Kuantum Bilgisi ve Evren

Gerçekliğin Deşifresi

Vlatko Vedral

Gerçekliğin Deşifresi Gönderileri

Gerçekliğin Deşifresi kitaplarını, Gerçekliğin Deşifresi sözleri ve alıntılarını, Gerçekliğin Deşifresi yazarlarını, Gerçekliğin Deşifresi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Daha neyi bilmediğimizi bile bilmiyoruz!
Sayfa 256 - PdfKitabı okudu
Gerçeklikte temel parçacıklar olmadığı için, girift işlemlerle yapılan deteksiyonlar olmadıkça, evrende partiküllerden yapılmış var olan hiçbir şey yoktur. Deteksiyonlar tamamen rastlantısaldır ve husule gelen gerçeklik fizik yasalarıyla ifade edilen olaylar (bilgi bitleri) arasındaki korelasyonlar yoluyla anlaşılır. Eğer bilgi sıkıştırması ve rastlantısallık arasındaki bağlantı Kolmogorov ve Chaitin'in düşündüğü gibiyse, bu vardığımız sonuç gelecekte keşfedeceğimiz her türlü temel doğa teorisiyle ilgili bazı olası göndermeler yapmaktadır. Gerçeklik, nedensiz bir klikten doğan kuantum bitlerinden ibarettir. Bu tamamen sebepsiz kliğin, bizi zamanda süreksizlikle tanıştırması gibi yepyeni bir niteliği var. Bir olay kaydedildiği anda evrende sonsuza dek katılaşıyor (yani tahkim oluyor). Ve geçmiş dediğimiz şeyin bir parçası oluyor. Ancak o olay olmadan önce ne zaman olacağı ya da olup olmayacağına dair yaşadığımız bir belirsizlik bulunur. Olay olmadan önce aynı anda tüm olasılıklar var olmaktadır ve bu anlamda oyun tamamen serbesttir. Zira olayın oluşu gelecek dediğimiz şeye bağlıdır. Gerçekliğin çekirdeğindeki temel rastlantısallık, bize katılaşmış, değişmez, geçmişle ilgili olanla, değişken, dinamik bir gelecekle ilgili olan arasında ayrım yapma imkânı sağlıyor.
Sayfa 240 - 241 - PdfKitabı okudu
Reklam
Gerçekliğin Deşifresi
Gerçekliğin Deşifresi
, sayfa 237. Bir sandalyenin yalnızca, kol dayama yerleri, oturacak yeri vb. gibi tek tek kısımların toplamı olduğunu imgeleyelim. Elbette olabilir ancak bunlar yalnızca belirtkelerdir. Kol dayama yerleri ve oturacak kısım bağlamdan bağımsız olarak var olamaz, yani "sandalye" (yalnızca sandalyelerin kol dayama yeri olduğunu varsayalım) ya da "kol" kavramı olmadan kol dayama yerine sahip olamazsınız. Bir sandalyeyi her şeyden bağımsız olarak belirten "sandalyeliğin" özünü ararken, bir sandalye, sandalye biçimine bürünmüş atomların derlemidir diyemez miyiz? Ancak bir atom da nihayetinde, nötr parçacıkların yanı sıra biraz pozitif ve biraz da negatif parçacıklardan oluşan bir sistemi tanımlayan bir belirtkedir. Bunların hepsi de (elektron, proton ve nötron) bizler tarafından konulan nitelendirici isimlerdir. Bir elektronun ne olduğunu sorduğumuzda, negatif yüklenmiş küçük bir parçacık cevabını alırız ama bu sadece bu parçacığın çeşitli deneylerde nasıl davrandığını söyleyen (bazı parçacıkları iter ve bazılarını çeker gibi) bir belirtke olacaktır. Bu belirtke olmadan bir elektronu "Y"yi test ettiğimizde X'i ortaya çıkaran ve Q biçiminde baktığımızda P'yi ortaya koyan şey, vb. olarak adlandırmamız gerekecek. Bu anlamda bakarsak belirtkeler müthiş kullanışlı ve etkinlerdir. Ancak Budizm bize belirtkeyle cismi birbirine karıştırmamamız gerektiğini söylemektedir. Daha da önemlisi bir şeye belirtke bulmamız, o şeyin gerçek olduğu anlamına gelmeyecektir.
İlginçtir, insanların zihnindeki Tanrı imajı çağlar boyunca edindikleri bilgiyle uyumlu biçimde değişmiştir.
Sayfa 234 - PdfKitabı okudu
“Bilinen bilinenleri" ve "bilinen bilinmeyenleri” bilsek de, “bilinmeyen bilinmeyenleri" bilmiyoruz.
Sayfa 228 - PdfKitabı okudu
Meşhur on sekizinci yüzyıl İskoç felsefecisi David Hume bazı iddiaların yanlışlanamaz oluşu konusuyla bayağı bir cebelleşmiştir (onun zamanında psikanaliz yoktu ancak zihnini felsefe ve din meseleleri meşgul ediyordu). Hume konuyu şöyle ifade ediyor. Dünyada gördüğümüz beyaz kuğuların sayısı ne denli çok olursa olsun, bu bizi “bütün kuğular
Sayfa 197 - 198 - PdfKitabı okudu
Reklam
36 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.