Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Geleceğin Eğitimi İçin Gerekli 7 Bilgi

Edgar Morin

En Eski Geleceğin Eğitimi İçin Gerekli 7 Bilgi Sözleri ve Alıntıları

En Eski Geleceğin Eğitimi İçin Gerekli 7 Bilgi sözleri ve alıntılarını, en eski Geleceğin Eğitimi İçin Gerekli 7 Bilgi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yunanlı şair Euripides'in, yirmi beş yüzyıllık formülü bugün her zamankinden daha günceldir: "Beklenen gerçekleşmez ve beklenmeyene yolu bir tanrı açar." Geleceğimizi önceden bildirebileceğine inanan insanlık tarihine ilişkin determinist görüşlerin terk edilmesi, yüzyılımızın tümü beklenmedik olan büyük olayla­rı ve kazalarının incelenmesi, insan serüveninin bundan sonrası­nın bilinmeyen nitelikte oluşu, bizi, zihinleri, onu göğüsleyebilmek için beklenmeyeni beklemeye hazırlamaya teşvik etmelidir. Öğretme yükümlülüğündeki herkesin, içinde yaşadığımız zama­nın belirsizliğinin ön saflarında yer alması gereklidir.
zihinsel hatalar
İnsanda düşleme ile düşselliğin önemi olağanüstüdür; nöro-se­rebral sistemin, organizma ile dış dünyanın bağlantısını sağlayan giriş ve çıkış yolları, bütünün ancak % 2'sini temsil ederken, % 98'i iç işle­yişle ilgilidir; böylece gereksinimler, düşler, arzular, düşünceler, imgeler, düşlemelerin kaynaştığı, görece bağımsız bir ruhsal dünya oluş­muştur ve bu dünya dış dünyaya bakışımızı ve kavrama yetimizi de­rinden etkilemektedir. Ayrıca her zihinde, kesintisiz hata ve yanılsama kaynağı olan, kendine yalan söyleme (self-deception) olasılığı vardır. Benmerkezcilik, kendini aklama gereksinimi, kötünün nedenini başkasına yansıtma eğilimi herkesin, kendi yalanını araştırmadan, kendisine yalan söylemesine yol açar.
Reklam
Akılsallık hata ve yanılsamaya karşı en iyi koruyucudur. Bir yanda kuramsal organizasyonun mantıksal niteliğini, kuramı oluştu­ran düşünceler arasında tutarlılığı, kuramın savları ile uygulandığı görgül veriler arasında uyumu doğrulayarak tutarlı kuramlar hazırlayan yapıcı akılsallık vardır; böylesi bir akılsallık, kendisini tartışana açık kalmalıdır, aksi takdirde öğreti olarak içine kapanır ve akılsallaş­tırmaya (rasyonalizasyon) dönüşür; diğer yanda özellikle hatalar ve yanılsamalar, öğretiler ve kuramlar üstünde etkili olan eleştirel akıl­sallık vardır. Ama akılsallık, az önce belirttiğimiz gibi, akılsallaştırma olarak bozulduğunda, kendi içinde bir hata ve yanılsama olasılığını taşır. Akılsallaştırma akılsal olduğuna inanır, çünkütümevarım ya da tümdengelime dayalı mükemmel bir mantık sistemi oluşturur, ancak sakatlanmış ya da yalan temellere dayanır ve kendini, kanıtlara daya­lı tartışmaya ve görgül doğrulamaya kapatır. Akılsallaştırma kapalı, akılsallık ise açıktır.
Marx haklı olarak şöyle söylüyordu: "İnsan beyninin ürünleri, insan­larla ve kendi aralarında iletişim halinde olan, tikel bedenlere sahip, bağımsız varlıklar görünümündedir." Biraz daha ileri gidelim: İnançlar ve düşünceler sadece aklın ürünleri değildir, aynı zamanda yaşamı ve gücü olan ruhsal varlıklar­dır. Böylelikle, bize sahip olabilirler. Daha insanlığın şafak vaktinden itibaren, söylencelerin, tanrıla­rın ortaya yayılmasıyla birlikte noosferin yani ruha ait şeyler alanının yükseldiğini ve bu tinsel varlıkların olağanüstü kabarışının homo sapi­ens'i hezeyanlara, kıyımlara, zalimliklere, tapınma ve kendinden geçme gibi, hayvanlar dünyasında görülmeyen ululuklara ittiğini biliyor olmalıyız. Bizler, bu şafaktan beri söylenceler ormanının ortasında ya­şıyoruz.
Anlayışsızlık zihinlerde ne kadar körelme üretirse, körelme de o kadar anlayışsızlık üretir. Clement Rosset'nin dediği gibi: "Ahlaki ne­denlerle dışlanma, dışlanana yönelik her tür anlama ve algılama çabasını önler, öyle ki ahlaki bir yargı her zaman çözümlemeyi reddi ve hatta düşünmeyi reddi ifade eder." Westermarck'ın işaret ettiği gibi: "Ahlaki dışlamanın ayırdedici niteliği, sadece acı vermek için acı verme içgüdüsel arzusudur."
...bilme, kesinlik takımadaları arasından bir belirsizlikler okyanusunda seyretmektir.
Reklam
"Tarihin yasaları"nca güvenceye alınmış ilerlemenin terk edil­mesi, ilerlemeden vazgeçmek değil, ilerlemenin belirsiz ve kırılgan ni­teliğini tanımak demektir. Dünyaların en iyisinden vazgeçmek, hiçbir şekilde daha iyi bir dünyadan vazgeçmek demek değildir.
Bilmenin bilinmesi, in­san aklını durmadan karıştıran sürekli hata ve yanılsama riskle­ riyle karşılaşmaya hazırlık işlevi görebilecek öncelikli bir gerekli­ lik olarak görülmelidir. Söz konusu olan, her zihni, bilinçlilik için verilen yaşamsal savaşta silahlandırmaktır.
Öğre­tim; fizik bilimleri (mikrofizik, termodinamik, kozmoloji), biyolo­jik evrim bilimleri ve tarihsel bilimlerde ortaya çıkan belirsizlikle­rin öğretilmesini de içermelidir.
Bilimsel bilginin gelişmesi,hataları arayıp bulmada ve yanılsa­malarla savaşımda güçlü bir araçtır.
113 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.