Goethe'nin, yazıldığı dönemde bir sürü Alman gencini intihara sürükleyen eseri, Werther isimli gencin sessizlik ve huzur için gittiği kasabada, nişanlı bir kadına olan imkansız aşkını ve huzurun tam aksi yöne doğru sürüklenişini anlatıyor.. Kitap Werther'in Wilhelm adlı dostuna yazdığı mektuplar üzerinden ilerler.. Werther Charlotte'u ilahi bir aşkla severken, Charlotte ise kimi zaman Werther'i yüreklendirse de nişanlısı Albert'e olan sadakatinin üstüne çıkmaz aşkı hiç bir zaman.. Werther ne yaparsa yapsın unutamaz ve gittikçe daha çok saplanır aşkın içine.. Kitabın bir yerinde "Üçümüzden biri ölmeliydi ve bu ben olmalıyım" diyor Werther.. Charlotte ve Albert'in mutluluğu için kendince feda eder kendini Werther.. Ve yaşamanın imkansız olduğunu fark ettiği an geldiğinde ölüme gitmekten hiç çekinmez, bir nefes bile duraksamaz.. Cebinde Charlotte'un ona doğum gününde verdiği pembe kurdelesi, üzerinde Charlotte'la olan anılarını hatırlatan elbiseleri.. Bunlarla gömülmeyi vasiyet ederek intihar eder.. Kitabın belki de en ironik taraflarından biri şudur: Werther intihar etmek için bir silaha sahip değildir ve uşağını Albert'ten bir silah alması için gönderir, Charlotte Werther'in kötü bir şey yapacağını hisseder ama bunu dile getiremez ve Werther'in celladını elleriyle silerek, temizleyerek verir uşağa.. Ve Werther son nefesini vermeden evvel o silahı defalarca öper..