Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Diriliş Şoku

Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi 2

Sezai Karakoç

Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi 2 Gönderileri

Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi 2 kitaplarını, Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi 2 sözleri ve alıntılarını, Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi 2 yazarlarını, Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi 2 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mü'minlerin toplumu ve milleti en engin ve uçsuz bucaksız bir toplum ve millettir ki, enine olarak, şu an dünya coğrafyasında Amerika zencilerinden Malezya yerlilerine kadar uzayan ırkları, ülkeleri bağrında barındırıyor, boylamasına olarak da, Hz. Adem'den kıyamet gününün bir müminine kadar, gelip geçmiş ve gelip geçecek milyarlarca insanı kapsıyor.
Vahiy, Rabbin, eşyayı, dünyayı, insanı yarattıktan sonra onların yaşamalarını sağlamak için devam ettirdiği bir lütuf ifadesidir. "Allah dünyayı yarattı ve artık karışmıyor" düşüncesini yalanlayan bir lütfun ifadesi.
Reklam
Kural, Allah'ın bizim için ideal bir hayat olarak çizdiği ufka, kaderimizin bahşettiği bütün imkânları kullanarak, Allah'a tevekkül ederek, yani yardımına güvenerek, mümkün olduğu ölçüde yaklaşmaktır.
Beşyüz yıllık bir aradan sonra Peygamberimiz geldi. Yeniden karanlıklara gömülmüş, cehaletin ve bu dünyaya taparlığın, putlara taparlığın uçurumuna yuvarlanmış olan insanlığa, Allah'tan aldığı ışıkla, Allah'a inanma, ahirete inanmayı hatırlattı. Hakikatı diriltti. İslâm Topluluğunu, kıyamete kadar hakikatın bayraktarlığını yapacak müminler toplumunu meydana getirdi. Bu topluluk, İslâm Medeniyetini kurdu. Bu medeniyet, insanlığın hakiki medeniyeti olarak, Allah inancına ve öteki dünya inancına dayalı olarak, materyalizmin, inkârın ve putatapıcılığın karşısında bir hakikat sütunu, bir diriliş anıtı gibi yükseldi.
Tanrı, bize, çağrıyı duyma yetkinliği ve çağrıya uyma erginliği vermiş. Ne mutlu biz müslümanlara.
Ak bir taşın günahkâr ellerce dokunula dokunula karartılışı gibi, ilâhî sistemin realiteye uygulanmasını tozlandırdık, kırık dökük bir yapı derekesine düşürdük.
Reklam
gün tutulması çağı
“Kötü” ve “yanlış”, milyonlarca baskı yapınca sanki öz değiştirip “doğru” ve “iyi”ye dönüşmüşcesine bir cesurluk içinde. “ doğru”, “güzel” ve “iyi” ise, azınlıkta kalmakla suçlu, haksız, günü geçmiş durumuna düşmüş. Kendi kendinize, bu geçicidir diyorsunuz. Güneşin kararması bitecek, yeniden gümüş gibi aydınlanış, fecir gibi ışıyış başlayacaktır sanıyorsunuz, öyle umut ediyorsunuz ya da umut etmek istiyorsunuz. Fakat, kararma artıyor, bulut üstünde bulup geliyor.
Saf bir kalb, halis bir niyet ve tertemiz vücutlarla, ruh ve fizikle ve topluca Allah'a doğru yürüyüş, şu güneş ve gökkubbe altında ne kutlu bir yürüyüştür.
Diriliş Yayınları
Mü'min ferasetinde gelecek zamanlara soluk aldıracak büyük genişlik vardır. Mü'minin niyet ve atılımında, yeni dünyalar gizli. Zaman katlarını sonsuzca açan, bir rahmet ve güç saklı mü'min ruhunda.
Diriliş Yayınları
Her müslümanın manevi âlemi bir tohumdur. İnsanlığın alınyazısı tarlasına ekilen tohumlar. Bu tohumlardan çıkacak filizler, bir gün insanlığın muştu ormanı gibi göklere dalbudak salabilir.
Diriliş Yayınları
Reklam
