• Kitabın konusu üç ana karakter etrafında şekilleniyor: Suat, Süreyya ve Necip. Suat ile Süreyya evli ve mutlu(!) bir çift; Necip ise Süreyya'nın kuzeni.
• Boğaziçi'nde bir yalıya yerleşen ve hep hayal ettikleri o sakin, huzurlu hayata kavuşan çiftimiz, Necip'in arasıra yalıya misafir olmasıyla birlikte keyifli zamanlar geçirmeye başlar. Ancak bu keyifli zamanlar bir süre sonra Necip için ıstıraplı, yakıcı ancak yine de vazgeçilmez olmaya başlar. Çünkü Suat'a olan hayranlığı aşka dönüşür.
• Bir zaman sonra Suat, kocası Süreyya'dan göremediği ilgiyi Necip'in gösterdiğini fark eder; evli olması ve kocasına bağlılığı sebebiyle biraz ürkse de bu ilgi onu da sarmaya başlar ve Necip'in aşkı karşılıksız kalmaz.
• Konusu itibariyle duygusal bir ihanet anlatılıyor olsa da Suat ile Necip'in aşkları ve ruhsal iç çekişmeleri daha yoğun hissediliyor. Dili sadeleştirilmiş olduğundan biraz daha anlaşılır olmuşsa da ilk okuduğumdaki o kasvetli havayı sonuna kadar hissettim. Ve bu hava beni oldukça yordu okurken. Ama son sayfayı okuduktan sonra kitabın tamamının zihnimde tekrar dolandığını hissettim. Ve #iyikiokudum dedim. Zor bir okuma olsa da hiç beklenmedik bir şekilde noktalanıyor kitap. Merak edenler okusun.
Mehmet Rauf 
Eylül