Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gelecekten Anılar

William Morris

Gelecekten Anılar Sözleri ve Alıntıları

Gelecekten Anılar sözleri ve alıntılarını, Gelecekten Anılar kitap alıntılarını, Gelecekten Anılar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eğer birbirlerinden hiç ayrılmaması gerekenler, birbirlerinden ayrılıyorlarsa, o zaman bu böyle olmalı. Eğer bu birliktelik bitmiş ise, birlikteliği devam ettirmek için bahaneler ileri sürülmemeli.
Hepimiz aynı şeyin peşinden koşuyoruz: Hayatın tadını çıkarmak
Reklam
Hükûmet zenginleri yoksullardan, güçlüleri zayıflardan korumaktan başka hangi amaç için var ki?
Sayfa 114 - FabulaKitabı okudu
Politikanın efendilerinin oynadığı oyun, birkaç hırslı yandaş kişinin, lüks ve heyecanlı bir eğlence hayatı yaşayabilmek için halkı ya ikna ederek ya da zorlayarak, kendi masraflarını onlara ödetmesinden ibaretti. Kendi aralarında ciddi fikir ayrılıkları varmış gibi bir izlenim yaratmak, hayatlarının her aşamasında yer alan bir yalandı...
Yaşam insanlık dışı bir aşağılanma idi.
Sayfa 107Kitabı okudu
Tarih çağdaş hü­kümleri nasılda tersine çevirmeye yatkın. Elbette onların en kötüleri anlattıkları kadar kötüydü. Ayrıca ben de itiraf etmeliyim ki onların çoğu hem ahlak hocalığı yaptılar hem de tüccar oldular.
Sayfa 112Kitabı okudu
Reklam
"Politikayla aranız nasıl?" diye sordum. Gülerek bana şunları söyledi: Biz politika konusunda çok iyi durumdayız, çünkü bizde böyle bir şey yok.
Sayfa 133Kitabı okudu
Söylendiğine göre devrin başlarında çok sayıda insan, adına Başıboşluk denen kalıtımsal bir hastalıktan muzdaripmiş, çünkü bu insanlar bir zamanlar, hani o kötü zamanlarda, başkalarını zorla çalıştıran insanların soyundan geliyorlarmış. Tarih kitaplarının yazdığına göre, biliyorsunuz bunlar köle sahipleriydi veya iş­çileri çalıştıran iş sahipleriydi. İşte o dönemde insanlar bütün zamanlarını dükkanda çalışarak geçirirmiş, çünkü ancak bu kadarcık bir iş yapmaya yatkın imişler. Ben gerçekten inanıyorum ki, bir zamanlar o insanlar da bu tür işler yapmaya zorlanmışlardı.
"Okullar neden yok?"
".. 'Hayat mücadelesi' denilen bela (diğer bir deyişle; bir tarafta hakkını almak için çabalayan köleler, diğer tarafta kendi paylarını artırmak isteyen köle sahipleri) çoğu insan için eğitimin; yaşam sanatına yeni adım atmış bir çaylağa istese de istemese de, bilgiye aç olsa da olmasa da bu bilgileri umursamayan diğer insanlara hizmet edebilmesi amacıyla daha önce birçok insan tarafından çiğnenip sindirilmiş çok da geçerli olmayan değersiz bilgileri zorla yutturan bir sisteme indirgendiği zamanların bakış açısı sizinki."
Sayfa 85 - İthaki Yayınları, 2.Baskı, Ekim 2020
Mutsuz insanlar arasında yaşayan insanların çok çabuk yaşlandıklarını söylerler ve ne yazık ki doğrudur.
Reklam
Akbelen
İnsanlar doğayı kendilerinden ayrı tuttukları için ‘doğayı’ köleleştirmeye çalışmaları onlara doğal geliyordu.
Siz çocukların, eğilimleri, kabiliyetleri ne olursa olsun geleneğe göre uygun olduğuna inanılan yaşa geldiklerinde okullara tıkıştırılmasını ve orada gerçeklere aldırmadan, belli bir geleneksel 'öğrenme' işleminden geçirilmesini bekliyorsunuz. Dostum, böyle bir işlemin ve yöntemin gerek bedensel gerekse zihinsel olarak gelişme denilen gerçeği göz ardı etmek anlamına geldiğini göremiyor musun? Kimse böyle bir değirmenden yara almadan çıkamaz; ancak ruhlarına güçlü bir isyan duygusu taşıyanlar ezilmekten kurtulabilirler.
Emeği ucuzlatmak için başvurdukları her hile, emeğin yükünü arttırmanın dışında başka bir sonuç vermemiştir. Dünya pazarının iştahı, yedikçe açıldı: uygarlık yani örgütlü sefalet halkası içindeki ülkeler, piyasanın sakat ürünleriyle tıka basa doldu ve bu halkanın dışındaki ülkelerin pazarını açmak için her türlü zora ve hileye başvuruldu. Uygar dünya pazarı pençesine düşmemiş bir ülkede göz koyduğunda bazı anlaşılır bahaneler uydururdu; örneğin, ticaret sisteminden farklı ve daha az zalim olan bir köleliğin bastırılması, kurucularınca artık inanılmayan bir dinin yaygınlaştırılması ya da yaptıkları kötü işler yüzünden barbar ülkenin insanlarıyla başı derde girmiş bir haydutun ya da kana susamış bir çılgının kurtarılması gibi. Kısacası köpeği dövecek bir sopa her zaman için bulunurdu. Yeni efendileri tarafından yaşamalarına izin verilen bu talihsiz ve çaresiz halkı, uygarlığın değersiz ürünlerini satın almalarını sağlayacak şeylerde edinebilmek için umutsuzca bir çırpınışın kölesi haline sokacak yeni istekler ve ihtiyaçlar yaratırdı.
Sayfa 121Kitabı okudu
448 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.