Seri kitaplara yorum yazmak zordur. Ama bu seride Poyraz'ın , Eylül'ün ve özellikle Melis'in o güzel değişimlerini rahatlıkla söyleyebilirim...
İlk eserin sonu öyle bir yerde bitmişti ki. Gözümüz yaşlı ortada kalmıştık. Şimdi o güzel ve kocaman yürekli Melis 'i içimize hapsedecek kadar sevebiliriz. Çünkü tabuları olan, bakışları ile ortalığı buza çeviren babası Poyraz'da ufak ufak catlaklar oluşturup ruhuna dokunuyor.
Poyraz bir deli aşık, korkan bir baba . Kaybetme korkusunu iliklerine kadar hisseden biri. Ama sebepleri de var . Hak vermemek elde değil.
Eylül. O adı gibi hoş geliyor Poyraz'ın ve Melis'in dünyasına. Dokunduğu yeri güzelleştiriyor kalbi ile. Ama tek bir yerde bocalıyor. Aşk kör eder ya yüreği bazen. İşte öylesine kör bakıyor Eylül sevdiği adama. Fakat hatasınıda anlayıp düzeltmek için büyük çaba harcıyor.
Yine tüm duyguları usul usul işlemiş yazar. İtiraf edeyim bu eserde yan karakterler olan Demir , Ilayda ve Cesur , Beren aşkı ayrı bir güzeldi.. Hele o son diyorum