Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Feminist Felsefeye Giriş

Alison Stone

Feminist Felsefeye Giriş Sözleri ve Alıntıları

Feminist Felsefeye Giriş sözleri ve alıntılarını, Feminist Felsefeye Giriş kitap alıntılarını, Feminist Felsefeye Giriş en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Muazzam Özet
Liberal feministlere göre çoğu toplum, kadınları eve veya düşük ücretlendirilen işe mahkum etme eğilimi taşıyan ve genellikle onların erkekler gibi tatmin edici hayatlar sürüp keyif almalarına engel olan yasal eşitsizlikler veya gayri resmi önyargılar ve engelleri içlerinde barındırır. Radikal feministlere göre hemen her toplum patriyarkaldir. Kültürleri, inanç sistemleri, kurumları ve normları erkekleri egemenlik peşinde koşmaya, kadınları ise boyun eğmeye iter. Sosyalist feministlere göre, modern toplumların ekonomik yapısı kapitalisttir ama kapitalizm, önceki patriyarkal fikirlerle etkileşime geçerek "toplumsal cinsiyete önyargılı" hale gelmiştir: kapitalizmin kurumları kadınları ve erkekleri farklı türde işlere dağıtır ve erkeklerin çalışmalarını daha fazla ödüllendirir. Siyah feministlere göreyse modern toplumların temel düzenlemeleri, tüm kadınların "toplumsal cinsiyetleriyle cezalandırıldıkları ama [bazılarının] ırklarıyla ayrıcalıklı konumda olduğu" bir baskı sistemleri ağını hayata geçirir (Hill Collins 1990: 225).
bazı Afrikalı geleneksel topluluklarda kadınların ağır tarım işlerinde çalıştıklarını ve burada dişilliğin kuvvet ile bağdaştı­ rıldığını aktarır. Bu sırada erkekler ise ufak çaplı temizlik işleri ve zanaat etkinlikleriyle uğraşmaktadır. Bu toplumsal cinsiyet kurallarının modern batılı toplumlardakilerden farklı olduğu açıktır. O halde eğer bir toplumun sahiplendiği toplumsal cin­ siyet kurallarını biyoloji belirliyor olsaydı, bu çeşitlilik varola­ mazdı çünkü biyolojide bu çeşitlilik söz konusu olmadığından, tüm toplumlar aynı toplumsal cinsiyet kurallarını sahiplenirdi.
Reklam
Lloyd'a göre, Platon'dan Sartre'a kadar tüm filozoflar akıl yürütmeyi kişinin duygularına ve bedenine üstün gelmesi veya "aşkınlaşması" olarak (çeşitli şekillerde) anladılar. Bu filozoflar aynı zamanda, erkekliğe erişmek için kişinin “dişil" (duygusal, bedenleşmiş) boyutunun üstesinden gelmesi gerektiği inancıyla, aklı erkeklikle bir tuttular. Bu durumda, akılla ilgili fikirler ile kadınları aşağılayan erkeklik ideallerinin birbiriyle bağlantılandırılmasının bir tarihi olduğu savunulabilir.
Kadınlar ezilen bir sınıftır. Bizim baskılanmamız bütüncül- dür, hayatlarımızın her yönünü etkiler... Biz baskılanmamı- zın faillerini erkekler olarak tanımlıyoruz. Erkek üstünlüğü en eski, en temel tahakküm biçimidir... Tüm diğer sömürü ve baskı biçimleri... erkek üstünlüğünün uzantılarıdır... Erkekler tüm politik, ekonomik ve kültürel kurumları denetim altında tutmuşlardır... Tüm erkekler erkek üstünlüğünden ekonomik, cinsel ve psikolojik faydalar sağlarlar. Tüm erkekler kadınları baskı altına alır.
Doğum yeteneği
Kadınların gücü "yapma-gücü", bir şeyden yepyeni ve farklı bir başka şey yaratma gücüdür. Rich'e göre erkeklerin biyolojisi, onlara bu tür güçler vermez bu yüzden bunun yerine kadınların yeniden üretim güçleri üzerinde güç uygulamaya çalışırlar.
Sayfa 248Kitabı okudu
Radikal feminist açıklamaya göre kadınların tabi kılınması, erkeklerin kadınlara tahakküm kurmasının sonucudur. Bu görüşe göre erkekler kadınları kulluk halinde tutmak için şiddeti, tehditleri, ekonomik ve kültürel mekanizmaları kullanırlar.
Reklam
önce erkekler düşünsün
Kadınların, büyük çoğunluğu erkeklerce uygulanan tecavüz, cinsel taciz ve ev içi şiddete maruz kaldıkları vakaları düşünelim. Ya da çağdaş kültürün büyük kısmında kadınların cinsel nesneler olarak resmedilmesini düşünelim. Birçoğumuz (galerilerdeki nü kadın resimlerinden pop videolarına, bulvar gazetelerine kadar) cazibeli, az ya da çok çıplak haldeki kadın imajlarıyla sonsuzca çevrelenmiş haldeyiz. Ve ayrıca birçok evde halen ev işleri ve çocuk bakımını tümüyle kadınların yaptığını düşünelim
