Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gecelerin En Güzeli

Ömer F. Oyal

Gecelerin En Güzeli Sözleri ve Alıntıları

Gecelerin En Güzeli sözleri ve alıntılarını, Gecelerin En Güzeli kitap alıntılarını, Gecelerin En Güzeli en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Tarihçi kendi tarihine karşı da hassas olmak zorunda değil midir?”
Sayfa 163Kitabı okudu
Çirkinlik, ruhun durgun su misali kokmaya başlamasının belirtisi zaten. Orantılı ve düzgün bir surat bile ruh çürümesiyle birlikte adını koyamadığımız bir cansızlığa, tarif edemediğimiz bir sevimsizliğe bürünüverir.
Sayfa 10 - Birinci Gün 14 AralıkKitabı okudu
Reklam
Bu şehri daha fazla görmeye hiç hevesi yoktu. Çısınmaa’nın zaten hiçbir şeyi görmeye hevesi yoktu. Şehirler şehirler, hepsi birbirinin aynı, insanlar da birbirinin aynı. Ruslar, Altaylılar, Ukraynalılar, Tuvalılar, Hakaslar, kasabanın iç daraltan caddelerinde bu kışı da atlatabilme ve bahara ulaşabilmekten başka bir şey düşünmeden üşüyüp duruyorlar.
Sayfa 154 - Altıncı Gün 19 AralıkKitabı okudu
Yeniden sessiz bir eve girmenin güzelliğini düşündü. Kendi zihnindeki gündemden başka bir gündemin söz konusu olamayacağı kendi dünyası. Kapıyı kapatırsın, dinlersin, ev boş karanlık ve sessizdir. Kendi başına bir dünya olabilmek.
Sayfa 102 - Dördüncü Gün 17 AralıkKitabı okudu
Geçmiş bizi kelimelerin içinden gözetler. Bir kelimenin her bir tekrarı, silikleşip unutulan ve belki de bize hiç benzemeyen atalarla akdin yeniden onaylanmasından başka bir şey değildir.
Sayfa 15 - Birinci Gün 14 AralıkKitabı okudu
Niceliğin gereksiz bir ağırlıktan başka bir anlamı yoktu. Çokluk, yalnızca sersemlerin kendilerini iyi hissetmelerini sağlar, o kadar! Kişioğlu için tek bir tecrübe yeterlidir.
Reklam
“Hayatınızla ilgili ne kadar çok ayrıntı anlatırsanız başınıza o kadar çok bela sarıverirsiniz." Özgürlük ayrıntıları kendinize saklamaktan geçer.
Sonuçta beklenilen olmadı. Gösteri bitti, göstericiler dağıldı, polis toparlandı, Cemal yoluna devam etti. Caddede her şey eski haline sessizce dönüverdi. Kimse bilinçlenmedi. Eylemcilerin yüzünde bir görevi daha yerine getirip çaba göstermiş olmanın haklı gururundan başka bir şey okunmuyor.
Sayfa 211 - Sekizinci Gün 21 AralıkKitabı okudu
Bu küstah kızın söylediklerinden anladığı, kızın sürekliliğe inanma isteğinin çılgınca bir saplantıya dönüştüğü. Kıza acıyıverdi. Bir tür yakınlık hissi. Osman gibileri kendi bireysel yaşamlarında olduğu gibi bütün tarihin de anlamlı bir süreklilik olması gerektiğine odaklanmıştır. Yazgının oyunları içinde her ne olursa olsun hep aynı sürekli özü taşıdıklarına dair oldukça tartışmalı bir inanç bu. Muhafazakârlık bizzat sürekliliğin anlamına ilişkin bir tutum değil mi? Değişmez benliğin devamlılığı, halkın veya ulusun devamlılığından önce gelir. Ne kadar sapılırsa sürekliliğe, daha çok inanmak zorunda kalınır. Ne olursa olsun, kişiliğin bir sürekliliği, yaşamın bir sürekliliği hissine sahip