Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Fransız Teğmenin Kadını
John FowlesEn Yeni Fransız Teğmenin Kadını Yorumları ve İncelemeleri
En Yeni Fransız Teğmenin Kadını sözleri ve alıntılarını, en yeni Fransız Teğmenin Kadını kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
8.410 üzerinden
Fowles’un en çok konuşulan en önemli eserlerinden biri olarak geçiyor Fransız Teğmenin Kadını.
Bir aşk hikayesi okuyacakmışızcasına bizi hazırlıyor kitabın başlarında. Varlıklı ve genç nişanlısıyla evlilik hazırlıkları yapan aristokrat beylerden Charles ile toplum tarafından damgalanmış bir kadın olan Sarah arasında geçenleri konu alıyor.
Victorya dönemi; tutuculuğun, katı ahlak kurallarını had safhada olduğu kilise ile bilimin, zengin ile fakirin ve daha bir çok zıttın birbiriyle yarıştığı, sınıf ayrımı ve cinsiyet eşitsizliğinin zirvesinin yaşandığı, kadınların baskı altında tutulup görev bilincinde yetiştirildiği bir dönem.
Sarah dönemin kadına yüklediği normları, sınırları aşan, özgürlüğünü her şeyin üstünde tutan bir kadın. Toplum tarafından dışlanmış, yardıma muhtaç biriymiş gibi sahneye çıkıp, birden tüm dengeleri değiştirmesi kitabın en iyi noktalarından biri. Sarah ile Charles arasındaki ilişkiyi takip ederken bir ipin üzerinde yürüyormuşcası hissediyor insan. Arka planda muazzam bir bilgi birikimi. Fowles anlatıcı rolüyle dönemin sosyal, kültürel, toplumsal, ekonomik yapısını hikayeye görünmez iplerle örmüş resmen. Darwin teorileri, Thomas Hardy’nin yazıları ve Karl Marx cümleleriyle kitapta sıkça karşılaşıyorsunuz.
Uzun soluklu bir okuma oldu benim için. Tam tıkandım dediğim yerde Fowles’un ters köşesi olayları canlandırdı başka bir boyuta taşıdı.
Çokça okunan, konuşulan bir kitap ve 1981 yapımlı bir filmi de var. Özellikle Merly Streep’i Sarah rolünde görmek için izleyeceğim. Fowles okumaya da ilerleyen zamanlarda “Koleksiyoncu” kitabıyla devam etmeyi düşünüyorum.
Ben zamanında Fransız Teğmenin Kadını’nı okumuştum e-kitap olarak ancak kitaptan çok etkilendiğim için ve karakterler aklımda yer ettiği için bu kitabı bir de fiziksel, elimde hissederek okumak istedim. John Fowles ile de ilk tanışmam bu kitap. Kitap; sert, baskıcı, cinsel özgürlüğün olmadığı, kadınların fiziksel ve zihinsel olarak baskı altında tutulduğu -özgür olmadığı-, skolastik düşüncenin ve daha çok dinin etkisi altında olan Viktorya Dönemi’ni anlatıyor. Açıkçası bu dönem çok çarpıcı ve güzel anlatılmış. Özellikle o dönemde kadına ve erkeğe çeşitli görevler yüklendiğini düşündüğümüzde bu görevlerin kahramanlara uyguladığı baskılar Sarah ve Charles üzerinden çok başarılı bir şekilde anlatılmış. Özgürlükçü bir kadın olan Sarah ile aristokrat bir erkek olan Charles arasındaki aşkı gördüğümüz bu kitapta ben özellikle Sarah’tan çok etkilendim, ilk okuduğumda da öyleydi. Zihnine pranga vurmayan, müthiş bir zekası, istediğini yapan bir kadın olması, sezgisi ile beni kendine bağlamıştı. John Fowles ile tanışma kitabım bu oldu (bu kitabı başlangıç olarak öneririm) ve diğer kitaplarını okumayı çok isterim.
Yazarın koleksiyoncu adlı kitabını okuyup bunu da güzel yazmıştır diye başladım kitaba . Kitap Viktorya döneminde yaşayan bir kadının Fransız teğmenin kadınının o döneme göre aykırı yaşamını anlatıyor. Adı Fransız teğmenin kadını olsa da teğmenden eser yok diyebilirim. Kitap Sarah ve Charlesin etrafında gelişiyor. Charles nişanlı bir gençtir ve bir şekilde yolu Sarahla kesişiyor. Sarah kendi halinde bir mürebbiyeyken bir deniz kazası geçirmiş patronlarının evine gelmiş bir teğmene aşık olur ve onunla kaçar. Olaylar hiç beklemediği gibi sonuçlanınca geri dönmek ve insanların kötü ithamlarıyla yaşamak zorunda kalır. İşte Charlesle bu dönemde karşılaşır ve ona aşık olur. Kitabın devamında beklenmedik olaylar yaşanmakta. İlgi çekici bir kitap.
Fransız Teğmeninin Kadını, dönemini karakterlerin sahiciliğiyle başarılı bir şekilde yansıtan nitelikli bir eser. Özellikle kadın kahramanımızın özgürlükçü tavrı, sezgi gücüyle ön plana çıkması, zamanını aşan bir karakterle bizi karşı karşıya getirmişti ve çok hoştu. Roman tekniği açısından da farklı denemelerin yapıldığını söylebiliriz. Vakti ve sabrı olanlar için güzel bir aşk hikayesi. Herkese keyifli okumalar.
