Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Faslu'l-Makâl el-Keşfan minhâci'l-edille

Felsefe - Din İlişkileri

İbn Rüşd

Felsefe - Din İlişkileri Gönderileri

Felsefe - Din İlişkileri kitaplarını, Felsefe - Din İlişkileri sözleri ve alıntılarını, Felsefe - Din İlişkileri yazarlarını, Felsefe - Din İlişkileri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
266 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 saatte okudu
İbn Rüşd'ün hayatını, eserlerini, görüşlerini, felsefe- din bağlamındaki tartışmalarını ve bu çerçevede, Gazali, İbn Tufeyl, Farabi, İbn Sina, İbn Arabi, İbn Bacce gibi çok önemli islam filozof ve alimlerine de rastlayacağınız oldukça kapsamlı bir kitap. Haliyle yazıldığı tarih ve ele aldığı konu hasebiyle dilinin ağır olmasını anlayışla karşılayabiliriz, yine de her bireyin kendi payına muhakkak önemli paylar çıkarabileceğini düşündüğüm oldukça kıymetli bir eser. İnsanın hem müslüman hem felsefeci olmasının mümkün olabileceğini, hatta olması gerektiğini gösteren bir eser. Din, felsefe, kozmoloji, ontoloji, epistemoloji ve aksiyoloji ile de ilgili olarak kıymetli bilgiler içeren bir eser. Dönüp de geriye baktığımızda İbn Rüşd'ün kıymetinin anlaşılamadığını söylemek işten bile değil. Böylesine büyük düşünürlerin sıklıkla sürgüne gönderilmeleri bir ilahi kader midir? Yoksa büyük bir hata mı? Gerçek olan şu ki, "İbn Rüşd'ü mağlub ve mahkum sayarken, onun fikirleri Batı'da rönesans hareketinin vücuda gelmesine imkan veren zemini hazırlıyordu. "
Felsefe - Din İlişkileri
Felsefe - Din İlişkileriİbn Rüşd · Dergah Yayınları · 2012234 okunma
Din ve Felsefe Münasebetleri
"Evvela düşünmek, sonra düşünüleni yapmak lazımdır" diye inanan Batılıya karşılık Doğulu, "evvela inanmak, sonra inanılanı yapmak icab eder" diye düşünür.
Reklam
266 syf.
10/10 puan verdi
Ibni rust sebebini anlamadigim bir şekilde tasavvufcular tarafından tekfire varacak düzeyde elestirilir. Akılcı olarak bilinir. Yanlış hatırlamıyorsam Ispanyada yaşıyordu. Ibni rüşt iyi nir filozoftur ve akil ile fitrati ve dini harmanlar. Faslul makal güzel bir kitap, felsefeye bakış acınızı degistirir. Tavsiye ederim.
Felsefe - Din İlişkileri
Felsefe - Din İlişkileriİbn Rüşd · Dergah Yayınları · 2012234 okunma
“İnsanlara, akılları yettiği kadar hitap ediniz, ötesine geçmeyiniz”
266 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Ortaçağda felsefenin akibetini en genel anlamda Batı için karanlık, Doğu için altın çağı olarak nitelendirmek yerinde bir değerlendirme olacaktır. İslam dünyası Batı’ da durma noktasına gelen felsefenin yeniden bir ilerleme katettiği ve Antik Yunan felsefesinin mirasını da alarak üzerine yenilerini eklediği bir dönem olarak karakterize olur. Tabi islam dünyasında başta Gazali olmak üzere felsefeye tenkitler yöneten taraflar da varolmuştur. İşte bu noktada İbn Rüşd’ ün konumu felsefe lehinde olması bakımından oldukça önemlidir. Zira Rüşd felsefe ile dini, akıl ile vahiyi uzlaştırma çabası içerisine girmiştir. Bu nokta da onun akılcı yönü üzerinde Aristoteles üzerine yapmış olduğu şerhlerin etkisi de oldukça fazladır. O uzlaştırmacı tavrını bir neticesi olarak uç noktalarda sadece dinin veya sadece felsefenin savunulmasını eleştirmiş ve ortayolcu bir tavır takınmıştır diyebiliriz. Sonraki süreçlerde de Rüşd’ ün rönesans ve reformun başlamasında etkisi olduğu batılı kaynaklarda ifade edilir. Bu eser Rüşd’ ün din ile felsefeyi uzlaştırmacı tavrını ve dinin yanlış anlaşılmasına neden olan te’ vil sorununu konu alan bir eserdir.
