Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Foucault

Gary Gutting

Foucault Gönderileri

Foucault kitaplarını, Foucault sözleri ve alıntılarını, Foucault yazarlarını, Foucault yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1. Bölüm / Yaşamlar ve Eserler Kim olduğumu sorma...
"Yaşam ve çalışma hayatındaki temel ilgi odağı başlangıçta olunmayan başka biri hâline gelmektir." (Truth, Power, Self, 9)
Sayfa 22 - Dost Kültür Kitaplığı: 92; Felsefe: 20 Michel FoucaultKitabı okudu
İnsanlık bir savaştan diğerine aşamalı olarak ilerleme kaydederek hukuk düzeninin nihayet savaş halinin yerini aldığı evrensel karşılıklılık durumuna erişiyor değildir; insanlık şiddet eylemlerinin her birini bir kurallar dizgesine oturtur ve böylece bir hakimiyetten diğerine ilerler.
Reklam
Son bir keşif: bu çok çeşitli ve özel nedenlerin hedefi insan bedenidir. Tarihimizi yönlendiren güçler düşüncele­rimiz, toplumsal kurumlarımız ve hatta çevremiz üzerinde bedenlerimiz üzerinde olduğu kadar fazla durmamaktadır. Bu nedenle, örneğin, 18. yüzyılda cezalandırma bedene yö­nelik şiddetli saldırılardan oluşur: dağlamak, uzuvları kes­mek, idam; oysa, 19. yüzyılda cezalandırma görünürde daha yumuşak ama bir o kadar fiziksel hapsetme, bir arada tutma ve zorla çalıştırma biçimlerini alır. Mahkûmlar “yumuşak başlı bedenler” üretmek için tasarlanmış çok ayrıntılı yapı­lara maruz kalırlar. Şu halde, Foucault’nun anladığı tarzda bir soybilim özdeksel, çoklu ve somut bir tarihsel nedensel açıklamadır.
Her ne kadar arkeoloji, dilsel olsun ya da olmasın, bir uygulamanın temelinde yatan kavramsal dizgeyi betimle­me konusunda oldukça başarılı olsa da, bir uygulamanın etkilerinin betimlenmesi için uygun değildir. Arkeoloji nedensel, artsüremli bir yöntem olmayıp yapısal, eşsüremli bir çözümleme biçimidir.
Nasıl ki modernist avangard yazarsız yazmayı amaçladıysa, Foucault’nun arkeolojisi de bireysel öznenin olmadığı tarihi amaçlar. Çoğu zaman dile getirilenin aksine, bu, özne­nin tarihten tamamen dışlanması anlamını taşımaz. Fou­cault ne de olsa bizim tarihimizden söz etmektedir. Fakat, arkeoloji bizim tarihimizi gerçekleştirdiğimiz sahnenin -aynı zamanda senaryonun büyük bölümünün-bizim düşüncele­rimizden ve eylemlerinden bağımsız olarak oluşturulduğunu vurgulamaktadır.
Foucault’nun bir düşünce arkeolojisi fikri, dilin yalnızca onu kullanan kişilerin fikirlerini ifade etmenin bir gereci olmayıp, aynı zamanda kendi başına bir düşünce kaynağı olduğu biçimindeki modernist yazınsal görüşle yakından ilişkilidir.
Reklam
Ancak, Foucault bu örnek­lerde bile yazarın başarılarının tam anlamıyla deli bir adamın başarıları olmadığını vurgular. “Net olmak gerekir­se, delilik sanat eserinin yokluğudur.”
Foucault’ya göre, Blanchot “belki de bu düşünceye bir diğer tanık olmanın ötesindedir”. Çünkü, kendisinden öncekiler dışarıda olma dü­şüncesini - kendi bildikleri yollardan - dili kutsal ve insa­na özgü bilinçlilikteki köklerinden ayırarak ifade ederler­ken, Blanchot kendi metinlerinden o derecede sıyrılmak­tadır ki “bizler açısından o, düşüncenin ta kendisi, onun gerçek, mutlak derecede uzak, belli belirsiz, görünmez varlığı, onun kaçınılmaz kaderi, onun kaçınılmaz yasaları, onun sakin, sonsuz, ölçülü gücü”dür.
Foucault’nun yorumuyla, Blanchot “dışarı düşüncesi”nin, yani tıpkı Bataille’da olduğu gibi “felsefi öznelliğin çöküşü ve bu nesnelliğin, onun yokluğunda yara­tılan boşluk içinde hem onun yerini alan hem de onu çoğal­tan bir dile dağılışı” (EW II, 79) içeren bir düşüncenin (hatta bir deneyimin) ustasıdır.
80 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.