Birçok feminist düşüncenin merkezinde, biyolojik cinsiyet (erkek veya dişi) ile toplumsal cinsiyet (erkekler ve kadınlar için neyin uygun davranış sayılacağıyla ilgili toplumsal beklentiler) arasındaki ayrım bulunur. Birçok feminist, kadınlara karşı önyargılar oluşturan ve onların aleyhine işleyenin biyoloji değil toplumsal beklentiler olduğunu ve (biyolojinin aksine) bu beklentilerin değiştirilebileceğini savunurlar.
Eril önyargı veya erilcilik üzerine feminist eleştiriler, eril söyleme göre daha az önyargılı söylemler barındırmaktadır. Aynı zamanda, uzun zamandır fark edilmeyen önyargıları saptayabilmek için öncelikle feminist görüşlerin benimsenmesi gerekiyordu. Bu durumda bazı feminist önyargılar bilgiyi aksatmıyor, aksine ileri götürüyorlardı.
Cinsiyet ve toplumsal cinsiyet nasıl anlaşılmalıdır? Toplumsal cinsiyet varolmalı mıdır? Yani, erkeklerin ve kadınların nasıl olmaları gerektiğiyle ilgili sistematik biçimde farklı beklentilere sahip olmak için iyi bir neden var mıdır? Cinsel duygular nelerdir? Eril önyargılar cinsel duyguların neler olduğuyla ilgili genel düşünüşümüze sızmış olabilir mi? Tüm kadınları kadınlar yapan şey nedir? Bunlar ve bunlarla ilişkili sorular, feminist felsefeye özgü sorulardır.
Reklam
Çeşitli fiziksel koşullar insanları interseks hale getirebilir. Sık görülen koşullardan bazıları şunlardır: Bazı insanlar XXY kromozomlarına sahiptir ve bunun sonucunda erkek genital­ leriyle doğarlar ama ergenlikte, memeler gibi bazı dişi ikincil karakteristikler geliştirirler. Diğer bazıları, XX kromozomla­ rıyla doğdukları halde rahimde aşırı derecede androjene ma­ ruz kalmalarından ötürü dişi iç genitalyaların yanı sıra belirsiz veya erkek dış genitalyalara da sahiptirler. XY kromozomlarına sahip bazı bireylerde ise androjen duyarsızlığı sendromu (AIS) mevcuttur. Bu kişiler, erkek iç genitallerine sahip oldukları hal­ de bedenleri, testislerinin ürettiği androjene yanıt vermez ve bu yüzden az ya da çok dişi dışsal genitaller ve dişi bir beden biçimi geliştirirler.
...feministler toplumsal cinsiyet kavramını faydalı buldular çünkü eril ve dişil rollerin biyoloji tarafından değil toplum tarafından tanımlanmış olduklarına işaret ediyordu ve bu da söz konusu rollerin değiştirilebileceklerini ima ediyordu. Dişillik yeniden tanımlanabilir, böylece itaatkar davranışları gerektirmeyecek bir hale gelebilirdi. Veya erillik ve dişilliği yeniden tanımlamak yerine toplumsal cinsiyet rollerinden tümüyle kurtulabilir ve insanları eril veya dişil konumlara yerleştirmeye son verebilirdik.
Eril önyargı, erkeklerin ya da erkekler veya erkeklikle bağdaştırılan şeylerin, kadın­ lardan ya da kadınlar veya dişilikle bağdaştırılan şeylerden daha büyük değere veya öneme sahip olduklarına dair ar­ kaplanda yatan bir inançtır.
toplumsal cinsi­ yetin bunaltıcı derecede kültürel karakterini" tanıma olanağı verdiği sonucuna vardı (Millett 1971, 29). Örneğin bu ayrımın bize, oğlanların kızlardan daha saldırgan olma eğilimlerinin, saldırganlığa biyolojik eğilimlerinden değil toplumun onları saldırgan itkilerini ifade etmeye teşvik etmesinden kaynaklan­ dığını fark etme olanağı verdiğini savundu. Toplum kızları ise saldırganlıklarını bastırmaya veya içe yöneltmeye ve ötekiler yerine kendilerine zarar vermeye teşvik ediyordu. Buna ben­ zer toplumsal beklentiler kadınlar için zararlı olsa da, bunlar biyolojinin değil toplumun yarattığı etkilerdir ve bu sayede değiştirilebilirlerdir.
...toplumsal cinsiyet kavramı toplumsal kurumlarda ve pratiklerde barınan toplumsal cinsiyet normlarının, belli bir cinsiyetten insanlar için hangi eylemler ve rollerin uygun olduğunu belirlediği olgusunu öne çıkarır. Öte yandan cinsel fark kavramı, erkek ve dişi bedenlerin kültürel ve duygusal anlamıyla ilgili bir fikirler ağına sahip olduğumuz olgusunu öne çıkarır. Bu fikirler insanların erkek/dişi bedenlere sahip oldukları veriliyken neyi yapmaları veya düşünmelerinin uygun olduğuyla ilgili değil, bedenlerin kendi başlarına anlamlarıyla ilgilidirler.
Sayfa 194Kitabı okudu
174 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.