Kendi kendine hindistanda yaşarken fil kılı
satmayı neden akıl edemediğini soruyordu, kendine sakladığı
düşüncelerine göre, doğduğu topraklardaki tanrı bolluğuna,
ortalığı kasıp kavuran tanrılara ve şeytanlara rağmen, körlemesine fil kılı satın alabilen ve satıcının palavralarına sorup soruşturmadan inanan uygar ve hıristiyan avrupaya kıyasla çok
daha az batıl inanç vardı. İnsanın kendi hayallerine para ödemesi umutsuzlukların en beteri olmalıydı