Bu kitaba daha önce başlamıştım ama birkaç sayfa sonra mektuplar şeklinde olması ön yargıyla yaklaşmama neden oldu sanırım. Bu yüzden kitabı yarım bırakmıştım. Geçtiğimiz günlerde bir anda elim bu kitaba gitti yine, okurken biraz kopukluklar arada bir bırakmaya yeltenmeler yaşandı ve sonuç olarak nerdeyse 1-2 haftada bitirdim. Ama eğer ön yargısız başlasaydım gayet anlaşılır, akıcı ve çok güzel bir kitap. İ
spoiler içerir*
Ama tüm bunlara rağmen Werther'le tanışmak, acılarına ortak olmak, onu anlamak beni öylesine derin duygulara soktu ki.
Aşkının imkansızlığından mı intihar etti, intihar etmek istediği için kendine sebep olarak imkansız bir aşk mı seçti bilemem ama umarım bir gün kavuşurlar.
Gözlerimi dolduran satırlardan biri de Werther'in intihar ettiği silahı, titrek elleriyle uşağa veren Lotte'ye yazdığı şu cümleler oldu;
"Onlar senin elinden geçti. Tozlarını silmişsin; bin kez öptüm onları, senin elin değdi onlara. Ey gökyüzünün ruhu, kararımı onaylıyorsun! Ve sen, Lotte, araçlarımı sunuyorsun; senin elinden ölmek istiyordum ve şimdi, ah, senin elindir, bana ölümü sunan. Ah, delikanlıyı sorguya çektim. Onları uzatırken ellerin titriyormuş, elveda bile dememişsin. - Eyvah! Eyvah! Bir elveda göndermedin! - Beni sana sonsuza dek bağlayan o an, bana yüreğini mi kapadı? Lotte, duyduklarım binlerce yıllık bir zaman geçse bile silinmez yüreğimden! Öyle hissediyorum ki, seni böylesi bir ateşle seven kimseden nefret edemezsin."