Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sayfa Sayısına Göre Eşsiz Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Eşsiz sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Eşsiz kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
O gün ne hissettim biliyor musunuz? Boş yere uğraşıyordum. Değer görmediğim ve asla görmeyeceğim bir hayatın içine sıkışmıştım.
O gün ne hissettim biliyor musunuz? Boş yere uğraşıyordum. Değer görmediğim ve asla görmeyeceğim bir hayatın içine sıkışmıştım. Ömrümün geriye kalan günleri o günden farklı olmayacaktı. Şımarık büyütülmüş o çocuklar her zaman hayatımda olacaklardı bir şekilde. Büyüyecek ve ileride beni yöneteceklerdi. Onlara oy vermek zorunda kalacaktım. Tuttuğum futbol takımında top koşturacaklardı. Oğuz Atay'ın öldüğünü ve Hakan Günday'ın da artık yeni kitap yazmadığını göz önüne alırsak ileride bunların yazdığı kitapları okumak zorunda kalacaktım.
Sayfa 17 - Kitapyurdu Doğrudan YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Biladerim için...
Çok sıkılmıştım. Beklemekten, yorulmaktan, dinlenmekten, dinlenmemekten, duyulmamak ve görülmemekten. Ben hayatımı bir Teoman şarkısı tadında yaşamak isterken kat-lana-rak yaşamak zorunda buluyordum kendimi. Katlanıyordum sürekli. Kırışıyor ve sıkışıyordum.
Sayfa 19 - Kitapyurdu Doğrudan YayıncılıkKitabı okudu
Sanırım hayatımın bundan sonrası öncesinden daha eğlenceli olmayacak.
Bir zamanlar kız çocuklarını diri diri toprağa gömenler şimdilerde onları sadece zevk aracı olarak kullanıyor. Kıyafetsizlikleri ile değer biçiyor, insan yerine koymadığı için arkadaş oluna bilineceği ihtimalini yok sayıyor. Kadın sadece bir araç onlar için. Kadını madem toprağa gömemiyoruz o zaman yerin dibine sokmanın başka yollarını buluruz diye düşünüyorlar.
Erkeklere sapıklığı öğretenler kadına özgürlüğün savunuculuğunu yapıyorlar bir yandan da sokaklarda. Tecavüz ve sapıklığın sona ermesini istiyorsak önce kadın bedenini reklam malzemesi yapmaktan, dikkat çekme aracı olarak kullanmaktan vazgeçmemiz gerekmiyor mu? Kadın soyulmadan, soyunmadan özgür kalamaz mı?
Reklam
Tecavüz ve sapıklığın sona ermesini istiyorsak önce kadın bedenini reklam malzemesi yapmaktan, dikkat çekme aracı olarak kullanmaktan vazgeçmemiz gerekmiyor mu? Kadın soyulmadan, soyunmadan özgür kalamaz mı?
Biraz müzik...
Şimdiki insanlar ne dinliyor peki? Şimdiki sanatçılar neler söylüyor? Üç kelime ile oluşturulan beş cümleyi şarkı diye dinletiyorlar Cemal Bey. İşin garip tarafı insanlar da dinliyor ayıla bayıla. Üç, bilemedin beş hafta sonra yok oluyor sanatları. Porno filmlerin ön sevişme sahnelerinden arak video klipleri ile anlık hazlar yaşatmaktan başka ne faydaları var şimdikilerin? Ha! Fayda mı dedim?
Sayfa 33 - Kitapyurdu Doğrudan YayıncılıkKitabı okudu
Ama Kader geleceği ile ilgili karar verme yetisine sahip değildi. Küçük bir kızdı o kadın olmadan hemen önce. Kararı onun yerine anne yarısı olan teyzesi ve onun pezevenk kocası çoktan vermişti. Tek akrabasının aldığı bu karar ile Kader on altısında birçok şey olmuştu. Bazen hayat kadını diyorlardı ona bazen eskort. Kimi zaman fahişe oluyordu çoğu zaman da orospu.
Sayfa 61 - Kitapyurdu Doğrudan YayıncılıkKitabı okudu
Kazık kahve...
Bedava aldıkları kahve çekirdeklerinden elde ettikleri içecekleri bir paket sigara parasına satan kahve dükkanında oturan ben hariç tüm insanlar içinde bulundukları durumdan habersizdi ve mutlu görünüyorlardı. Hepimiz fena kazıklanıyorduk.
Sayfa 71 - Kitapyurdu Doğrudan YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Kitap rafları arasında sert kabuğu üzerinde ters dönmüş bir böcek gibi debeleniyordum Aslı'nın dikkatini çektiğimde. "Ağır kitaptır," dedi gülümseyerek. Elimde Tutunamayanlar'ı tutuyordum. "Doğru söylüyorsun," dedim. "Yedi yüz otuz sayfa!" Hemen önümde duran raftan rastgele ince, tılsımlı bir kitap kapıp havaya kaldırmıştım. "Birde şuna bak. Ne kadar da hafif." Yaklaşık otuz saniye kadar birbirimizin suratına bakmıştık. Bu bakışma romantik bir film sahnesindekinden ziyade katili ile burun buruna gelmiş olan insanın yaşama tutunmak için çektiği son garddı. Aslı beni tartıyordu o otuz saniye boyunca. Kurduğum cümle ve yaptığım hareketteki ciddiyetimi ölçüyordu. Ciddi olmadığımı anladığında zeki bir tombalak olduğuma karar vermiş olacak ki birlikte kahve içmek için kitapçıdan çıkmıştık.