Felsefe - Din İlişkileri
Felsefe - Din İlişkileriİbn Rüşd · Dergah Yayınları · 2012234 okunma
Gazalî'den sonra gelen din âlimleri onun izini takip etmeye başladılar, felsefe okudular, filozofları reddetme işi ile uğraştılar. O kadar ki, İslâm âleminde bir tek filozofun bulunmadığı dönemlerde bile habire felsefeyi reddettiler, filozoflara hücum etmekten hızlarını alamadılar. Bu sefer kendi aralarında bu hususta ihtilafa düştüler. Felsefe okumayanlar, felsefe okumayı küfür, felsefe okuyanları da kâfir sayan fetvalar verdiler. Felsefe okumadan eski İslâm kültürünü; hatta Gazalî başta olmak üzere onu takip eden âlimlerin eserlerini okuyup anlamaya imkân bulunmadığı için İslâm düşüncesi bir çıkmaza girdi, bir keşmekeşe saplandı, kimin ne dediği ve neyi müdafaa ettiği bilinmez oldu. Fikrî ve ilmî denilen tartışmalar tam mânasiyle bir kördövüşü şekline girdi. Artık yetişme halindeki Müslüman gençlerin ne üzerinde çalıştıkları ve hangi hedeflere ulaşacakları belli değildi.
Reklam
Çünkü batılı uzağı görmeye çalışır, geleceğin hesabını yapar; bunun için planlar çizer, programlar, projeler hazırlar, aklı ve mantığı hissine ve heyecanına kurban etmemeye gayret eder. Halde olandan çok istikbalde olacak olana değer verdiği için, yarının zararından kurtulmak için bugünün rahatını, geleceğin refahı için halin keyfini feda etmekte tereddüt göstermez. Daima istikrar aradığından hayalci ve maceracı değil, gerçekçidir ve hesaplı hareket eder, nizam ve disiplin fikrine bağlı olduğu için his ve heyecanlarını aklın kontrolü altında bulundurmaya mecbur olur.
Doğu insanı inançlıdır, kalbe ve kalbin mahsulü olan her şeye bayılır, bütünü ile kendini verir, varlığını teslim eder. Gönül deyince, kendinden geçer. Kalbe büyük önem verdiği için hisli ve heyecanlıdır. His ve heyecanı daima akla ve mantığa tercih eder. Hislenince düşünmez olur, galeyana gelince en makul olan şeyi bile terk eder. Uzağı görmez, plân, program ve proje fikrine fazla değer vermez. Hesabı ve düzeni duygularına feda etmekten çekinmez, işin sonunu görmediği için bu durumun ilerde açacağı zararlar umurunda değildir.
Sayfa 61 - DergahKitabı okudu
“Bazı şahısların, mezheplerin ve fırkaların Kur’an’ı kendi görüşlerine göre te’vil etmeleri, yorumlamaları, sonra da şeriatı bu yorumdan ibaret görerek başka türlü yorumlayanlara kâfir ve sapık, en hafif tabir ile bid’atçı ve uydurma bir din taraftarı olarak suçlamaları, şeriat sahibinin maksadını ve güttüğü gayeyi gözetmeden yapmış oldukları te’villerden ileri gelmektedir.”
Zâhir itibariyle, âlemden evvel bir varlığın bulunduğuna delâlet eden bazı âyetlerin te'vili " Arz ve semâlar başka bir arza tebdil edildiği gün...."(İbrakim, 14/48). Bu âyetin zahiri, bu varlıktan sonra ikinci bir varlığın mevcut olduğunu gerektirmektedir.
317 öğeden 181 ile 190 arasındakiler gösteriliyor.