Furkan Dergisi - Sayı 62 (Temmuz-Ağustos 2018)
Furkan DergisiEn Beğenilen Furkan Dergisi - Sayı 62 (Temmuz-Ağustos 2018) Sözleri ve Alıntıları
En Beğenilen Furkan Dergisi - Sayı 62 (Temmuz-Ağustos 2018) sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Furkan Dergisi - Sayı 62 (Temmuz-Ağustos 2018) kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dua edin... İsteyin... Hayal kurun...
Tasavvur edin... Israrla isteyin, hayatı ve dünyayı şekillendirin!..
Sayfa 22
İnsanın henüz gençlik çağlarında kendisine yol gösterecek bir "kılavuz yıldız"la tanışması, ruhuna eş bir ruhla karşılaşması güzeldir; muhteşemdir. Eğer muhteşem olanı tüm ihtişamı içinde kavrayabilirseniz, tutkuyla bir şeye bağlanma istidadınız artar, adanmışlık hissiyle dolar, olgunlaşırsınız.
Sayfa 14
"Allah Resulü bir kâfirde kıymetli bir şey görse, ümmetinden de ondan olsun isterdi.
Bende bu duygu ifrat hâldedir. En iyi fizikçi Müslümanlardan çıkmalı"
Salih MirzabeyoğluKitabı okudu
dervişlik miskin miskin yan gelip kıvrılarak yatmak değildir. Zikirle, rabıtayla, eve kapanıp hayy huyy yapmak değildir dervişlik...
Derviş Allah'ı isteyen âşık kuldur. Ve aşkın enerjisi, insanı enerjik yapar. Güçlü yapar. Zâtında özünde Rabbani hisseden derviş güçlü hisseder kendini... Derviş savaş sanatını, çevik ve çok bilgili bir düşmandan öğrenir; kendi nefsinden... Allah'a kafa tutan bir düşmandan...
Sayfa 21
"Biz mübarek olmaya calışmayalım, mübareklerin gözüne girelim yeter.
Bizim yolumuzun nisbeti belli...."
Salih MirzabeyoğluKitabı okudu
- "Cezaevindeyken, hayatımın sonuna kadar cezaevinde kalsam da yine Allah'a hamdeder, Allah'ın beni yanlış hareket etmekten cezaeviyle koruduğunu düşünürdüm..."
Sayfa 112 - Mustafa Aşık, Salih Mirzabeyoğlu DEDİ Kİ...Kitabı okudu
- "Ben isterdim ki, fikre bakıştaki, anlayıştaki farklılıklar birer ekol hâline gelsin.
Fıkhî mevzularda ekoller- okullar vardır. İhtilaflarında hayır vardır. Ama ne sol hareketlerde ne de sağda böyle bir durum söz konusu değil. Ancak gündelik politikaların getirdiği fraksiyonlar var. Bizde de öyle...
(2013)
Sayfa 104 - Mustafa Aşık, Salih Mirzabeyoğlu DEDİ Kİ...Kitabı okudu
- "Biz mübarek olmaya çalışmayalım, mübareklerin gözüne girelim yeter.
Bizim yolumuzun nisbeti belli..."
(1999)
Sayfa 106 - Mustafa Aşık, Salih Mirzabeyoğlu DEDİ Kİ...Kitabı okudu
Eski usullerle İslâm'ın öğretilmesi devri artık bitti. Ümmî imanı kalmadı. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım. Allah'a giden yol sonsuz sayıdadır. Resim, müzik, şiir, roman, mimari, tiyatro.. sonsuz sayıda. Bunlar arasından bir yol bulup, o yolun dervişi olmaya bakın.
| Salih Mirzabeyoğlu
Sayfa 106Kitabı okudu
Ölüm diye bir şey varsa ve Kumandan ölmüşse onu biz öldürdük; ölçüleri ölçüler dahilinde değerlendiremediğimiz, ahlâkî müeyyidelere ayak uyduramadığımız için.
Sayfa 9 - Saadeddin Ustaosmanoğlu
- "Sen "aferin" cebinde yat! Sonra da malûm nefs hileleri... Teslliyi (!) de "fark edilmez inşallah" da buluyorsun. Bak, "Necip Fazıl'la Başbaşa"nın yeni baskısı geldi. Tâ 1982'ler de anlatmışız bunları; filân ve ya falana duyduğum sevgi, iş ve eserden tütmezse, samimiyle sahtekâr arasındaki farkın izâhı hem verimsiz, gayesiz, mânâsızdır diye. Kıymet ve samimiyeti lağımda gezdirmeye, bayağılığın kokusunu etraf yaymaya gerek yok filân diye. Çok mu "kapalı" (!) anlaşılmaz (!) "İş ve eser" deyince ne anlaşılıyor acaba? Bu "dil"e yabancı olunca da -hani sevgi (!) filân ya- başlıyor sırnaşmaya. Ne münasebet? "Aç" san oraya, eserler orda!.." (2014)
Sayfa 109 - Mustafa Aşık, Salih Mirzabeyoğlu DEDİ Kİ...Kitabı okudu
- "Eski usûllerle İslâm'ın öğretilmesi devri artık bitti! Ümmî imânı kalmadı!
Şimdi yeni şeyler söylemek lâzım... Allah'a giden yol sonsuz sayıdadır.
Resim, müzik, şiir, roman, mimarî, tiyatro sonsuz sayıda...
Bunlar arasından bir yol bulup, o yolun dervişi olmaya bakın..."
Sayfa 106 - Mustafa Aşık, Salih Mirzabeyoğlu DEDİ Kİ...Kitabı okudu
Seyyid Abdülhakim Arvasi kuddise sirruh hazretlerinin ifadesine göre bir Müslüman beldesinde Müslümanların ihtiyacını gidermek için gerekli olan mesleklerin erbabından kimse yok ise o beldenin "münafık" olma tehlikesi vardır Bu beldeyi İslam dairesinde istikametlendirmek için Sultan'ın o belde halkından insanlar istemese de zorla o mesleklerde uzman yetiştirmesi hakkıdır vazifesidir. Meslekler sanatkarlar hususunda böyle bir tehlike varsa fikir noktasında nasıl Bir tehlike olduğu düşünülmeli.
Düşünen adam söylüyor: "fikirsiz efendiler,fikirsiz ne yola,ne madene ,ne bugdaya,ne silaha muhtaçız ihtiyacımız sade Fikre. Ondan da mahrumuz fikir olunca hepsi olur o olmayınca da hiçbiri olmaz bunu bile anlamıyoruz!".
Büyük veli (k.s) yaşlı başlı mollalar olmak üzere tüm "ilim sahiplerine " şöyle ikâzda bulunuyor: "İlim sahibi oluyorsunuz ama ŞUUR sahibi olamıyorsunuz" Bu söz batıcı eğitim sisteminin kirlerinin içinde değil de medresedekiler için söyleniyorsa ,kemalizmin tezgahları olan okullarda, üniversitelerde yetişen bizlerin şuur süzgeci ne kadar arızalıdır,düşünmeli!.
"Picasso iki çizgiyle balık çiziyor...
Balığa benzemediğini söyleyenlere:
"Balık tezgahta,bu resim" diyor..."