Kur'an-ı Kerim'in nazil olup, tamamlanmasıyla Allah'tan gelen müjde sağnağı bitip kapanmadı, sona erip tükenmedi. Bizzat mucize olan Kur'an-ı Kerim, korkutup kötülükten alıkoyuculuğu yanında kıyamete kadar sürecek bir muştu sağnağı, bir rahmet çağlayanıdır. Her çağ, onu yeni bir yorumla kendisine yaşama sevinci veren ilâhî bir aşı gibi idrak edecektir. İnsanlık onda yeni yeni anlamlar, yeni yeni ve sonsuzca ışık pencereleri keşfedecektir. O öyle tükenmez bir kaynaktır ki, her nesil, ondan yeni bir aşk bardağı dolduracak, umut iksirini içecektir. Ab-ı hayat kâsesini ona daldıracaktır her deha, her gönül, her şafak ve her rüya. Ve her deniz onunla dalgalanacak ve her yaprak onunla kımıldanacaktır.
Diriliş Yayınları
Allah sevgisi, insan maneviyatının esasıdır. Onsuz, ruhun çöküntüsü mukadderdir. Ruhun manevi hastalıklarının tek ilâcı Allah sevgisidir. Bütün sevgiler, Allah sevgisini aramadır. Onun provasıdır. Denemesi ve karalamasıdır. Birdenbire bulunur aşk. Birdenbire erilir ona.
Diriliş Yayınları
Severiz Tanrı'yı. Tanrı sevgisi, hayatın, varoluşun tek temeli. O sevgi olmadan tek yaprak bile kımıldamaz kâinatta. Kainattaki ahenk, o sevginin ahengi, barış o sevginin barışı, uyum o sevginin uyumudur. Tanrı sevgisi, en yakıcı ateşten daha şiddetli bir hararete sahiptir. Ondandır ki, bunca engel, bunca perde yığdı aramıza kader. Yine de gün gelince mermer erir, taş delinir, perdeler yırtılır ve biz Tanrı'ya gideriz. Mutlak güzelliğin kaynağı Tanrı'ya gideriz. O'nun varlığında yok olmaya ya da daha doğrusu O'nun varlığıyla varolmaya gideriz.
Diriliş Yayınları
İnsanoğlu iyi düşünse, gerçek anlamda dünyada hiç bir şeyinin bulunmadığını idrak eder. Gören gözümüz, işiten kulağımız, düşünen dimağımız bile günü gelince bizi terk edip gider. Neye sahibiz ki? Sahipliğimiz, malikliğimiz hep geçicidir. Bir bahçemiz vardır. Onu kendimizin sanırız. Ama kimbilir belki onun içinde dolaşan kedi de kendinin sanmaktadır onu. Kuş da, yılan da, kirpi de kendinin sanmaktadır şu bizim sandığımız bahçeyi. Kuş, şarkısını söylerken bizden haberdar mıdır? Ağaç, köküyle toprağın karanlıklığını karıştırırken ve güneşe, ışığa doğru dallarını, çiçeklerini ve meyvelerini uzatırken bizden haberdar mıdır? Bizden haberdar olsa bile kendini bize ait kabul eder mi? “Ben ağacım” demez de “ben insanın ağacıyım” der mi? “Ben kuşum” demez de “ben insanın kuşuyum” der mi? Hayır, ne kuş, ne ağaç, ne taş, ne yer, ne gök kendini bize ait sayar. İnsanoğlu dahil, her yaratık kendini ancak Allah'a ait sayar. Bununla mutlu olur, bununla tesellisini bulur. Dayanılmaz acılara, en dayanılmaz acılardan bir acı olan varoluş acısına bunun için dayanır. Hatta bu acıyı en büyük sevince çevirmeğe çalışır. Kendisini yaratan Allah'ı bilince, varolus acısının yaşama sevincine döndüğünü görür insanoğlu. Bize kalan, bizim olan, ebediyyen bizim olan, tek varlık Allah'tır. Hatta kendi varlığımız bile bizim değildir, bize ait değildir. Bir gölgedir. Ama, en parlak güneşten daha parlak olan Allah'ın varlığı, bizi aydınlatır, yaşatır, öte âleme taşır.
Diriliş Yayınları
Tanrı’dan korkmak, O’nu sevmeğe engel değil, gerçekte onu sevmenin şartıdır. Şuurlu sevmenin şartı. Sevgi dokusunu güçlendiren damarlar, Allah korkusu çizgileridir.
Diriliş Yayınları
505 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.