının nedeni olarak, İ.Ö. 6. yüzyıllarda Pontos (Karadeniz) ile olan ticarette sikke yerine değiş-tokuş sisteminin egemen olması ve yine İ.Ö. 6.5. yüzyıllarda Kyzikos altın staterlerinin, bugünün Amerikan doları gibi o bölgede tek geçer akçe olması gösterilmektedir.
En önemli hamam yapısı ise Roma öncesi dönemde inşa edilmiş olan Strategion yakının­daki Akhilleus Hamamı idi. Fakat bu yapılardan günümüze hemen hiç bir şey kalmamıştır.
Reklam
Sığır Tarımı; Yunus Denizciliği
Byzantion'da İ.Ö. 3. yüzyılda Fenike ve Attika sisteminde gümüş sikkeler basılmıştır. Fenike sisteminde birimler tetradrahmi ve dokuz obol değerindeki sikkelerdir. Attika sis­teminde ise oktobol basılmıştır. Fenike sisteminde ön yüz tipi bereketi simgeleyen tanrıça Demeter başı, arka yüz tipi kayada oturan Poseidon'dur; Attika sisteminde ise ön yüzde deniz tanrısı Poseidon başı yer alırken, arka yüzde gemi pruvası yer alır.
Kalkhedon sikkelerinde ön yüzde buğday başağı üstünde sığır betimi vardır.
Byzantion'un Roma İmparatorluk Dönemi sikkelerinin ön yüzünde, Byzas'ın miğferli ve sakallı büstü ile adı yer alır.Bu sikkelerin arka yüzünde betimlenen gemi ise, bir görüşe göre, Byzas'ı Megara'dan Byzantion'a getiren gemidir.
Byzantion'un ilk gümüş sikkeleri İ.Ö. 5. yüzyıl sonlarına ya da İ.Ö. 4. yüzyıl başına tarihlendirilmektedir. Bu ilk sikkelerin basımında iki ağırlık sistemi kullanılmışnr: Rhodos ve Pers. Bu sistemlerde basılan sikke birimleri tetradrahmi, drahmi, hemi-drahmi, bir buçuk obol ve hemi-obol'dür.
Reklam
Byzantion'un, üyelerinin "pentekaideka" olarak adlandırıldığı bir meclisi vardı.
Palamut Balığı Önemli Bir Simge
Palamut balıkları şu imparator ve imparatoriçelerin sikkelerinde karşımıza çıkmaktadır: Caligula, Traianus, Plotina, Sabina, II. Faustina, Lucilla, Crispina, lulia Domna, Caracalla, Geta, Oiadumenianus, lulia Maesa, lulia Mamaea, Volusianus ve Salonina.
Antikçağın içi meyve dolu bereket boynuzu (cornucopiae), Byzantion' da içi palamut dolu bereket boynuzuna dönüşmüştü. Altın ile anlatılmak istenen, palamut balıklarından başka birşey değildir.
Byzantion'un Roma İmparatorluğu döneminde basmış olduğu sikkelerde bazen yan yana iki palamut balığı, bazen de iki palamut balığı arasında bir yunus betimlenmiştir.
Byzantion, boğazdaki akıntının yönü, gemilerin yanaşması ya da kıyıya yakın seyretmesi, boğazdaki trafiğin kontrol altında tutulması ve balıkçılık açısından Kalkhedon' a göre daha elverişli bir konumdadır. Tabii bunların en önemlisi Karadeniz ile olan ticaretin kapısı olmasıdır. Karadeniz'in kuzey ve güney kıyılanndan Ege dünyasına ihraç edilen malları taşıyan gemiler ya da Ege dünyasından Karadeniz' e gönderilen mallan taşıyan gemiler Boğaz' dan geçmek zorundaydılar. Bu nedenle Byzantion bu gemilerden geçiş ücreti alabilir, onların erzak ve diğer gereksinimlerini sağlayabilir ve onlara durup dinlenebilecekleri bir liman vazifesi görebilirdi. Fakat bütün bunlar Karadeniz ticareti ile bağlantılıdır. Bu ticaret yolu ise ancak İ.Ö. 7. yüzyılın ortalarından itibaren önem kazanmıştır. Dolayısıyla, Megaralılar İstanbul Boğazı'na geldiklerinde henüz Karadeniz ticareti önem kazanmamıştı. Farkında olmadıkları bir avantajı değerlendirmeleri çok güçtü. Hatta denebilir ki, Karadeniz kıyılannda ilk koloni kurma girişimlerinde bulunan Miletoslular, o sıralar Karadeniz ile ticaret yapıyor olsalardı ya da Karadeniz ticareti o denli önemli olsaydı, Megaralılar'dan önce onlar Byzantion'u kolonize ederlerdi.
26 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.