Sayfa 71 - Kitapyurdu Doğrudan YayıncılıkKitabı okudu
"Ne büyük haksızlık değil mi?" diye sormuştu. Göz göze geldikten hemen sonra otururken masaya bıraktığım Tutunamayanlar'ın Aslı'nın sağ avucu ve masa arasında yemin etmek için kullanılan bir kutsal kitap misali sıkıştığını görmüştüm. Karşımda Oğuz Atay'a acıyan bir zavallının oturduğunu düşünmüştüm o an. "Haksızlık mı?" diye sordum ben de. "Haksızlık tabi. Ülkenin neredeyse en büyük yazarı ama bundan haberi olmadan öldü?" Gerçekten saçmaladığını düşünüyordum. "Neredeyse mi?" diye sordum bu kez de. "Seninle sohbet etmeye çalışıyorum. Lütfen biraz yardımcı olur musun?" dedi şarkı sözünü unutmuş bir sanatçı gibi. "Kurduğun cümlenin ne kadar mantıksız olduğunun farkında mısın sen?" "Bu ne demek şimdi? Sen ne düşünüyorsun peki?" "Beni yaşadığım ülkenin en büyük yazarı yapacak eseri veya eserleri yazabilseydim eğer ülkenin en büyük yazarı olduğumun da farkında olurdum diye düşünüyorum Aslı. Kurduğun cümle Oğuz Atay'a hakaret etmek anlamına gelmiyor mu?" Aslı'nın benden tarafa bakmadan geçirdiği birkaç saniyelik sessizliğin ardından ağzından tek bir cümle dökülmüştü...
Sayfa 72 - Kitapyurdu Doğrudan YayıncılıkKitabı okudu
"Tanıyor musun sen Oğuz Atay'ı?" diye sordum öfkeli sayılabilecek bir ses tonu ile. "Ta-tanıyorum," dedi kekeleyerek. Masada duran kitabı işaret edip, "Bunun dışında birçok kitabı daha var," diye bitirdi cümlesini. "Bu kadar mı? Tanımak mı bu şimdi? Nereli Oğuz Atay biliyor musun? Ne yerdi ne içerdi haberin var mı? Kimlerle arkadaşlık etti? Kaç evlilik yaptı? Eşleri kimdi? Kaç çocuğu vardı? Ses tonu nasıldı? Nasıl bakardı? Neden ve kaç yaşında öldü? Neden yazdığı dönem de okunmadı da şimdi okunuyor bu adam?" Diğer masalarda oturan insanların bizim masaya baktıklarını Aslı'nın işaret parmağını dudaklarına götürüp susmamı işaret ettiğinde fark etmiştim. "Sakinleş," dedi ipeksi bir sesle. "Sen neden bu kadar sinirlendin ki şimdi?" diye sordu. Hayatımda on bir yıldır olan bu kızın hayatında sadece bir saattir vardım ve eğer onu öldürmek zorunda olmasam uzun süre yanımda kalabilecekmiş gibi hissediyordum. Aramızdaki yaş farkının sorun olmayacağı kilo farkını umursamamış olmasından belliydi. "Hakan kitap yazmıyor artık," dedim. "Hakan?" diye sordu. Kaşlarım istemsizce çatılmıştı yine. "Günday, Günday. Bu yüzden başladım Oğuz Atay okumaya ben. Yağmurdan doluya dikey geçiş. Sana kızmıyorum aslında. Tüm kızgınlığım kendime."
Sayfa 73 - Kitapyurdu Doğrudan YayıncılıkKitabı okudu
Tanıyor musun sen Oğuz Atay'ı?
"Tanıyor musun sen Oğuz Atay'ı?" diye sordum öfkeli sayılabilecek bir ses tonu ile. "Ta-tanıyorum," dedi kekeleyerek. Masada duran kitabı işaret edip, "Bunun dışında bir çok kitabı daha var." diye bitirdi cümlesini. ""Bu kadar mı? Tanımak bu mu şimdi? Nereli Oğuz Atay biliyor musun? Ne yer ne içerdi haberin var mı?...."
Sayfa 73 - KDYKitabı okudu
Tanıyor muyuz?
"Tanıyor musun sen Oğuz Atay'ı?" diye sordum öfkeli sayılabilecek bir ses tonu ile. "Ta-tanıyorum," dedi kekeleyerek. Masada duran kitabı işaret edip, "Bunun dışında birçok kitabı daha var," diye bitirdi cümlesini. "Bu kadar mı? Tanımak mı bu şimdi? Nereli Oğuz Atay biliyor musun? Ne yerdi ne içerdi haberin var mı? Kimlerle arkadaşlık etti? Kaç evlilik yaptı? Eşleri kimdi? Kaç çocuğu vardı? Ses tonu nasıldı? Nasıl bakardı? Neden ve kaç yaşında öldü? Neden yazdığı dönemde okunmadı da şimdi okunuyor bu adam?" Diğer masalarda oturan insanların bizim masaya baktıklarını Aslı'nın işaret parmağını dudaklarına götürüp susmamı işaret ettiğinde fark etmiştim.
Sayfa 73 - Kitapyurdu Doğrudan YayıncılıkKitabı okudu
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.