Fransız Devrimi'ne Bakış sözleri ve alıntılarını, Fransız Devrimi'ne Bakış kitap alıntılarını, Fransız Devrimi'ne Bakış en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Devrim'in tarihi bir kahramanlık ve büyük eylemler tarihi; bütün Avrupa'yı fetheden, bütün kıtayı ve etrafındaki denizleri neredeyse çeyrek yüzyıl kesintisiz süren savaşlara sokan yirmili yaşlarındaki generallerin komutasındaki üniformaları yırtık pırtık askerlerin tarihiydi. Bu devrim efsanevi kahramanlar ve hainler doğurmuştu: Robespierre, Saint-Just, Danton, Napoleon.
Bizim üzerine yazdığımız tarih, eğer kurmacadan ayırt edilemez bir şey olsaydı, tarihçilik mesleğine hiç yer kalmazdı ve benim gibi insanlar da hayatlarını boşa harcamış olurlardı.
Bu kitabın konusu “iki Yüzyıl Sonra Fransız Devrimi’ne Bakış”tır. Geriye, ileriye, ya da başka bir yöne bakmak, daima (zaman, mekân, zihinsel tutum ya da başka bir öznel perspektif temelinde) bir bakış açısı içerir.
Çoğu ister istemez Çar döneminde devrimci olmuş olan Rus entelektüelleri, Fransız Devrimi tarihinin bütün ayrıntılarına vakıftılar. Daha sonra Fransız komünizminin saygın ihtiyarlarından olacak Marcel Cachin, 1920’de Moskova’dan dönüşünde Tours’daki Sosyalist Parti Kongresi'nde delegelere hitaben aynen şunları söyleyecekti: ''Fransız Devrimi'ni bizden daha iyi biliyorlar.''
19. yüzyıl tarihinin gerçek başlangıç noktası; Avrupa Kıtası‘nın siyasal ve -dahası- toplumsal hayatını derinden
etkileyen o büyük altüst oluş.”Yine, 1848’in bir Alman liberal tarihçisinin (Karl von Rotteck’in) deyişiyle: “Dünya tarihinde Fransız Devrimi’nden daha büyük hiçbir olay;
daha doğrusu, tarihte o büyüklüğe erişen başka hiçbir olay olmadı. idda etsede "Gerçi başka tarihçiler değerlendirmelerinde onun kadar uç noktaya varmıyorlar; daha kontrollü bir ifadeyle, Fransız Devrimi’nin, M.S. 5. yüzyılda Roma İmparatorluğu ve bizans imparatorluğu'nun yıkılışından sonra görülen en önemli tarihsel olay olduğunu düşünüyorlardı. Daha Hristiyan ya da - Almanlar arasında- daha yurtsever tarihçilerden bazılarıysa, ise Haçlı Seferlerin yapılışı ve durduruluşu ile Alman Reformasyonu’nu onunla kıyaslanabilir olaylar olarak görmekteydiler, ancak İslamiyet’in kuruluşu, fethler ve Ortaçağ Papalığı‘nın reformları ve Haçlı Seferleri gibi alternatif olayları değerlendiren Rotteck bunların hiçbirine aynı önemi atfetmeyecekti. Rotteck’e göre, dünyayı aynı ölçüde değiştiren benzer nitelikte olaylar olarak sadece Hıristiyanlık ile yazının ve baskının icadı sayılabilirdi (üstelik bu olayların hepsi de dünyayı ancak tedricen değiştirebilmişlerdi). Oysa Fransız Devrimi “ani ve karşı konmaz bir güçle, doğurduğu kıtayı şiddetle sarsmıştı. Ayrıca, yıldırımlarını başka kıtalara yağdırmıştı. Devrim’in gerçekleşmesinden itibaren dünya tarihinin sahnesini kaplayan hemen hemen
tek olaydı.”
Fransız Devrimi’yle ilgili tarihin liberal anlayışla revizyonu, 1789 üzerinden tamamen 1917’yi hedef almıştır.
(...)