Dünya Gömlek Değiştireceği Zaman Hadiseler Sakınılmaz Olur
Bence bir aşk romanı olarak bakıldığında vasat bir aşk romanı ama zaten roman da sadece bir aşk romanı değil.
Ele aldığı dönem hakkında(Yeni sosyal sınıfların ortaya çıkmaya başladığı Viktorya dönemi)oldukça gerçekçi dahası ikna edici psikolojik ve sosyolojik çıkarımlar yapan güzel bir dönem okuması.Ayrıca avrupadaki o keskin sınıf farklarını burjuvazinin yerini kapitalizmin almasını çok güzel gözlemlemiş .Dönemin insanları sahte ve ezberlenmiş davranışlarını güzel eleştirmiş yazar.
Ayrıca yazarın zaman zaman araya girmesi karakterlerin kendi başına düşündüğünü ikna etmeye çalışması kitaptan koparmıyor aksine merakı arrtırıyor.Ama aşk romanı olarak bakınca Sarahla Crahles arasında yaşananlar herşeye rağmen o kadar da şiirsel romantik ve akılda kalıcı gelmedi bana.Sarah gibi döneminin baskıcı zihniyetine karşı gelen günümüzde feminist olarak nitelenebilecek bir karakteri güzel yazmış yazar.Aşka ve kadın-erkek ilişkilerine dair yaptığı gözlemlere katılmakla beraber Charles ve Sarah aşkı bana bir türlü geçmedi..
Hayat_insanların amaçlarına ulaşmak için yaptıkları eylemler.
Kitaptan bir cümleyle başlamak isterim"hayat,gizemli kurallar ve gizemli seçimler nehri ıssız bir kıyı boyunca akıyordu;
Başkarakterimiz Charles ve sevdası.Ne romandı ama dedirtecek kadar güzel ve heyecanlı bazen yazarın anlatımı ve o çağa ait bilgiler(bazı durumlar insana okurken tuhaf geldi ve o çağın gerçekleri olduğu anlaşılıyor .Gerçi şu anın Türkiye'si de sanki o zamanlar)
Charles zengin ve güzel Ernestina ile nişanlıdır ve yakında evlenmeyi düşünmektedirler ama aralarına bir kara kedi girer Sarah.Charles isminin lekelenmesi uğruna yine de bu kara kediye olan sevdasından vazgeçemez.Charles da o devrin yüksek mertebeli insanlarındandır amcasından da büyük bir servet beklemektedir ama işler umduğu gibi gitmez.Bazen okurken insanın içinden aşkı boşver güzel ve zengin bir kadın var onu kabul et nişanı atma demek geliyor insanın içinden hatta yazar da bazen bu yönde de yazmış amma velakin....
Ah Sarah, üzümlü kekim :)
Tam hikaye bitti derken yeni bir olayın içinde buldum kendimi. Basit bir aşk romanı veya romantik tartışmalardan çok Viktoria döneminin eleştirisini, ahlaki yargıların insanların hayatını nasıl etkilediğini, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan bir kadının çabalarını görüyoruz romanda. Yazar üç farklı son yazmış. Biraz romantik bir insan olduğumdan ilk sonda üzülüp ikinci sonu beğenmiştim ben :) ama üçüncü sonu okuyunca dumur oldum. İçten içe son sayfaları koparmak istemiş olabilirim hatta :)
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı ve bölüm aralarında araya girip olayları eleştirmesi başta gereksiz gelmişti. Hikayeye devam etsene, ne işin var şimdi burada? diye düşündüm ama sonra sanki o hayatı yazarla birlikte izliyormuşum gibi hissettim. Anlatımı çok farklı ve çok hoş buldum, yıllar sonra yeniden okumak isterim.
Bu kitapla ilgili yazmayı çok istiyorum ama ne yazacağımı gerçekten bilemiyorum. Aslında basit bir aşk hikayesi gibi duruyor ama yazarın romanı yazarken kullandığı tekniği düşününce inanılmaz keyif veriyor. Evet Viktorya dönemi, evet karakterler dönemin nevi şahsına münhasır insanları ama yazar ara ara kitabı bugünden yazdığını, o dönemi okurken hangi bakış açısına sahip olmamız gerektiğini tatlı tatlı eşlik ederek anlatıyor. Ben bunu çok özgün buldum çünkü o arada geçen “aşk” ve onun etrafında gezinen duygular, hareketler bir an olsun ilgi çekiciliğini kaybetmiyor. Bir yandan derinlerine dalarken o hislerin, bir yandan da okura kendisiyle ilgili kapılar açıyor. Mutlaka okunmalı.
480 syf.
9/10 puan verdi
"Biliyor musun, bu buhar ve yapmacık çağında herşeyi hoş görebilirim , bir şey dışında: yobazlık."
"Hristiyanlık barbarca imge karşısında ayın yapmak, onu yukarı asarak günahlardan kurtulmak değil ; asılı duran adamı indirmek, acılarından kurtarmak, mutlu bir dünya kurabilmektir."
"...şu kalp, bildim bileli
Nice sevilmiş