Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gereksiz Bilgiler Rehberi

Zeki Kanmaz

Gereksiz Bilgiler Rehberi Gönderileri

Gereksiz Bilgiler Rehberi kitaplarını, Gereksiz Bilgiler Rehberi sözleri ve alıntılarını, Gereksiz Bilgiler Rehberi yazarlarını, Gereksiz Bilgiler Rehberi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Albert Einstein, "Karanlık diye bir şey yoktur, karanlık ışığın yokluğudur," demişti.
Dünyadaki yüksek performanslı insanların %98'i Alfa erkek değil Beta erkekmiş. Bunlara örnek olarak Elon Musk, Bill Gates, Warren Buffet, Zuckenberg ve Bunların ortak noktası içe dönük alfa erkek değil.
Reklam
Yemek olarak böcek vitamin dolu:)
Protein içeriği bakımından, çekirge yüzde 50-75, örümcek yüzde 64, karınca yüzde 24, tavuk yüzde 23, balık yüzde 21, sığır eti yüzde 20 ve kuzu eti yüzde 17 zengindir.
Soğan neden göz yasartir
Aminoasit, bu çıkan enzimlerden biridir ve çıktığında gaz hâlini alır. Bu gaz gözlere ulaştığında, gözlerin nemli kalmasını sağlayan sıvı bu gaza tepki verir. Bu da kimyasalların yeniden şekillenmesini sağlar, orta şiddette bir sülfürik asit üretir ve bu gözleri rahatsız eder. Gözlerdeki sinir uçları çok hassastır ve bu etkiye çok çabuk tepki verir. Soğan doğradığımızda gözlerimizin yaşarmasının sebebi budur. Beyin, gözü rahatsız eden asidi sulandırarak, gözlerin korunmasını sağlamak için gözyaşı kanallarına daha fazla su üretmesi mesajını gönderir. Buna karşı verdiğimiz ilk tepki muhtemelen gözlerimizi ovuşturmaktır ama aslında bu, gözlerimizin daha da yaşarmasına sebep olur; çünkü elimizdeki soğan suyunu gözlerimize yaymış oluruz.
BAL PETEKLERİ NİÇİN ALTIGENDİR? Arılar doğanın gerçekten usta mimarlarıdırlar. Kesiti düzgün altıgenler oluşturan prizma şeklindeki petek gözlerinin dipleri bir piramit oluşturarak sona ererler. Kovanlardaki şekliyle dik duran her petekte, petek gözleri yatayla sabit bir açı yapacak şekilde inşa edilirler. Her bir gözün derinliği 3 santimetre, duvar kalınlığı ise milimetrenin yüzde beşi kadardır. Bu kadar ince duvar kalınlığına rağmen, altıgen yapı nedeniyle büyük bir direnç kazanırlar ve arıların depoladıkları kilolarca balı rahatlıkla taşıyabilirler. Arıların petek gözlerini kusursuz bir şekilde altıgen yapmalarının başka sebepleri de vardır. Eğer beşgen, sekizgen veya daire şekillerini seçselerdi; bitişik gözler arasında boşluklar kalacak, işçi arılar fazla mesai yaparak ve daha fazla balmumu harcayarak bu boşlukları doldurmak zorunda kalacaklardı. Gerçi üçgen veya kare yapsalardı; bu boşluklar olmayacaktı ama altıgenin bir başka özelliği daha vardır. Alanları aynı olan üçgen, kare ve altıgen şekillerden toplam kenar uzunluğu en az olanı altıgendir. Yani aynı miktarda balmumu ile daha çok altıgen odacığın kenarı çevrilebilir.
