Bakara, 2/30) [Hâlbuki biz Seni hamd ile tesbîh ediyoruz ve Seni takdîs ediyoruz.] dediler. Ve tenzîh ma’rifet-i ilâhiyyenin yarısıdır. Zîrâ akıl, mücerred olarak [22/7] kendi nefsiyle olduğu vakit, ulûmu na- zar-ı aklîsinden alır. Bu sebeble de onun Allah Teâlâ’ya ma’rifeti teşbîh üzerine değil, tenzîh üzerine olur. Nitekim akl-ı nazarîlerine tâbi’ olan ulemâ-i zâhir dahi teşbîhden ürküp tenzîh ederler; ve onların teşbîhden zevkleri yoktur.
Sayfa 1165 - Yazma eserler kurumu