Dişilliğin Farklı Yüzleri

Feminen

Carl Gustav Jung

En Eski Feminen Gönderileri

En Eski Feminen kitaplarını, en eski Feminen sözleri ve alıntılarını, en eski Feminen yazarlarını, en eski Feminen yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Lao-tzu “Yüksek ve alçak birbirine ihtiyaç duyar” der
Modern insanın eğitiminde, annenin ifade ettiği bilinçdışına karşı korumanın yerini hiçbir şey almaz; dolayısıyla evlilik ideali, bilinçdışı olarak, annenin büyülü rolünü eşin üstlenmesini sağlayacak şekilde düzenlenir.
Reklam
Bir duygulanım anında söylenen sözler bazen oldukça tuhaf ve cüretkar gelebilir. Ancak kolayca unutulur ya da inkar edilirler. Kişi nesnel bir tutum takınmak istiyorsa, bu reddetme ve inkar mekanizmasının hesaba katılması gerekir. Geleneğimizde aceleyle düzeltme ve eleştirme alışkanlığı oldukça güçlüdür ve bu çoğunlukla korkuyla -insanın ne kendine ne de başkalarına itiraf edemediği bir korku, gizli gerçeklerden, tehlikeli bilgilerden, rahatsız edici kanıtlardan, tek kelimeyle, çoğumuzun tıpkı vebadan kaçar gibi kendi kendimizle baş başa kalmaktan kaçmamıza neden olan her şeye karşı duyulan korku- pekiştirilir. İnsanın kendi kendisiyle meşgul olmasının bencilce veya "marazi" olduğunu söyleriz; en kötüsü insanın kendi kendisine eşlik etmesidir, "insanı melankolik yapar" - insan doğamıza işte böyle parlak tanıklıklar yakıştırılır.
ve kucaktaki bebekler kadar masum ölen aksakallılar vardır ve bu içinde bulunduğumuz yılda da hâlâ mağara adamları doğmaktadır. Geleceğe ait gerçekler, geçmişe ait gerçekler ve hiçbir zamana ait olmayan gerçekler vardır.
Kadınlara eo ipso [salt bu nedenle] daha aşağı bir bilinç atfedilemez; sadece erkek bilincinden farklıdır. Fakat bir kadının, erkeğin karanlıkta el yordamıyla aradığı şeylerin çoktan bilincinde olması gibi, doğal olarak erkeğin de kadın için ayrım-yapamamanın gölgeliklerinde kalmış bir şeyin çok iyi farkında olduğu, çoğunlukla da kadının fazla ilgi duymadığı şeylerden oluşan deneyim alanları vardır. Kadın için kişisel ilişkiler çoğunlukla nesnel gerçeklerden ve bunların kendi aralarındaki bağlantılardan daha önemlidir. Ticaret, siyaset, teknoloji ve bilim gibi geniş alanlar, yani uygulamalı erkek zihninin bütün dünyası kadın tarafından bilincin yarı gölgeli bölgesine sürgün edilmiştir; öte yandan, kadın kişisel ilişkilere, erkeğin gözünden tamamen kaçan sonsuz nüanslara karşı çok ince bir bilinç geliştirmiştir. O nedenle kadının bilinçdışının erkeğinkinden farklı özellikler göstermesi normaldir. Özetleyecek olursak, bu anlamda, kadınla erkek, yani animus ile anima arasındaki farkı için sadece şunu söyleyebilirim: anima ruh hali üretir, animus ise düşünce; ve erkeğin ruh hali gölgeli bir arka plandan çıkarken, kadının da düşünceleri aynı ölçüde bilinçdışı olan eski varsayımlara dayanır. Animus düşünceler, büyük çoğunlukla, kolayca sarsılmayan sağlam inançlardan ya da geçerlilikleri tartışma götürmeyen ilkelerden meydana gelir.
Entelektüel kadınlarda animus, eleştirel tartışmacılığı ve ısrarla ilgisiz bir zayıf noktanın üzerinde durmak ve anlamsız bir şekilde o noktayı öne çıkarmak şeklinde kendini gösteren ukalalık özentisini cesaretlendirir. Yahut da gerçekten aklı başında bir tartışma, tamamen farklı ve mümkünse aksi bir bakış açısının ortaya atılmasıyla insanı çılgına döndürecek kadar rayından çıkıverir. Bu tür kadınlar, bunun farkında olmaksızın, sadece erkeğin damarına basmayı isterler ve bunun sonucunda tamamen animusun insafına kalırlar. Bu yaratıklardan biri bir defasında bana "Ne yazık ki ben hep haklıyım," demişti.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.