olmazsak yaşayamayız. Osman kızdaki tutunma hissini anlamakta zorluk çekmiyor. Kendi şansı, kişisel süreklilik çabasını tarih gibi bir disiplinin içine yedirebilmiş olması. Tarihin anlamı geçmişten ders çıkarmak falan değil. Geçmişten ders çıkarma diye bir şey yoktur. Herkes benzer durumda aynı aptallıkları yapar, her toplum kendini çökertecek yanlışları mutlaka tekrarlamak zorundadır Osman’a göre. Tekrar esastı, tarih de bundan ibaretti. Tarihçinin işi sürekliliğin işaretlerini bulup çıkarmaktı. Anlam süreklilikteydi ne de olsa. Kızın hâlâ beklediğini fark etti.
Sayfa 174 - Yedinci Gün 20 AralıkKitabı okudu
Artık rahat. İşe gidilmeyen, hayatın akışının kırıldığı bir gün daha. Elbette bunun yaz günlerinde olmasını tercih ederdi. Ama felaketler güzel mevsimleri beklemez. Soğuk, sıra dışı olanı, sertlerin serti bir gerçeklik seviyesine indiriverir.
Sayfa 168 - Yedinci Gün 20 AralıkKitabı okudu
Reklam
İster istemez Nihal’i hatırlayıverdi. Kendi küflü soğukluğuna karşın Nihal ışıltılı bir sertliğe sahipti. Kız yurdunda karşı taraftan kızların suratına jilet atmakla perçinlenen şöhreti sonucunda edindiği lakabı da hatırladı: Astra Nihal! Düşmanın taktığı lakap, kısa zamanda beğeni toplayarak yaygınlaşıvermişti. Hem okuldaki hem de ocaktaki bütün
Sayfa 150 - Altıncı Gün 19 AralıkKitabı okudu
Bu kısa an için kendini iyi hissetmesinden utanç duyduğunu anladı. Manzara aniden çirkinleşti. Soğuğa aldırmadan dışarıda oturup içini yaksın diye içtiği salep bile buz kesmiş gibi geldi. Kendisi gibi dışarıda oturan birkaç kişiye baktı. Bu soğukta oturma takıntısı salt sigara bağımlılığıyla izah edilemez. İçerinin havasızlığından ya da bir sürü kişinin kokusundan oluşan kolektif kokunun tiksindirici gelmesinden, manzara saplantısından, yalnız kalma saplantısından, tanımadığı insanların anlamsız yüzlerine bakmaktan nefret duymaktan, insanlardan hoşlanmamaktan, benzeri gibi bir dizi takıntıdan dolayı dışarıda oturanlarda hep bir kibir sezilir.
Sayfa 155 - Altıncı Gün 19 AralıkKitabı okudu
Kayınbiraderinin oturduğu muhkem sitenin kapısına ulaşmışlardı. Hava iyiden iyiye kararmıştı ama kar birikintileri, sokak lambalarının ışıltısı olsa da olmasa da adeta kendiliğinden bir aydınlık yaymaktaydılar. Sitenin duvarları hemen bitişikteki gecekondu mahallesinin yanında, Çin Seddi gibi uzanmaktaydı. Tıpkı Serra gibi Çin prensesleri de
Sayfa 32 - Birinci Gün 14 AralıkKitabı okudu
Civarda bedava yapılabilecek her tür kültür etkinliğini gezdiğini sanıyor. “Amaçsızlık insanı haliyle sanata yöneltiyor!” Kaç resim sergisi izlediğini tam olarak hatırlamıyor Cemal. Ressamları tanımadığı ve resimden de hiç anlamadığından boş bakışlarla dolaştığı sergileri birbirine karıştırması anlayışla karşılanmalı. Günün bu saatlerine bir iki
Sayfa 209 - Sekizinci Gün 21 AralıkKitabı okudu
Hiç, hiçbir yerden gedik vermiyordu.
Sayfa 125 - Beşinci Gün 18 AralıkKitabı okudu
174 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.