Reklam
Yıldızlar ☆
YILDIZLAR KİTAPLARDA NEDEN BEŞ KÖŞELİ (BİLDİĞİMİZ YILDIZ ŞEKLİ) OLARAK GÖSTERİLİR? Yıldızlar, küre biçiminde olan gaz toplarıdır. Ancak, çok uzakta oldukları için, onları küçücük birer nokta kadar görürüz. Güneş de bir yıldızdır ve bir top kadar yuvarlaktır. Sonuç olarak yıldızlar köşeli değildir. Ancak, bazı tahminlere göre yıldızların köşeli olarak çizilmesi, Eski Mısır inanışlarından kaynaklanıyor. Eski Mısırlılar, bir insanın ruhunun, öldükten sonra yıldız olduğuna inanırlarmış. Mısırlıların hiyeroglif yazısında 'ruh'u gösteren işaret, bir başı, iki kolu, iki bacağı olan çizgisel bir simgeyle gösterilirmiş. Bu simge, taşa oyulduğunda ya da bir yere çizildiğinde beş köşeli görünüyormuş. Eski Mısırlılardan etkilenen pek çok kültürün gökyüzündeki yıldızları bu beş köşeli görünen simgeyle ifade ettikleri söyleniyor. Tahminlere göre, bugün yıldızları beş köşeli olarak çizmemizin nedeni bu.
Kare olanlar da var ama...?? :/
RÖGAR KAPAKLARI NEDEN YUVARLAKTIR? ÖRNEĞİN KARE YA DA ÜÇGEN OLABİLİRDİ. Kanalizasyon girişlerindeki kapaklar üçgen, dörtgen ya da kare olsaydı, farklı açılar verildiğinde delikten aşağı düşebilirdi. Oysa yuvarlak, daire biçimindeki bir kapak, deliğinden aşağı düşmez. Bu da kapağı korumanın basit ama etkili bir yolu.
ÂŞIKLARA NEDEN 'KUMRULAR GİBİ' DENİLİYOR? Birbirine sarılmış sevgililer için 'kumrular gibi' denmesinin nedeni, kumruların bir yıl boyunca eşlerinin yanından hiç ayrılmamasına dayanıyor. Kumruların aşkı gugukçuk ötüşüyle başlıyor. Erkek dişiyi takip ediyor ve çiftleşmeye başlıyorlar. Bugünden sonra da bir daha birbirlerinin yanından ayrılmıyorlar. Aşklarının ürünü olan yavrularını güvercin sütü denilen bir salgıyla besliyorlar. Kumrular bu sıvıyı gagadan gagaya aktararak veriyorlar. 'Sevgi kuşu' olarak anılmalarının bir sebebi de bu olarak görülüyor.
Yavuz Sultan Selim, Mısır'ı fethettiği sıralarda Kahire'de kalır. Bazı erkeklerin kulaklarında halkalar gören Yavuz, bunun nedenini sorar. Küpelerin kölelik alameti olduğunu duyunca, "Bir tane getirin, ben de takayım, onlar insanların kölesiyse ben de Hakkın kölesiyim," der.
Reklam
YEMEK YEDİKTEN SONRA NEDEN UYKUMUZ GELİR? Yemek yediğimizde, dolaşım sistemimizdeki kan akışını büyük bir bölümü, sindirim sistemimize hizmet etmeye başlıyor. Özellikle çok yediğimizde, sindirim borusunda yoğunlaşan ve hızlanan kan akışı, diğer dokulara normalden daha az gidebilmesi nedeniyle vücutta genel bir yorgunluğa neden oluyor. Buna, geçici iskemi (beyne giden kan akımının azalması) adı veriliyor.
