Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Feminist Felsefeye Giriş

Alison Stone

Feminist Felsefeye Giriş Gönderileri

Feminist Felsefeye Giriş kitaplarını, Feminist Felsefeye Giriş sözleri ve alıntılarını, Feminist Felsefeye Giriş yazarlarını, Feminist Felsefeye Giriş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
(...)18. yüzyılın sonlarında bir dönüşüm yaşandığını göstermişlerdir. (...) Laqueur'in "bir-cinsiyet" modeli diye adlandırdığı bu görüşe göre, dişi genitaller esasen erkeklerinkiyle aynıydı ama dişilerinki bedenin içinde yer alıyordu. Vajina içsel bir penis, uterus ise içsel bir testis torbası olarak görüldü.(...) 18. yüzyılın sonlarında bu "bir-cinsiyet" modelinin yerine "iki-cinsiyet" modeli geçti. Bilim insanları dişi bedeni­nin erkek bedeninden radikal şekilde farklı olduğunu ve dişi anatomisinin tüm unsurlarının bu farkı açığa vurduğunu dü­şünmeye başladılar. Dişi anatomik yapılarına özel terimler ve­rildi ve dişi iskeletinin ilk anatomik çizimleri yapıldı.
Sayfa 62 - Otonom Yayıncılık, 2015Kitabı okudu
344 syf.
·
Puan vermedi
·
25 günde okudu
Feminist Felsefeye Giriş
Feminist Felsefeye Giriş
Kitapta bilinen klasik sorulardan daha çok feminizmin diğer sorularına cevap vermekte , Toplumda kabullenmiş tezlerin nerden ve nasıl yanlışları olduğunu inceliyor"Eşitlikçi" terimini geniş anlamda, bütün insanların ahlaken eşit olduğu ilkesini benimseyenler için kullanılıyor. Sınıf, ırk ve toplumsal cinsiyet ayrımlarının;
Feminist Felsefeye Giriş
Feminist Felsefeye GirişAlison Stone · Otonom Yayıncılık · 201941 okunma
Reklam
insanları iki toplumsal cinsiyete böldüğü ve ardından da bu toplumsal cinsiyetlerin üyelerini tamamlayıcı olarak birbirlerine ihtiyaç duyuyormuş gibi gösterdiği için, heteroseksüel olmayanları baskı altına alır.
erkeklerin kamusal odaklı kadınların ise aile odaklı olmasından ziyade, hem erkek hem de kadınların kamusal ve aile temelli etkinlik ile değerleri bağrına basması beklenseydi, o zaman kadın ve erkeklerin şu anda sistematik bir şekilde farklı davrandıkları büyük bir alan ortadan kaybolacaktı.
eğer bakım görevleri kadın ve erkek arasında paylaştırılırsa o zaman erkekler de bakım değerlerini tanıya­ cak ve onları benimseyecektir. O zaman kadınların toplumda gerçekçi bir erişim eşitliğine sahip olması, fa rk feministlerinin savunduğu bu bakım işinin değerinin (erkekler ve geniş anlam­ da toplumsal kurumlar içerisinde) tanınmasını gerektirecektir
Geniş anlamda eşitlik (ya da ahlaki eşitlik): bütün in­ san bireyleri ahlaki değerde eşittir ve onlara bu şekilde davranılmalıdır; kadınlar da bunun dışında değildir.
Reklam
Ölüm varoluştan çıkıştır; oluştan hiçliğe ge­ çiştir. O halde doğum ölümün ters simetrisi olarak ve hiçlikten varoluşa geçiş gibi görülür
her birey kim olduğunun temeli olarak annesinden doğmuş olmayı görebilir ve dolayısıyla embriyoya yaşam verme ya da bu yaşamı alma kudreti annede olabilirdi (Cavarero 1990: 64-5). Üstelik yaşamı alma-verme kudreti ka­ dına özgüdür. O halde doğum merkezli bir kültürde, erkekler kadınların gücünün fa rkında olabilir ve sonuçta kadınlardan korkmaya meyledebilirlerdi. İşte bu yüzden erkekler ölümü in­ san varoluşunun temel özelliği olarak değerlendirmeyi tercih ediyorlar.
insan varoluşu­ nun en temel özelliği olarak, doğuma değil ölüme öncelik ve­ rir, yaratıma değil yıkıma daha çok değer verir. Jantzen'e göre batı kültürünün gerçekten de ölümle çok uğraştığını, insanla­ rı ölümlülükleriyle tanımlamayı tercih etmesinde görebiliriz. "'Bütün insanlar ölümlüdür' klişesi sadece olgu bildiren bir cümle değildir, aynı zamanda batı kültürünü meşgul eden in­ san öznelliği yapılanmasının bir parçasıdır
her insan birey, her zaman kendi hayatının yönünü seçme konusunda özgürdür.
Reklam
Hamile kadının "imgesel bedeni" (kendi bedeninin özellikleri ve boyutlarına dair zihinsel "harita"sı), bedeninin değişim hızına ayak uyduramaz.
Bütün erkekler kadınları tahakküm altına almayı amaçlar fa kat bu amaç nadiren bilinçli ya da ka­sıtlıdır.
On yedinci yüzyıla kadar, doğum sancısı çeken kadınlarla ebeler ilgilendi. Ondan sonra, son döneme kadar özellikle er­ kek olan doktorlar, çocuk doğumunun denetimini ele geçirdi ve haksız bir şekilde ebeleri cahil büyücüler olarak niteleyip onları bu alandan kovdu (Rich 1976: 6. Bölüm). Doktorlar tıbbi bir ha­ milelik ve doğum modeli öne sürdüler: Hamileliği bir hastalık, doğumu ise tehlikeli bir kriz olarak anlayıp, bunların ikisinin de doktorlar tarafından denetlenmesi gerektiğini iddia ettiler. Böylece doktorlar daha önce ev olan doğum yerini, doğumların tıbbi gözetim altında gerçekleşebildiği hastanelere taşıdılar.
birini kadın ya da erkek yapan şey sa­ dece, hayatlarının eril-kodlu ya da dişil-kodlu nesneler tarafın­ dan yönlendirilip yönlendirilmemesidir.
180 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.