Ölümün uğramadığı bir ülke, hastalığın bilinmediği bir şehir, meneşelerle kaplı bir mahalle..SEVGİ kokan bir sokakta yaşasaydık. Acıya yerimiz olmadan, huzura doymadan, özgürlüğümüz kısıtlanmadan.
... ~...
Herkese Merhaba….
Bu gün sizlere Göğsündeki Uykumu Bölme kitabı ile geldim. Dilara Kaçmaz’ın kendi hayat hikayesini anlattığı okurken beni fazlasıyla etkileyen ve herkesin okuyup dersler çıkarması gerektiğini düşündüğüm bir okuma oldu. İlk olarak yaşadığın bu kadar zorluğa, uğradığın bu kadar haksızlığa rağmen böylesine güçlü durabildiğin için seninle gurur duyuyorum. Umarım hayatın boyunca yaşadığın herşeye inat gülebileceğin olaylarla karşılaşıp çok mutlu olursun.
Gelelim konusuna;
“Dilara o hayata gelmeden önce annesinin yaşadıkları yüzünden dünyaya çok kirli geldiğini düşündüğünü söyleyerek başlıyor kitaba. Sonrasında ise çocukken öz babası tarafından uğradığı tacizlere dayanamayıp annesine anlattığında değişen hayatlarıyla devam ediyor. Babasından kaçtıktan sonra hayatına annesi ile devam ederek büyüyor. Hayatına giren adamdan şiddet görmeye başlayıp uzun süre tehditlerle buna boyun eğmek zorunda kaldığında kaderinden kaçamayacağını düşünse de güzel günler yakınında onu bekliyor. Hayatta en keyif aldığı şey olan dans etmeyi meslek olarak yapmaya karar verip iş başvurusu yaptığında ise hayatı bambaşka bir yöne gidiyor. Dilara’yı neler bekliyor? Aşk kapısını çaldığında onu içeri buyur edebilecek mi? Peki ya her masal mutlu biter mi? Öğrenmek isteyenlere keyifli okumalar dilerim….”
Bizim en büyük aptallığımız insanların düşüncelerine, önyargılarına kendi düşüncelerimizden daha fazla değer vermemiz. Bu yüzden yaşanması gereken bir çok şey yaşanmıyor, eksik göçen göçene.
Amalarla yaşlanıp hayallerle küfleneceğiz, geriye bakınca belki biraz da küfredeceğiz.
Yaşamak istediğiniz hiçbir şeyi ertelemeyin, o anı yaşayın belki de bir daha o an olmayacak…