Evren Nasıl Oluştu?
Halil KırbıyıkSözler ve Alıntılar
Toprağı bol olsun.
Çağımızın tanınmış astrofizikçilerinden Stephen W. Hawking 
Zamanın Kısa Tarihi adlı kitabında, evrenin başlangıcı ile ilgili şunları söyler:
"Uzay ve zamanın sınırı olmayan kapalı bir yüzey oluşturması fikri, aynı zamanda Tanrının evrenle ilgili işlerdeki rolü için derin imalar taşır. Bilimsel kuramların olayları tanımlamadaki başarısıyla, birçok kimse Tanrının, evrenin bir dizi yasalara göre evrimleşmesine izin verdiğine ve evrenin bu yasaları çiğnemediğine inanır. Bununla beraber, yasalar bize evrenin başlangıçta neye benzemesi gerektiğini söylemez; saati kurmak ve nasıl başlayacağını seçmek hâlâ Tanrının işidir. Evrenin başlangıcı olduğu sürece, bir yaratıcısının var olduğunu varsayabiliriz. Ancak eğer evren tamamen kendi içine kapalı, sınırı veya kenarı olmayan bir şey ise ne başlangıcı ne de sonu olacaktır; yalnızca olacaktır. O zaman yaratıcıya gerek olur muydu?"
Sayfa 56 - Odtü
Evrenin başlangıcı olduğu sürece, bir yaratıcısının var olduğunu varsayabiliriz.
Stephan Hawking
Güneş, ay ve gezegenler eski dönemde, evrenle ilgili kavramların temelini oluşturmuştur. Esasen modern astronominin temelinde Mezopotamya astronomisi vardır. Dine ve mitolojiye dayalı astronomiden laik ve matematiksel astronomiye geçilebilmiştir.
Babil'de astronomi gözlemleri yapan din adamlarının, İnca medeniyetinde olduğu gibi, aynı zamanda krala danışmanlık yaptıkları ve astronomi ile astrolojiyi beraber yürüttükleri bilinmektedir. Bugün bile bazı devlet adamlarının astrolojiye göre davranıyor olduğunu düşünürsek insanların bu açıdan çok değişmediğini kabul etmek gerekir.
Yoktan var olan evren ve madde-antimadde ikilemi
1920'li yıllarda geliştirilen ve mikro uzayda geçerli olan kuantum mekaniğine göre "boşluk" klasik fizikte anlaşıldığı gibi pasif,eylemsiz madde yokluğu değil, hem aktif hem dinamiktir. Kuantum mekaniğine göre hiçlikten bir şey yaratmak olasıdır. Aynı anda bir miktar madde ve karşı madde yaratırsanız ve bunları fark edemeyeceğiniz kadar kısa zamanda yok ederseniz, yoktan var ediyor ve vardan yoka geçebiliyorsunuz demektir.
Sayfa 32 - Odtü
The Big Bang
Söz edilen kuramda, tekil bir başlangıç noktasından hareket edilmektedir. Tekil noktada evren yoktu. Büyük bir patlama ile evren oluştu. Genişleyerek evrimleşti ve bugün gözlediğimiz hale geldi. Peki, o tekil noktada ne vardı? Tüm evren sıfır hacme sahip bir noktaya sığdırılmıştı. EVREN YOKTAN VAROLMUŞTU.
Sayfa 39 - ODTÜKitabı okudu
İçinde bulunduğumuz evreni açıklamak için bilim adamları pek çok ve değişik kuramlar geliştirmiştir. Ancak, özellikle 1929 yılında gelen gözlemsel bir delil, bugün gözlediğimiz evreni en iyi açıklayan kuram olarak “Büyük Patlama” (The Big Bang) evren modelini işaret ediyordu. Bu haber, Kaliforniya “Mount Wilson Gözlemevi’inden" geliyordu. Amerikalı astronom Edwin Hubble yüzyılın en büyük keşfini yapmıştı. Gözlenen tüm gökadalar bizden uzaklaşıyordu. Evren genişli yordu. Bu buluş o zamana kadar kabul gören evren anlayışını
temelden sarstı. Böylece evreni açıkladığını savunan iki kuram onaya çıkmıştı. Bu iki kuram, birbiriyle yarışını südiirdü. Nereye kadar? 1965 yılına kadar. 1965’te rastgele yapılan başka bir keşif “sonsuzdan beri var olan” evren modelini kökten sarstı; bu kuramın pabucu dama atıldı. Bu keşif 3 K derecelik mikrodalga ardalan ışınımı idi. Evren başlangıçta büyük bir patlama ile oluştu, bunun sonucu hâlâ genişlemekte ve ilk zamanlarda evren sıcakken yayılan ışınım bugün 3 K derecelik ışınım olarak gözleniyor. Bugün gözlenen evreni, açıklayabilen en iyi modelin işte bu “Büyük Patlama” olduğu düşünülmek tedir. Bilim adamları bu konuda hemfikirdir.
Sayfa 38