Futbol Düşünürken Aslında Ne Düşünürüz?
Simon CritchleyFutbol Düşünürken Aslında Ne Düşünürüz? Gönderileri
Futbol Düşünürken Aslında Ne Düşünürüz? kitaplarını, Futbol Düşünürken Aslında Ne Düşünürüz? sözleri ve alıntılarını, Futbol Düşünürken Aslında Ne Düşünürüz? yazarlarını, Futbol Düşünürken Aslında Ne Düşünürüz? yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Futbol galibiyetten ibaret değil. Genelde mağlubiyete dair. Öyle olmalı. Fakat futbola dair ilginç şeylerden biri mağlubiyetin kendisi değil. Öldürücü olan mağlubiyet değil. Hep yenilenen umut."
Hayatın her alanına uyarlanabilir:)
"Futbolda öldürücü olan şey hayal kırıklığı değil, hep yenilenen umuttur."
Sayfa 96 - Metis Yayınları, 1.Basım (Mart 2018), Ç: Oğuz TecimenKitabı okudu
“Futbolun biçimindeki topluluk ve sosyalizm ile içeriğindeki azgın kapitalizm arasındaki çatışma çözülebilir mi?”
Sayfa 28 - Metis Yayınları, 1.Basım (Mart 2018), Ç: Oğuz TecimenKitabı okudu
“Jean-Paul Sartre’ın örgütlenmenin doğası üzerine düşünürken futbola yönelmesi de tesadüf değil. Bireysel oyuncunun özgür eylemi ya da etkinliği -Sartre buna “praksis” der- takıma tabi hale gelir, hem takımla bütünleşir hem de takımı aşar; böylelikle grubun kolektif eylemi, bireysel eylemi takımın örgütlü yapısına dahil ederek daha incelikli olmasını sağlar.”
Sayfa 20 - Metis Yayınları, 1.Basım (Mart 2018), Ç: Oğuz TecimenKitabı okudu
-Futbol bazen mantığa meydan okur ki zaten bu anlar için yaşarız.
(...)futbol sadece performanstan, baskıyı kabul edip durumu kucaklamaktan ibaret değildir. Futbol duyguyla duygu için, tutkuyla ve tutku için oynamaktır, her şey temel bir haletiruhiyeye ulaşmaya eklemlenir. Teknik direktörün görevi bu haletiruhiyeyi çalıştırmaktır, bunun bireyde ve en önemlisi takım oyununda serpilmesini sağlamaktır; ancak bu şekilde takımın kolektif eylemi bireysel eylemin gelişmesini sağlar, bu suretle taraftarların enerjisi ve müziğiyle beslenir.
-Shankly ve Clough gibi figürlere olan sevgimiz küreselleşme öncesi diye varsaydığımız bir zamana, oyunun daha basit ve erdemli oynandığı bir zamana özlemimizi yansıtıyor. Burada nostaljinin alanındayız, ama nostaljinin geçmişte kaldığını kim söyledi? Aynı zamanda mitin alanındayız, ama kusurlu kahramanlara dair hikayelerin gücüyle ayartılma ihtiyacımızı da asla hafife almamamız lazım. Bu bakımdan Antik Yunanların çağdaşı oluyoruz.
-Hem Clough'ın hem de Shankly'nin kendini sosyalist olarak tanıtması tesadüf değil, ikisi de oyunun erdemi ve güzelliği olarak gördüğü şeyi savunarak paranın zehirli tesirine, topu "şişirmeye" dayanan defansif futbol sinizmine karşı çıkmıştı. İkisi de oyunu doğru oynamak istemişti: yerden, hücum hızında, hareketle, maharetle ve kendini ortaya koyarak.
-Gerçek kahraman kırılgandır, yalnızdır. Her şeyden önce Zidane'ın kahraman figürüne en çok yaklaştığı noktadır bu; melankoliyle kendini mahvetmeye meftundur.
FUTBOL "işçi sınıfının balesi"dir. Büyülenme deneyimidir. Bir buçuk saat boyunca kendimizi bıraktığımız başka bir zaman düzeni açılır. Bir futbol maçı gündelik rutinden zamansal bir kopuştur: ekstatik, uçucu en önemlisi de müşterektir.
(…)Brecht yeni epik tiyatrosu için daha ziyade spor izleyicisi gibi bir izleyici kitlesi istediğini söylemiştir: abur cubur yiyen, puro içen, konuşan ve gürültü yapan, şarkı söyleyen, tezahürat yapan ve yuhalayan bir izleyici kitlesi. Bence Brecht haklıydı, nitekim tersinden bakınca futbol izleyicisinin zekasını takdir etmemizi sağlıyor.
(...)futbolda öldürücü olan şey hayal kırıklığı değil, hep yenilenen umuttur.
-Tanrı futbolu gökte oynamamızı isteseydi, çimleri oraya koyardı.
Brian Clough
-Şahsen, Katar'ın haydut devlet ilan edilip Dünya Kupası organizasyonunun elinden alındığını görmek isterim.
-Taraftarsız bir maç kategorik bir hatadır, anlamsız bir antrenmandan ibarettir. Futbolun olmazsa olmazı yüce müzik ile güzel imge, Dionysos ile Apollon, taraftarlar ile takım arasındaki karmaşık, konfigüre etkileşimdir.