Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gılgamış Destanı

Anonim

Gılgamış Destanı Gönderileri

Gılgamış Destanı kitaplarını, Gılgamış Destanı sözleri ve alıntılarını, Gılgamış Destanı yazarlarını, Gılgamış Destanı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
140 syf.
·
Puan vermedi
·
9 saatte okudu
Öylesine değil, araştırarak okunmalı!
Gılgamış destanı Nuh tufanı'nın anlatıldığı ilk yazılı eser. Bu eseri çok önceden okumuştum. Ancak bilgilerimi tazelemem gerektiği ama bu sefer okuyup geçmekten ziyade altında yatan asıl düşünceyi öğrenmek istedim. Bu yüzden araştıra araştıra sindirerek okudum. Gılgamış babilce “her şeyi görmüş olan” diye bilinir. Buradaki görme edimi bir farkındalığa işarettir: Ölümün farkındalığı. Öleceğini bilen ya da öleceğini görmüş olan Gılgamış’ın hikayesinde ölümsüzlük arayışı ön planda olsa da, bu arayışta karşılaştıkları onu başka biri haline getirir ve insanileştirir. Ölümsüzlük ve Tanrısallık arayışından vazgeçer, ölümü kabullenir. Yapacağımız en iyi şey nedir? sorusuna yanıtlar arar. Yaşamdaki güzellikleri görme, yeni amaçlar edinme, entelektüel güce ve şehvete olanak tanıma, ölümsüz duvarlar inşa etme.. İnsanlığın en eski ve hatta en büyük edebiyat eserinin günümüze ulaşırken aynı zamanda içerisindeki hikayenin (Nuh Tufanı) diğer din ve mitolojilere de birebir yansımasına şahit oluyoruz. Bunun üzerine uzun uzun düşünmek gerekir. Gılgamış'ı gerçekten kadim bilgilerin yer aldığı kök bir eser olarak düşünüyorum. Astrolojik bir anlam da taşıdığını düşünmekteyim. Mesela Tufanının öncüsü olan Utnapiştim (Nuh) tufan bittikten sonra su kenarına taşınmıştır ve kovayla simgelenir. Humbaba'nın öldürülmesi balık çağından boğa çağına girilmesini sağlıyor. Bir de akrep insanlar var bunlar akrep burcunu simgeliyor. Daha iyi anlamak adına destan ve Sümerler hakkındaki ileri okumalar için Muazzez İlmiye Çığ'ın eserlerine de göz atmak gerek.
Gılgamış Destanı
Gılgamış DestanıAnonim · Hürriyet Yayınları · 19745bin okunma
Nuh tufanı ilk kez burada geçiyor. Kutsal kitaplardan çok önce.
Şurippaklı Ubar-Tutu’nun oğlu, Evi sök! Bir gemi yap! Serveti bırak! Yaşamı ara! Mülkten nefret et! Canını kurtar! Canlı yaratıkların her türünden geminin içine yükle! Yapacağın geminin her yanı uyumlu bir ölçüde olsun! Onun eni ve boyu bir ölçüde olsun! Yağmura karşı onun her yanına bir çatı kur.”
Reklam
Kızgın ölüm, insanı sinsi sinsi hep arkadan izler. Herhangi bir zamanda bir ev yaparız, Herhangi bir zamanda bir belge damgalarız. Herhangi bir zamanda kardeşler arasında miras pay ederler. Herhangi bir günde bu kardeşler arasında kavga çıkar. Herhangi bir günde ırmak taşar ve ülkeyi su basar. Balıkçıl kuşları ırmak boyunca uçarlar. Irmağın yüzü güneşin yüzüne bakar; Ama, eskiden beri hiçbir şeyde kararlılık görülmez. Çalınan da, ölen de birdir. Ölümün biçimi çizilmez!
Ölümden kurtuluş yok. O halde yapılması gereken;
