Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kütahya, Manisa, İzmir, Antalya, Karaman, Adana, Halep, Şam, Küdüs, Mekke, Medine

Evliya Çelebi Seyahatnamesi (9.Kitap - 1.Cilt)

Evliya Çelebi

En Eski Evliya Çelebi Seyahatnamesi (9.Kitap - 1.Cilt) Sözleri ve Alıntıları

En Eski Evliya Çelebi Seyahatnamesi (9.Kitap - 1.Cilt) sözleri ve alıntılarını, en eski Evliya Çelebi Seyahatnamesi (9.Kitap - 1.Cilt) kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Menemen Tuzlası: Zira bu tuz içine canlı kısmından her ne mahluk düşse Allah’ın emriyle tuz olur.
Köprülü Mehmed Paşa ve Ünsi Efendi’nin arasında geçen konuşma: Köprülü Mehmed Paşa: “Kaç yaşındasınız? “ derler. Hazır cevap Ünsi Efendi: “Sultanım henüz üç yaşına bastım.” diye cevap verince Köprülü merhum: “ Bre hey efendi! Bizim sizinle bilişikliğimiz 50 seneyi geçmiştir” deyince Ünsi: “ Evet haklısınız. Ama iflas ve rezaletle geçen ömrü ben ömür saymam. Allah size ömürler vere, bize İzmir’i bağışladınız, borcumuzu ödeyip dinimizde doğru dürüst olalıdan beri üç senedir yaşıyorum. Ol manaya üç yaşına eriştim” diye cevap vermiştir. Hemen Köprülü merhum: “ Öyle ise biz de 8 yaşındayız ki Osmanlı’nın 8 yıldır mühür sahibi olup yaşıyoruz.” buyurmuşlar.
Reklam
Biat Mescidi ziyareti: Bir küçük mescittir, ama halkın ziyaretgâhıdır. Biat Mescidi denmesinin aslı Hazret-i Peygam- ber'e 40 yaşında peygamberlik gelip Cibril-i Emin vasıtasıyla Hak emri getirip "Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı ataktan yarat- tı" [Kur'ân, Alak, 1-2] fermanı gelince Peygamber Efendimiz bu mahalde Hazret-i Cibril'den biat etti. Cibril de Cenâb-ı Rabb-ı İzzet'in Yed-i Kudret'inden biat etti. Onun için bu mescide Biat Mescidi derler. Bu mescitte abdestin ve namazın şartları ile iki rekât namaz farz olunup Cibril-i Emin öğretip yine Cibril imam olup öğle na- mazını eda ettiler. Hazret-i Risâlet peygamberler imamı olmaya da biat verdi. Bu mahalde Hadice-i Kübrâ, Mine Pazarı'ndan gelirken gör- se ki bu mescit nur olmuş. "Meğer Muhammed bunda ola" deyip mescide girip, "Risâlet mübarek olsun, ya Muhammed" deyip ilk defa ima- na gelen Hadice-i Kübrâ'dır. Sonra Hazret-i Ebubekir, Hazret-i Ali, Zeyd ibn Hârise, Abdullah ibn Mesud, Hazret-i Osman, Abdur- rahman ibn Avf, Sa'd ibn Ebî Vakkas, Zübeyr bini'l-Avvâm, Bilâl-i Habeşî ve Suheyb-i Rumî, bunların hepsi bu mescitte biat ettiler.
..akşamdan sonra Muhammedi sofralar çekilip Halilullah nimeti yenip sofra kaldırılınca gülbâng-ı Muhammedi serdar otağından yükselince 4 nöbet Allah Allah sesleri göklere yükselir. Göklerde melekler de bu sese hayret edip onlar da el-azametullah diye tesbih ederler.
Mekke-i mükerre- me ve Beytullâhi'l-harem, Bekke adlı dar bir dere içine kuru- lup daima 7 dereden akan yağmur suyunun selleri Harem'i ba- sarmış. Geçmişin padişahları buna bir çare bulamayıp nice kere Harem-i şerif yağmur suyu ile derya gibi olup hacılar yağmur suyu içinde yüzerek tavaf edip farzı yerine getirmişlerdir.
Süleyman Han Kâbe-i şerifi sel baskınından korumak için Mimar Sinan'ı ve Kara Mahmud Paşa'yı mutemet tayin edip 7 senede Harem-i şerifi yeni- den genişletmiştir. Dört tarafında olan 39 adet büyük kapıların eşiklerini yükseltip beşer altışar basamak taş merdiven ile çıkılıp onar ve on ikişer basamak taş merdiven ile inilir kapı olmuştur. Hamd olsun o zamandan beri sel, kirli sular, çer çöple Harem-i şerif dolmaktan kurtuldu.
Reklam
959 tarihinde Sultan Süleyman bir gece rüyasında Hazret-i Peygamber'i görüp, "Ey Süleyman! Belgrad'ı ve Rodos'u ve 1.740 adet küçük bü- yük kaleleri fethedip Osmanlı devletini güçlendirip gaza malıy- la Kudüs-i şerife sağlam bir kale, benim Medine-i münevvere- me bir kale ve Kâbe-i Beytül-haram'ın dört tarafına dayanıklı bir hisar yapıp güzelce genişlet " diye Süleyman Han'a söylerler. Derhâl Süleyman Han uykudan uyanıp o kalelerin fethine çıkıp Allah'ın emriyle kolaylıkla fethedip gaza malıyla Kudüs'e ve Medine'ye birer kale yapıp sonra bu Mekke-i mükerremeye 10 Mısır hâzinesi mal harcayıp Harem'in çevresini kale gibi yap- tığının tarihleri mümkün olduğu kadar yazılır.
İbn Abbas buyururlar ki kün lafzı ile yer ve gökler yoktan yaratıldığında bütün dağlar- dan önce Arafat Dağı iman ettiğinden Cenâb-ı Hak, "Ey dağ! Seni kullarım ile süsleyip seni ziyaret edeler. Seni bütün dağlardan şerefte üstün edeyim ve seni ziyaret edenlere kıyamet gününde şahitlik edip şefaat edesin" buyururlar. Bu dağ kendini bilip Rabbini bilip iman getirdiği için Arefe Dağı derler.
Siyercilere göre bu Ara- fat Dağı'nın parça parça olmasının sebebi, Cenabı Hakk'ın "Ey Arafat Dağı" diye seslenip "Cemâlin tecellîsine" takat getireme- mesidir. Ancak her parça birer gizli şeylere işarettir ve her par- çası başka çeşit ibretlik kayalardır. Arafat Dağı'na her ne taraf- tan baksan acayip ve garip başka başka şekiller görünür. Ve ne kadar dikkatle bakarsan o kadar insana huzur ve sevinç gelir.
Arafat Dağı üzerindeki küçük taşları toplayıp "Filân kimseyi davet ettim yâ Rab, kabul eyle" diye o taşlardan veya topraktan bir küçücük yığıncık yığıp her yığın yığdıkça akra- ba ve taallukatlarından veya velinimetlerinden bir dostunu ayak üzere kalkıp Kâbe'ye doğru ismi resmiyle çağırasın, "Te'âlû te'âlû yâ fülân" diyesin. Allah'ın emriyle o davet ettiğin kimsenin Kâbe-i şerife gelmesi elbette mukarrerdir.
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.