İşte, Soljenitsin’den sonra Fransız entelektüel çevrelerinin bir şifre gibi dillerine doladıkları gulag gibi terimlerin, 1984’ün Orwell-dilinin hoyratça kullanılması, totalitarizme referanslar yapılması, 1789’u gerçekleştirenlerin ajitatörler ve ideologlar olarak damgalanması ve Jakobenlerin öncü partinin ataları olduklarında (Cochin’i güncelleyen Furet’nin ağzından) ısrar edilmesi hep bundan dolayıdır
Fransa’daki yeniliklerin -yeni siyasal lügatı dahil olmak üzere- ülke dışında daha kolay benimsenmesinin; Devrim sürecinde görülen belirsizlikler ve çatışmaların; Devrim’in destansı, korkunç, görkemli ve kıyametvari bir olaya çevrilmesinin ve bu çerçevede, hem dehşetengiz hem de esinlendirici bağlamda bir tür biriciklik halesi kuşanmasının sebebi budur.
İşte, insanlara Fransız Devrimi’nin “bütün tarih boyunca görülmüş en korkunç ve ve devasa önem taşıyan olaylar dizisi”olduğunu düşündürten çerçeve budur.
Oysa Fransız Devrimi "ani ve karşı konmaz bir güçle, doğurduğu kıtayı şiddetle sarsmıştı. Ayrıca, yıldırımlarını başka kıtalara yağdırmıştı. Devrim'in gerçekleşmesinden itibaren dünya tarihinin sahnesini kaplayan hemen hemen tek olaydı."
Her şiir insanlarda aynı etkiyi mi bırakır yoksa farklı duygular da uyandırır mı?
İngiliz şair Thomas Carlyle Fransız Devrimi'nin 19.yüzyılın en büyük şiiri olduğunu söylerken haksız sayılmazdı.
Alman ve Avusturya sosyal demokratları istedikleri komün hareketini Fransız Devrimin'den etkilenerek gerçekleştirmişlerdi.Fransız Devrimi'nin sembolik ifadelerinden Frigya külahı ile Eşitlik,Özgürlük ve Kardeşlik sloganı Avusturya sosyal demokratları tarafından 1 Mayıs' ta rozetlerde hala kullanılıyordu. Fransız ulusal marşı Marseillaise artık Alman sosyal demokratlarının da marşıydı.
Rehber Kitap:Fransız Devrimi'ne Bakış-Eric.J.Hobsbawn
Jakob Burckhardt, 1870'lerde Fransız Devrimi üzerine
verdiği dersi şu sözlerle başlatmıştı: "1789'da insanlığı vuran
aynı fırtınanın bizi hâlâ geleceğe doğru sürüklemekte olduğunu
biliyoruz."
burjuvazi devrim sayesinde gerçek
bir özgürlük kazanmıştı, oysa halkın özgürlüğü hâlâ kâğıt
üzerinde duruyordu. Bu yüzden sıradan insanlar kendi
Fransız Devrimlerini yapma ihtiyacı duymaktaydılar. Daha
kavrayışlı ya da radikal gözlemciler bununla yetinmeyip,
yeni burjuva yönetici sınıf ile bu sınıfın sömürdüğü proletarya
arasındaki sınıf mücadelesini, eski çağda burjuvazinin
feodalizme karşı mücadelesinde olduğu gibi, kapitalist tarihin
ana damarı olarak görüyorlardı. Mesela, Fransız komünistlerinin
(Thermidor’dan sonraki dönemin Jakoben ultrasolunun
çocuklarının) görüşü bu yöndeydi. Burjuva-liberal
sınıf analizinin bu yönde kaydettiği gelişme, ilk temsilcilerinin
hiç hoşuna gitmezken, Marx gibi sosyal devrimciler
tarafından sevinçle karşılanacaktı. 1848 Devrimi’yle baştan
aşağı sarsılmış bulunan Thierry, sınıf analizinin eski rejim
açısından geçerlilik taşıdığını, ama yeni rejime uygulanamayacağı
sonucuna varmıştı, çünkü ulus -Devrim sayesinde
kendinin farkına vardıktan sonra- artık birleşik bir bütün
değildi; daha da yanlış olan görüşse, tiers etat’ın burjuvaziye
tekabül ettiği, bu burjuva tiers etat’ın diğer alt sınıflardan
üstün olduğu ve onlardan farklı çıkarları bulunduğu
varsayımıydı.