Gerekçeli Fıkıh 1
Faruk BeşerGerekçeli Fıkıh 1 Gönderileri
Gerekçeli Fıkıh 1 kitaplarını, Gerekçeli Fıkıh 1 sözleri ve alıntılarını, Gerekçeli Fıkıh 1 yazarlarını, Gerekçeli Fıkıh 1 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İslam ailesinde ilk söz de son söz de erkeğin değil Allah’ın ve Resul’ünün olmalıdır.
Sadece kadınlar evlerine dönmeli değil erkekler de evlerine dönmeli, huzuru evlerinde aramalı. Unutulmamalıdır ki kadınların en öncelikli talebi, değerli olduklarının hissedilmesidir.
Erkekler bilmelidirler ki, mahremiyet konularında, kadın erkek ilişkilerinde sorumluluk sadece kadınlara ait değil. Kur’an-ı Kerim önce erkeklere “gözlerinizi kısın” diyor.
Modern kadın feminizme, modern erkek de kapitalizme kurban edilmektedir.
Hangi ülkenin ailesi en sağlam ve en huzurlu ise dünyanın en güçlü ülkesi orasıdır. 
“Ayakları üzerinde durabilme” deyimi aslında feminizmin ekonomik özgürlük sloganından bir uyarlamadır. Erkek için sınırsız bir ekonomik özgürlük olmadığı gibi kadın için de yoktur. Ve bu slogan aileyi yıkan en önemli sebeplerdendir.
Feminizm hep kadının haklarından söz eder, sorumluluklarından hiç söz etmez. Oysa sorumluluk getirmeyen hiçbir hak yoktur. Kadının sorumluluğunun olmadığını iddia ya da ihdas etmek aslında kadına hakarettir. Çünkü sorumlulu olmayan ya çocuktur ya da delidir.
Dünyada çalışma saatleri ortalama 8 saattir ama bu 8 saat sürecinde ortalama kim ne kadar iş yapıyor diye araştırma yapmışlar. Japonların ortalama 7 saatlik iş yaptığını görmüşler. Amerikalılar 4 saatlik, Türkler 57 dakikalık, Mısırlılar ise 15 dakikalık iş yapıyormuş. Bir kez daha Ne mutlu Türk’üm diyene!?
Diyorlar ki Japonlar senede ortalama 25 kitap okuyorlarmış. Türkler ise 25 yılda bir kitap. Ne mutlu Türk’üm diyene!? Bu bizim hesabımıza çok kötü bir durum değil mi?
İnançla hayat tarzı arasında sürekli bir etkileşim vardır. İnanç, yaşama biçimini etkiler, yaşama biçimi de inancı.
Bizde tatil yerine, meşguliyet değiştirme, başka bir iş yaparak dinlenme var. Zaman öldürme, malayani yok. “Bir işten ayrılınca diğerine başla.” tavsiyesi var.
“Ramazan bayramınız birlikte iftar ettiğiniz, kurban bayramınız da birlikte kurban kestiğiniz gündür.” Bu hadisi şerifi yorumlayan Hattabî gibi ilk yorumcular derler ki: “Bu bize gösteriyor ki tespitte hata olmuş olsa bile Müslümanlar oruca aynı gün başlamalı ve bayramları aynı günde yapmalıdır.” Önemli olan budur. Böyle konularda hataya dayalı da olsa Müslümanların birlikteliği, isabete dayanan parçalanmışlıklardan iyidir. 
Allah Resul’ünün yalın ayak gezdiği yerlerde binekle gezip çok yıldızlı otellerde konaklamayı sui edep saymalar artık menkıbelerde kaldı.
Miraç Olan Bir Namaz Örneği
Hazreti Ayşe’nin kız kardeşi Esma’nın oğlu Urve b. Zübeyrin ayağı kangren olmuştu. Hastalığın yayılmaması için kesilmesi gerektiğini söylediler. Bilincinin gitmesi için narkoz niyetiyle de içki içmelisin dediler. O da: “Yani kalbim ve dilim Allah’ı zikirden uzak dursun öyle mi vallahi haram bir şey alarak Allah’a itaat etmiş olmayı kabul etmem dedi. O halde uyutucu bir şeyler içirelim dediler. O: “ben uyku halinde iken bedenimden bir parçanın kesilmesini istemem” dedi. O halde birileri seni sıkıca tutsun ki bacağını kesebilelim dediler. Hayır, ben size yardımcı olurum dedi. Devam etti: “Bırakın beni namaza durayım tam namaza daldığımı ve secdede hareketsiz hale geldiğimi gördüğünüzde ben artık dünyada değilim istediğiniz yapın” dedi. Doktor bekledi secdeye gittiğinde testereyi alıp ayağını kesti. Urve’nin sesi bile çıkmadı hatta o secdede şöyle diyordu: La ilahe İllallah, Rab olarak Allahtan razıyım din olarak İslamdan razıyım resul ve nebi olarak Muhammed’den razıyım. Böylece kendinden geçti ve ayağının kesilmesine sesi bile çıkmadı. Kendisine geldiğinde getirip kesilen ayağı ona gösterdiler şöyle dedi: Ey ayak! Allah’a yemin ederim ki seninle bir harama yürümedim, seninle geceleri ne kadar ayakta durup namaz kıldığımı da Allah biliyor. Sahabeden birisi ona: “Ey Urve sana müjdeler olsun, bedeninden bir parça senden önce cennete gitti” deyince Urve: “Vallahi kimse bana bundan daha güzel bir söze taziye veremezdi dedi.”
İşte namaz müminin böyle Miracı olur. Yeterki dosdoğru kılınsın.
Bir İngilizce, matematik dersi için özel hoca tutup dünyanın parasını verenler var. Bunları “çocuğumun istikbali adına” deyip yapanlar, ondan sonraki istikbali yani biraz daha uzak geleceği görmezlerse bu bir görme bozukluğu olmaz mı? Basiretsizlik olmaz mı? Basar/göz kadar basiret de açık olmalı değil mi?