Günümüz dünyasında piyasanın evrenselliği dışında bir evrensellikten söz etmek mümkün değil. Bu tür bir evrensellik, sermayenin aklının, neoliberal aklın dünya çapında etkili olmasını sağlıyor. Neoliberal akıl, kimliklerin, kültürlerin paramparça olmasına neden oluyor. Neoliberal akıl ve kültür, karşısında toplumlarımızda; İslâmî kaygılar taşımayan, nötr ve monoton, bir kişiliği ve karakteri temsil etmeyen muğlak varoluş biçimleri çoğalıyor. Bu durum karşısında, bilincimizi sömürgeleştiren, aşındıran, çürüten süreçlerin maskesini düşürmek yerine suskun, tepkisiz, apolitik gri, kirli hayatlar yaşayabiliyoruz. Avrupa ve Amerika, kendi dünya görüşlerini, hayat tarzlarını, Avrupa dışı dünyaya faşizm ve savaş yoluyla kabul ettirmeye çalışıyor. Modern-seküler proje yoluyla İslâm toplumları, neoliberal fikirlere açık hâle getirilecekti; Türkiye’deki gelişmelere bakılınca bu projenin büyük ölçüde etkili olduğu görülebiliyor. Toplumlarımızda referans kaynağı olarak Avrupa değer sistemini almak, Avrupa kavram ve kurumlarını benimsemek, kendi değer sistemimizden uzaklaştığımızı, kendi değer sistemimize güvenmediğimizi, kendi değer sistemimizi yetersiz bulduğumuzu gösteriyor.