Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Politik Ontolojinin Yok Merkezi

Gıdıklanan Özne

Slavoj Zizek

En Beğenilen Gıdıklanan Özne Gönderileri

En Beğenilen Gıdıklanan Özne kitaplarını, en beğenilen Gıdıklanan Özne sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Gıdıklanan Özne yazarlarını, en beğenilen Gıdıklanan Özne yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nazi stratejisi 'şeyleri, nihai düzeyde hiçbir şeyin değişmemesini sağlayacak şekilde bütünüyle değiştirmek' olmuştur.
Sayfa 167Kitabı okudu
Bir fikri aslî unsurlarına dek ayrıştırmak, bu verili fikrin biçimini taşımamakla beraber benliğin dolayımsız niteliklerini oluşturan ‘ânlara’ geri dönmek anlamına gelir. Şüphesiz ki böylesine bir analizin varacağı yer sadece ve sadece, sabitleştirilmiş ve âtıl belirlenimlerden ibaret olan düşüncelerdir. Ancak bu şekilde ayrıştırılmış ve bir
Reklam
(...) Devlet’in, yurttaşların tartışabildiği medenî bir kamusal alanın ‘muhtemel’ koruyucusu olarak üstlenmiş olduğu rol ve işlevi (...)
(...) Oedipus ‘fazlasıyla insandır’, ‘insanlık durumunu’ acı sona dek, en temel ihtimali gerçekleştirerek yaşamıştır ki tam da bu yüzden ‘artık insan değildir’ ve hiçbir insanî yasa veya ilgiyle herhangi bir bağı olmayan ‘insanlık-dışı bir canavara dönüşür.
Sayfa 189Kitabı okudu
(...) sadece bizim Günah’a dalışımız, Tanrı’nın Kurtarıcı rolünü oynamasını sağlayabilir.
pes_
Özne (veya bilahare özne olacak olan şey) İktidar’ın kurucu disiplinine kendisini nasıl ve neden bile isteye tâbi kılar? Nasıl ve neden onun ağına yakalanışına izin verir? Hegel’in cevabı, tabiî ki, en yüce Efendi olan Ölüm korkusudur: Vücudumun varlığı o doğal çürüme sürecine tâbi olduğu için, vücudumdan kurtulamayacağım ve onu tümüyle yadsıyamayacağım için, yapabileceğim tek şey negativiteyi vücuda getirmektir: Kendi bedenimi direkt olarak yadsımak yerine, kendi bedenî varoluşumu bedenimin mütemadi bir negatif leşini, tâbiyeti, aşağılanışı, disiplini olarak yaşarım... Bu anlamda, kurucu disiplinin hayatı içimdeki o aşırı hayatsal-tözü etkisizleştirme, kendi hayatımı zaten ölüymüşüm gibi yaşama ve ‘bana kendimi canlı hissettiren’ arzuyu bertaraf etme çabasından oluşur. Beni nihai şekilde tahakkümü altına alarak ezen Efendi’ye dair o pozitif figür, aslında en mutlak Efendi olan Ölüm’ün radikal negativitesinin yerine geçmiştir - bu durum, tüm hayatını Efendi’sinin öleceği, artık en nihayetinde tümüyle canlı olabileceği, ‘hayattan keyif alacağı’ o ânın beklentisiyle geçiren takıntılı nevrotiğin içine düştüğü darboğazı açıklar; Efendi fiilen öldüğünde bunun yarattığı etki doğal olarak beklenilen tam tersidir: Takıntılı nevrotik, fiiliyattaki Efendi’sinin ardında yatmakta olan mutlak Efendi’yle, Ölüm’ün boşluğuyla yüzyüze gelir.
Reklam
bu mudur yani_
(...) kendimizi gerçek Ebediyet’in hayatına açabilmemiz için, ‘bu’ hayata olan bağımızı askıya almalı ve ate boyutuna, o iki ölüm arasındaki alana, ‘ölüdirilerin’ alanına girmeliyiz.
ki öyle_
(...) Olay’a asıl sadakât, peşinde olduğu şeye kayıtsız-şartsız inanma anlamın­da, sağlam sebepler aramayan ve tam da bu yüzden hiçbir argümantasyon tarafından çürütülemeyen bir tavır takınma anlamında ‘dogmatik’ ise?
zorlama istersen_
(...) Aziz Pavlus, hakikat-usûlünün biçimsel şartlarının anti-felsefî teorisyenidir.
pavlus, isa'nın dirilişini yunanlı filozoflara anlatır ve onlar bunu kahkalar atarak dinler_Kitabı okudu
Nazizm bir sözde-Olay iken Ekim Devrimi otantik bir Olay’dır, zira sadece bunlardan ikincisi kapitalist düzenden oluşan Durum’un temellerine uzanabilmiş ve bunları etkili bir şekilde sarsabilmiş iken, öbürü tam da kapitalist düzeni kurtarmak için bir tür sözde-Olay sahnelemiştir. Nazi stratejisi ‘şeyleri, nihai düzeyde hiçbir şeyin değişmemesini sağlayacak şekilde bütünüyle değiştirmek’ olmuştur.
179 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.