Sadece Türkiye’nin değil aynı zamanda dünyanın yaşayan ve kanayan sorunu tecavüz ve bir kadın öyküsü.
Okurken pek çok detayıyla geren, rahatsız eden ve hatta utandıran gerçeklerle doludur Fatmagül’ün Suçu Ne? Topluma tutulmuş bir ayna gibidir. “Yok artık, bu kadar da değil!” diye inkâr etmeye cüret ettiğimiz her detayın en az birine gerçek yaşamda şahit olmuşluğumuzu yüzümüze vurarak hezimete uğratır.
Bahsedilen öyle bir toplumdur ki, hiçbir suçu olmadığının farkında olmasına rağmen bastırılan, hor görülen Fatmagül bile, sanki kendisine bir lütufta bulunurcasına evlenmeyi kabul eden Kerim’in başına bela olmuş olmaktan çekinir.
Okuyucu, her satırda ve yarattığı her haksızlıkta Kerim’e biraz daha öfkelenir. Ancak o yalnızca toplumun ta kendisidir. Kerim bu çürümüş toplum içinde, çürüyenlerden biri olmasına ramak kalmış olandır. Çevresindeki insanların “kıza tecavüz ettiğine mi, yoksa onunla evlendiğine mi bozulduğunun” hesaplaşmasını görür içinde. Bu ayrıntı bir kırılma noktasıdır da.
Ne yazık ki bu senaryo ya da öykü, bir adalet arayışının öyküsü değildir. Fakat çırpındıkça daha da battığımız bu ikiyüzlü toplumun ahlaksızlıklarını, sözde namus anlayışlarını, insanlıktan çıkmışlarını, değerlerin nasıl yitirildiğini, kısa ama net, sert çizgilerle gözler önüne sermektedir.
Vedat Türkali’ye saygıyla.