Hikaye çok güzeldi hepsini paylaşayım dedim :')
KOT PANTALONUN ADI NEREDEN GELİYOR? Bildiğiniz üzre ülkemizde blue jean modeli pantalonlar aynı zamanda kot olarak isimlendirilirler. Efsaneye göre kot pantolona zamanında Kot'un pantalonu deniliyormuş. Fakat bu ifade zamanla değişerek kot pantolon olarak değişmiş. İlk başta kulağa saçma gelen bu efsane aslında gerçek. Kot ismi bu tip
BİR HAFTA NEDEN YEDİ GÜN? Bir gün güneşin doğduğu zamandan, ertesi gün doğacağı zamana kadar geçen süredir. Bir ay ise ayın aynı evresinin gökyüzünde tekrar göründüğü zamana kadar geçen süredir. Çok eskilerde bu zaman birimleri insanların hayatlarını organize edebilmeleri için yeterliydi. Zamanla bir günden uzun, bir aydan da kısa bir zaman birimine ihtiyaç duyuldu. Babilliler 7 günlük haftayı zaman birimi olarak kullanmaya başladılar. Sonraları Yunanlılar, Çinliler ve Mısırlılar 10 günlük, Romalılar ise 8 günlük haftayı kullanmaya çalıştılar. Bir hafta olarak kabul edilen yedi günlük sürenin kaynağı tam olarak bilinmiyor. En kuvvetli tez, bu sürenin ayın evrelerinden kaynaklandığına dayanır. Ayın dört evresinin (yeni ay, ilk dördün, dolunay, son dördün) sürelerine en yakın olan tam gün sayısı yedidir. Babilliler zamanından itibaren, yedi günün bir hafta olarak seçilmesinde rol oynadığı ileri sürülüyor. İlk çağlarda bilinen beş gezegen ile güneş ve ayın toplam sayısının yedi oluşu, bu sayıya gizemli ve uğurlu bir sayı olarak bakılmasına neden olmuştur. Daha sonraları dinlerde göklerin yedi kat oluşuna inanış, müzikteki ana nota ve tabiattaki ana renk sayılarının da yedi oluşu bu sayının gizemini iyice artırmıştır.
ATLAR NİÇİN GÖZLÜK TAKAR? 'Olaylara at gözlüğü ile bakmak' ifadesi bir kişinin bir olaya tek bir açıdan baktığını, ona etken olan diğer olayları veya faktörleri göremediğini veya görmek istemediğini anlatmak için kullanılır. Aslında atlar için takılan gözlük, şekil olarak bile gözlüğe benzemez, onların görüş kapasitelerini artırmak için değil, aksine azaltmak için takılır. Atlar her iki yandaki gözleri sayesinde hem önlerini hem de arkalarını görme yeteneğine sahiptirler. Ne var ki gözleri birbirlerinden çok uzaktadırlar. Bu da at için cisimlerin mesafelerini tespit bakımından büyük bir zafiyet yaratır. At arkasından ya da yandan yaklaşan tehlikeyi görür ama tehlikenin ne kadar yakın veya uzakta olduğunu kavrayamaz. Nesneleri neredeyse iki misli büyük gören at, tehlikeyi olduğundan daha yakındaymış gibi algılar. Bu nedenle de sürekli endişe içindedir. Yarış atlarına koşu sırasında yandaki hemcinslerinden ürkmemeleri için yan taraflarını görmelerini engelleyecek gözlükler konulurken, at arabalarını çekenlere sadece önlerini görmeleri, diğer yönlerde olan hareketlerden etkilenmemeleri için gözlük takılır. Yani at gözlüğü ile bakmak, insan için olumlu bir davranış değildir ama atlar için durum farklıdır.
TAŞIT VE DENİZ TUTMASI NEDEN OLUR? Ne kadar hızla ve ne kadar uzak mesafeye gitmelerine bağlı olmadan, insanlar hareket halindeki vasıtaların içinde mide bulandırıcı bir rahatsızlık hissederler. Dış kulağımızın görevi işitmeyi sağlamaktır ama iç kulağımız dengemizden sorumludur. Hareket halinde olduğumuzda, iç kulağımızın içindeki sıvı çalkalanır ve sinir sistemimiz vasıtası ile beynimize sinyal gider. Eğer arabanın içinde bir şey okuyorsanız veya arabanın içinde bir şeye bakıyorsanız, gözlerden beyne hareket halinde olmadığınız sinyali gider ama iç kulaklarınızdan giden sinyal farklıdır. O, vücudunuzdaki sarsıntıdan dolayı hareket halinde olduğunuzu bildirir. Bu iki sinyal arasındaki fark, halk arasında 'araba tutması' diye adlandırılan, mide bulandırıcı etkiyi yaratır. Aslında dalgalı denizde seyreden bir gemideki insanı deniz tutması ne ise hareket halindeki bir arabanın içindeki insanı taşıt tutması da aynı şeydir. Denizdeki hareket tam anlamı ile üç boyutlu olduğundan etkisi daha fazladır. Baş ağrısı, baş dönmesi, nabızdaki artış ve mide bölgesindeki baskı hissi ile kusma ihtiyacı en belirgin özelliklerdir.
221 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.