Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Feminist Felsefeye Giriş

Alison Stone

En Eski Feminist Felsefeye Giriş Gönderileri

En Eski Feminist Felsefeye Giriş kitaplarını, en eski Feminist Felsefeye Giriş sözleri ve alıntılarını, en eski Feminist Felsefeye Giriş yazarlarını, en eski Feminist Felsefeye Giriş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Lloyd, Genevieve (2002). Feminism and history of philosophy
Eril önyargı veya erilcilik üzerine feminist eleştiriler, daha az önyargılı teorilere ihtiyaç olduğunu ortaya koydu. Fakat ayni zamanda, uzun zamandır fark edilmeyen önyargıları saptaya başlayabilmek için öncelikle feminist görüşlerin benimsenmesi gerektiği gibi görünüyordu. Öylese o görüşe bazı önyargılar (feminist önyargılar) bilgiyi aksatmıyor, aksine ileri götürüyorlardı.
Peki ama erkeklere ait tipik düşünce kalıpları nelerdir? Etkili bir psikanalitik feminist olan Nancy Chodorow (1978) bu soruya, hemen her yerde kadınların evde çocuk bakarken erkeklerin işe gitmek üzere dışarı çıktığı, bu durumun annelerin kendi oğlan ve kız çocuklarına farklı davranmasına neden olduğu şeklinde yanıt verir. Chodorow'a göre anneler oğlanları annelerinden ve çocukluğun ilk yıllarının bağımlılık dünyasından, güçlü bedensel duyumlar ve duygulardan kopmaları, böylelikle uygun görülecek şekilde eril hale gelmeleri için teşvik ederler. Oğlanların ve erkeklerin kişilikleri ve düşünme biçimleri, zihin ve beden, akıl ve duygu, benlik ve ötekilerle ilişkiler arasındaki karşıtlıkların çevresinde yapılanmış olur.
The Reproduction of Mothering: Psychoanalysis and the Sociology of Gender
Reklam
Jaggar cinsiyet/toplumsal cinsiyet ayrımını reddetmesini “doğa [cinsiyet] ile kültür (toplumsal cinsiyet) arasında hiçbir çizgi olmaması"yla açıklar (1983b, 85). Burada, cinsiyet/toplumsal cinsiyet ayrımıyla arasındaki mesafeyi abartır. Ona göre erkekler ve dişiler olarak bazı biyolojik özelliklerimiz, toplumsal cinsiyetli davranış ve beklentilerle değiştirilebilir ve değiştirilir, buna karşılık onlar da biyolojik cinsiyetten etkilenir. Dolayısıyla, (Jaggar'ın modelinde) cinsiyet ve toplumsal cinsiyet birbirleriyle etkileşseler de analitik olarak ayrı kalırlar. Dolayısıyla Jaggar'dan hareket ettiğimizde, cinsiyet/toplumsal cinsiyet ayrımının reddedilmesi değil ama cinsiyet ve toplumsal cinsiyetin birbirlerini etkileyip değiştirdikleri şeklinde düzeltilmesi gerektiği sonucuna varmamız gerekir. Öte yandan cinsiyet/toplumsal cinsiyet ayrımıyla ilgili başka sorunlar da vardır. İkinci bir sorun, bize biyolojik cinsiyetin doğasını anlatma iddiasındaki bilimin statüsüyle ilgilidir.
Jaggar, Alison, 1983, Feminist Politics and Human Nature, Totowa NJ: Rowman and Allenheld
Post-modernizm
..içine (Foucault gibi) yakın dönemde yaşamış pek çok filozofun belli bir kapsamda dahil edilebileceği geniş bir entelektüel harekettir. Postmodernizm merkezine (1) tarihte ilerlemenin olmadığı, (2) her benliğin parçalanmış olduğu, tutarlı olmaktan ve kendi denetimini elinde tutmaktan ziyade çeşitli itki ve etkilerle yönetildiği ve (3) ahlaki kodların ve bilgi sistemlerinin daima iktidar ilişkileriyle bağlantılı olduğu fikirlerini alır. Fakat bazıları “postmodernizm” etiketini, ayrıntılı görüşleri birbirinden çok farklı olan filozofları aynı kefeye koyduğu için faydasız bulur. Buna ben de katılıyorum.
Butler'ın toplumsal cinsiyete yaklaşımının anahtar noktalarını özetlemek gerekirse: 1. Toplumsal cinsiyet ancak, toplumsal cinsiyetle ilgili normlar tarafından örgütlenen toplumsal pratiklerle meşgul olduğumuz sürece varolur. Toplumsal cinsiyet performatiftir: yalnızca icra edildiği sürece varolur. 2. Farklı toplumsal pratikler farklı bir dizi
Butler'ın toplumsal cinsiyet anlayışı (heteroseksüel matris)
Butler'ın örneklerinden bir diğeri lezbiyenler arasındaki butch/femme ilişkileridir. Burada, butch geleneksel olarak “eril” özellikleri benimserken (kuvvet, duygusal beceriksizlik, koruyuculuk), “dişil” femme şefkatli ve duygusal olandır. Bu durum bu eril ve dişil özelliklerin yalnızca insanlar onları icra ettiği sürece mevcut olduğunu ve dişilerin de erkekler gibi eril nitelikleri icra edebileceğini gösterir (Butler 1991).
Reklam
Toplumsal cinsiyetle ilgili feminist düşünce, kendiliğin bu ihmal edilmiş unsurlarını sorgulamaya açmanın yanı sıra, felsefi sorgulamada yepyeni bir alan da açmıştır: toplumsal cinsiyet felsefesi. Ortaya çıkan bu alan öteki alanları şu sorularla kuşatır: Toplumsal cinsiyet nedir? Toplumsal cinsiyet zihinsel mi bedensel midir, yoksa bu yanlış bir karşıtlık mıdır? Toplumsal cinsiyet, onu icra ettigimiz sürece mi var olur? Toplumsal cinsiyet kavramı imgesel beden kavramıyla yer degiştirmeli midir veya tamamlanmalı mıdır? Ve feministler toplumsal cinsiyetleri yeniden tanımlamayı mı, toplumsal cinsiyeti tümüyle yok etmeyi mi, yoksa mevcut iki toplumsal cinsiyetin ötesinde bir toplumsal cinsiyetler yelpazesi ortaya koymayı mı amaç edinmelilerdir?
180 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.