Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İki Yüz Yıl Sonra Marseillaise'in Yankıları

Fransız Devrimi'ne Bakış

Eric J. Hobsbawm

Fransız Devrimi'ne Bakış Sözleri ve Alıntıları

Fransız Devrimi'ne Bakış sözleri ve alıntılarını, Fransız Devrimi'ne Bakış kitap alıntılarını, Fransız Devrimi'ne Bakış en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Devrim'in tarihi bir kahramanlık ve büyük eylemler tarihi; bütün Avrupa'yı fetheden, bütün kıtayı ve etrafındaki denizleri neredeyse çeyrek yüzyıl kesintisiz süren savaşlara sokan yirmili yaşlarındaki generallerin komutasındaki üniformaları yırtık pırtık askerlerin tarihiydi. Bu devrim efsanevi kahramanlar ve hainler doğurmuştu: Robespierre, Saint-Just, Danton, Napoleon.
Reklam
Bizim üzerine yazdığımız tarih, eğer kurmacadan ayırt edilemez bir şey olsaydı, tarihçilik mesleğine hiç yer kalmazdı ve benim gibi insanlar da hayatlarını boşa harcamış olurlardı.
GİRİŞLER 168 - FRANSIZ DEVRIMI’NE BAKIŞ
Bu kitabın konusu “iki Yüzyıl Sonra Fransız Devrimi’ne Bakış”tır. Geriye, ileriye, ya da başka bir yöne bakmak, daima (zaman, mekân, zihinsel tutum ya da başka bir öznel perspektif temelinde) bir bakış açısı içerir.
Çoğu ister istemez Çar döneminde devrimci olmuş olan Rus entelektüelleri, Fransız Devrimi tarihinin bütün ayrıntılarına vakıftılar. Daha sonra Fransız komünizminin saygın ihtiyarlarından olacak Marcel Cachin, 1920’de Moskova’dan dönüşünde Tours’daki Sosyalist Parti Kongresi'nde delegelere hitaben aynen şunları söyleyecekti: ''Fransız Devrimi'ni bizden daha iyi biliyorlar.''
Sayfa 69
19. yüzyıl tarihinin gerçek başlangıç noktası; Avrupa Kıtası‘nın siyasal ve -dahası- toplumsal hayatını derinden etkileyen o büyük altüst oluş.”Yine, 1848’in bir Alman liberal tarihçisinin (Karl von Rotteck’in) deyişiyle: “Dünya tarihinde Fransız Devrimi’nden daha büyük hiçbir olay; daha doğrusu, tarihte o büyüklüğe erişen başka hiçbir olay olmadı. idda etsede "Gerçi başka tarihçiler değerlendirmelerinde onun kadar uç noktaya varmıyorlar; daha kontrollü bir ifadeyle, Fransız Devrimi’nin, M.S. 5. yüzyılda Roma İmparatorluğu ve bizans imparatorluğu'nun yıkılışından sonra görülen en önemli tarihsel olay olduğunu düşünüyorlardı. Daha Hristiyan ya da - Almanlar arasında- daha yurtsever tarihçilerden bazılarıysa, ise Haçlı Seferlerin yapılışı ve durduruluşu ile Alman Reformasyonu’nu onunla kıyaslanabilir olaylar olarak görmekteydiler, ancak İslamiyet’in kuruluşu, fethler ve Ortaçağ Papalığı‘nın reformları ve Haçlı Seferleri gibi alternatif olayları değerlendiren Rotteck bunların hiçbirine aynı önemi atfetmeyecekti. Rotteck’e göre, dünyayı aynı ölçüde değiştiren benzer nitelikte olaylar olarak sadece Hıristiyanlık ile yazının ve baskının icadı sayılabilirdi (üstelik bu olayların hepsi de dünyayı ancak tedricen değiştirebilmişlerdi). Oysa Fransız Devrimi “ani ve karşı konmaz bir güçle, doğurduğu kıtayı şiddetle sarsmıştı. Ayrıca, yıldırımlarını başka kıtalara yağdırmıştı. Devrim’in gerçekleşmesinden itibaren dünya tarihinin sahnesini kaplayan hemen hemen tek olaydı.”
Reklam
