Yine de artık bildiğim için yaşam sıkmayacak beni o kadar ve zamanın düğümü hep zayıf olacak;Çünkü bir kez olsun durdum sonsuzluğun beyaz,rüzgarlı varlığı önünde.
Aşmak
Escher haklıydı Erkekler düşer ve yükselir
El çizdiği el tarafından çizilir
Ve bir kadın Kendi omuzları üzerinde
Durur dengede
Sen ve ben olmadığımızda evren basittir, Bir hapishane düzeniyle işler.
Galaksiler belirlenmiş kavislerde döner Yıldızlar belli bir zamanda çöker Kargalar tam zamanında döner ve tam zamanında kızışır
maymunlar
Ancak biz, kozmosun buraya uydurmak için bir milyar yılda biçim verdikleri,
biliyoruz ki işe yaramadı.
Çünkü yeni bir biçim verebiliriz,
Parmaklıkların arasından kolumuzu uzatıp Escher gibi kendimizi dışarı çekebiliriz
Uskumrularla beslenen balinalar Sonsuza kadar denize mahkum olsalar da Biz,
dalgalara tırmanabilir Bulutlardan bakabiliriz.
—Look Down from Clouds (Marvin Levine, 1997)
Çocukluktaki büyük sarsıntıların yetişkin kişiliği üzerinde biraz etkisi olabilir ancak bu, zar zor belirlenebilecek kadar küçük bir etkidir. Kısacası, çocukluktaki kötü olaylar, yetişkinlik döneminin mutlaka sorunlarla dolu olacağı anlamına gelmez.
Sekiz saatlik bir iş gününün tamamı boyunca akış sürdürülemez: aksine, en iyi koşullarda akış sizi bir kaç kez bir iki dakikalığına ziyaret edebilir.
Karşılaştığınız zorluklar onları aşma yeteneğinizle uyum içinde olduğu zaman akış ortaya çıkar. Bu yeteneklerin yalnızca becerilerinizi değil güçlerinizi ve erdemlerinizi içerdiğinin farkına vardığınızda, hangi işi seçeceğiniz ya da onu nasıl biçimlendireceğinizin sonuçları daha açık bir biçimde kendini gösterir.
Psikolojik yüreklilik, ciddi sıkıntılar ve kalıcı bir hastalıkla karşı karşıya kalındığında onurundan ödün vermeksizin kayıtsız hatta neşeli bir tutum takınmayı içerir.