"İbret al gönlüm," dedi, "eğer sende azıcık adamlık kalmışsa bu attan, bu kuştan ibret al." Elindeki kuşun başını okşadı: "Sen de ibret al alıcı kuş," dedi. "Bak o at atken bile, ağzı dili yokken bile kimseye teslim olmuyor. Olmayacak da... Bu dağlarda ölecek, kemikleri un ufak olacak ama, o da Köroğlunun atı gibi teslim olmayacak. At atken, ağzı var dili yokken bile... İbret al deli gönlüm, bu kuştan, bu attan."