Sen aradığın yaşamı bulamayacaksın. Tanrılar insanları yarattığı zaman, Onlar insanlara ölümü verip yaşamı kendi ellerinde tuttular. Ey Gılgamış! Karnın dolu olsun, gece gündüz kendini eğlendir! Her gün bir şenlik yap! Gece gündüz hora tepip oyna! Üstün temiz olsun. Başın yıkansın. Suyla yıkanmış ol! Elindeki küçüğe bak. Karın kucağında gününü görsün!”
Ölüm Korkusu
“Kırlarda şuraya buraya koştuktan ve dolaştıktan sonra, Yerin altında başımı dayayıp bütün yıl uyuyacak mıyım? Hayır! Gözlerim güneşi görmek istiyor. Kendimi güneşin aydınlığına kandırmak istiyorum. Benim için karanlık, aydınlık kadar uzaktır. Fakat ölüm, ne zaman güneşin ışığını görebilmiştir?
Sadık arkadaşı Engidu öldüğünde Gılgamış'ın ağıtıdır
Biz istediğimize kavuşmuş, dağlara tırmanmıştık. Gökyüzünün boğasını yakalamış, ve onu öldürmüştük. Kimsenin girmediği yere girmiş, Humbaba’yı yok etmiştik! Şimdi seni yakalayan bu uyku nedir? Sen karanlığa gömüldün. Beni dinlemiyorsun!”
Reklam
“Güneş gökyüzünde durdukça tanrılar sonsuza dek yaşarlar. Ancak, insanın günleri sayılıdır. Onların ettikleri hep havadır. Sen daha buradayken ölümden korkuyorsun. Yiğit ruhundaki gücün sana yararı ne? Öyleyse, seni ben götüreyim de, ağzın bana: “İleri git! Korkma” diye çağırsın. Kendim ölürsem adımı yükseltirim, ‘Ejder yapılı Humbaba’nın düşmanı Gılgamış ölmüştür,’ derler.”
"Kardeş, neden yaşlarla dolu, neden öyle sırılsıklam gözlerin? Neden üzüntülü yüreğin, neden için içini yer öyle?"
Sayfa 20 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyacak
Zamana karşı bile direnen medeniyet abd'ye yenilmiş...
Kazıbilimcilerin, araştırmacıların yüz elli yıl süren çabalan so­nunda, destanın yaklaşık üçte ikisi elimize geçmiş oldu. Ama geri kalan bölümünü elde etmemiz olanaksız artık. lrak'ta ya­pılacak yeni kazılarla bir takım eksikleri tamamlayacak yeni verilere ulaşmamız olanaksız. İnsanlığın bugüne dek gördüğü en alçakça saldırılardan biri sonunda, Amerikan bombaları, yeryüzü uygarlığının eşik taşlarını yerle bir etti...
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyacak
Gılgamış Destanı konusu
Gılgamış, yabanıl arkadaşı Enkidu'yla birlikte, Tanrı Enlil'in Amanos yöresindeki Sedir Ormanları'na gözcü ola­rak koyduğu Humbaba adlı korkunç bir devi öldürür. Bu­nun üzerine, aşk tanrıçası İştar, Gılgamış'a aşık olur. Ama Gılgamış ona yüz vermez. Buna çok içerleyen tanrıça gökten korkunç bir boğa indirip Gılgamış'ın üzerine salar. Ama Enkidu hayvanı öldürür. Ne var ki bu sonuca çok öfkelenen İştar'ın verdiği ölümcül bir sayrılıkla kendisi de ölür. Gılga­mış için bir yıkım olur bu ölüm. "Ben de Enkidu gibi ölecek miyim?" diye ağlar, dövünür. "Ölümsüz yaşam"ın gizini aramak üzere yollara düşer. Tanrı Ea eliyle yeryüzünde tek bir kişiye verilmiştir ölümsüzlük: Büyük Tufan'da "yaşamın tohumu"nu kurtaran Ut-Napiştim'e. Gılgamış uzun, güç bir yolculuk sonunda onun oturduğu "mutluluklar ülkesi"ne, Dilmun'a ulaşır. Öğrenir ondan ölümsüzlüğün gizini. Deni­zin dibindeki bir bitkidedir bu giz. Suyun derinlerine dalıp çıkarır onu.
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyacak
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.