EZİLENLER
Kitap Dostoyevski nin İnsancık' larından sonra yazılmış ve birçok eleştiriye uğramıştır...Bunu kendimiz değerlendirecek olursak neler söyleyebiliriz bakalım...
Kitapta ilk aklınıza geldiği gibi işçi sınıfının, köylü sınıfının nasıl ezildiğinin hikayesi anlatılmıyor. Aksine belkide ezildiğinin farkına varmayan insanların hikayesi anlatılıyor.
Dostoyevski, Ezilenler'de hikayesini iki kola ayırıyor. Romanın anlatıcısı konumunda bulunan baş karakterimiz Vanya'nın büyük bir sevgi beslediği Nataşa karakterinin yeni bir sevdaya yelken açması, Nataşa ve yeni aşkı Alyoşa'nın aileleri arasında bulunan çekişmeler romanın bir kolunu oluştururken, Vanya'nın romanın ilk bölümlerinde tesadüf eseri yaşlı bir adamın peşine takılması ve hemen ardından yaşlı adamın hastalanıp, ölmesi neticesinde bu adamın evini kiralaması ve torunuyla karşılaşması sonrasında gelişen olaylarsa diğer kolunu oluşturuyor. Kitabı okuyunca Vanya nın Dostoyevski' nin kendisine nasıl benzediğini görürsünüz. Tıpkı onun gibi yirmili yaşlarda ilk kitabını çıkarır onun gibi düşünür ve yaşar.... Belki de kitabı bu denli beğenmemin sebebi Dosto' nun kendisini bulmaktır....Kitap farklı karakterleri içinde barındırıyor ama en kötüsü ve asla beğenmediğimiz karakter Prens ...
Prens karakteri karşısındaki saf olmayan diğer karakterlere karşı planlı, programlı ve yer yer uzun vadeli planlar kuran, kendisine yapılan hamlelere hızlı bir şekilde karşı hamlelerle cevap veren bir karakter.
Peki bu hikayede gerçekten ezilenler kim ? Nelly mi ? prensin oğlu mu ? kızlar mı ? terk edilen aile mi ? Buna kendiniz karar vereceksiniz ....İyi okumalar ....