Fransız Devrimi’yle ilgili tarihin liberal anlayışla revizyonu, 1789 üzerinden tamamen 1917’yi hedef almıştır. (...) İşte, Soljenitsin’den sonra Fransız entelektüel çevrelerinin bir şifre gibi dillerine doladıkları gulag gibi terimlerin, 1984’ün Orwell-dilinin hoyratça kullanılması, totalitarizme referanslar yapılması, 1789’u gerçekleştirenlerin ajitatörler ve ideologlar olarak damgalanması ve Jakobenlerin öncü partinin ataları olduklarında (Cochin’i güncelleyen Furet’nin ağzından) ısrar edilmesi hep bundan dolayıdır
Fransa’daki yeniliklerin -yeni siyasal lügatı dahil olmak üzere- ülke dışında daha kolay benimsenmesinin; Devrim sürecinde görülen belirsizlikler ve çatışmaların; Devrim’in destansı, korkunç, görkemli ve kıyametvari bir olaya çevrilmesinin ve bu çerçevede, hem dehşetengiz hem de esinlendirici bağlamda bir tür biriciklik halesi kuşanmasının sebebi budur. İşte, insanlara Fransız Devrimi’nin “bütün tarih boyunca görülmüş en korkunç ve ve devasa önem taşıyan olaylar dizisi”olduğunu düşündürten çerçeve budur.
Oysa Fransız Devrimi "ani ve karşı konmaz bir güçle, doğurduğu kıtayı şiddetle sarsmıştı. Ayrıca, yıldırımlarını başka kıtalara yağdırmıştı. Devrim'in gerçekleşmesinden itibaren dünya tarihinin sahnesini kaplayan hemen hemen tek olaydı."
Her şiir insanlarda aynı etkiyi mi bırakır yoksa farklı duygular da uyandırır mı? İngiliz şair Thomas Carlyle Fransız Devrimi'nin 19.yüzyılın en büyük şiiri olduğunu söylerken haksız sayılmazdı. Alman ve Avusturya sosyal demokratları istedikleri komün hareketini Fransız Devrimin'den etkilenerek gerçekleştirmişlerdi.Fransız Devrimi'nin sembolik ifadelerinden Frigya külahı ile Eşitlik,Özgürlük ve Kardeşlik sloganı Avusturya sosyal demokratları tarafından 1 Mayıs' ta rozetlerde hala kullanılıyordu. Fransız ulusal marşı Marseillaise artık Alman sosyal demokratlarının da marşıydı. Rehber Kitap:Fransız Devrimi'ne Bakış-Eric.J.Hobsbawn
Reklam
Jakob Burckhardt, 1870'lerde Fransız Devrimi üzerine verdiği dersi şu sözlerle başlatmıştı: "1789'da insanlığı vuran aynı fırtınanın bizi hâlâ geleceğe doğru sürüklemekte olduğunu biliyoruz."
Devrimler yapılamaz. Kimse bir devrim sipariş edemez; o gelişir.
Sayfa 109Kitabı okudu
burjuvazi devrim sayesinde gerçek bir özgürlük kazanmıştı, oysa halkın özgürlüğü hâlâ kâğıt üzerinde duruyordu. Bu yüzden sıradan insanlar kendi Fransız Devrimlerini yapma ihtiyacı duymaktaydılar. Daha kavrayışlı ya da radikal gözlemciler bununla yetinmeyip, yeni burjuva yönetici sınıf ile bu sınıfın sömürdüğü proletarya arasındaki sınıf mücadelesini, eski çağda burjuvazinin feodalizme karşı mücadelesinde olduğu gibi, kapitalist tarihin ana damarı olarak görüyorlardı. Mesela, Fransız komünistlerinin (Thermidor’dan sonraki dönemin Jakoben ultrasolunun çocuklarının) görüşü bu yöndeydi. Burjuva-liberal sınıf analizinin bu yönde kaydettiği gelişme, ilk temsilcilerinin hiç hoşuna gitmezken, Marx gibi sosyal devrimciler tarafından sevinçle karşılanacaktı. 1848 Devrimi’yle baştan aşağı sarsılmış bulunan Thierry, sınıf analizinin eski rejim açısından geçerlilik taşıdığını, ama yeni rejime uygulanamayacağı sonucuna varmıştı, çünkü ulus -Devrim sayesinde kendinin farkına vardıktan sonra- artık birleşik bir bütün değildi; daha da yanlış olan görüşse, tiers etat’ın burjuvaziye tekabül ettiği, bu burjuva tiers etat’ın diğer alt sınıflardan üstün olduğu ve onlardan farklı çıkarları bulunduğu varsayımıydı.
“İlkin savaşa girelim, sonra neler yapılabileceğine bakarız''
Sayfa 111Kitabı okudu
26 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.